Seçim ve Toplum

Abone Ol

Yaklaşık 4-5 aydır yoğun heyecanını hep birlikte yaşadığımız yerel seçimleri de geride bıraktık ve artık çalışma ve proje üretme vaktidir. Seçilen tüm Büyükşehir, İl ve İlçe Belediye Başkanlarına, Belediye Meclis Üyelerine ve Muhtarlara öncelikle başarılar diliyor ve tebrik ediyorum.

Bu dilek ve temennilerden sonra, bir seçim tahlili ve değerlendirmesinde bulunmak istiyorum.

Bu değerlendirmeyi de “toplum temelinde ve toplumun durumunu esas alarak” gerçekleştireceğim inşallah.

Bu değerlendirmelerimi ve görüşlerimi aşağıda madde madde sıralıyorum. Başlığımız “Seçim ve Toplum” ve bu başlık altındaki tespitlerim aşağıda mevcuttur. Bu görüş ve düşüncelerimi açıklamadan önce şu hususu özellikle belirtmek istiyorum. Bu görüş ve düşüncelerimin bir kısmı tüm seçimler için genel özelliktedir. Bir kısmı ise, 31 Aralık 2019 Mahalli İdareler Seçim sonuçlarıyla ilgilidir. Yani son seçime özeldir.

1- “Siz nasılsanız, öyle yönetilirsiniz.” Bu Hadis-i Şerif, toplumun önemini ve genel yapısı ne ise, yöneticilerinin aynı yapıda olacağını gösterir. Sürpriz yok. Öncelikle kendimizi ıslah etmeliyiz. Biz kendimizi ıslah edersek, elbette bizi yönetenleri de ıslah ederiz. Zaten bu ikisi bir bütündür. Yöneticiler ile yönetilenler arasında doğrudan doğruya bir ilgi vardır. İkisi de bir elmanın iki yarısı gibidir.

2- Toplumun genelini bazı zamanlar ikna edebilirsiniz. Toplumun bazı kesimlerini her zaman ikna edebilirsiniz. Ama toplumun genelini her zaman ikna edemezsiniz.

3- Toplumda siyasetçilerden umut kesilirse sandıklardan çıkan oy sonuçları çok da önemli değildir. Siyasetçiler tutarlı, kararlı ve toplum için faydalı işler noktasında azimli olmalıdır. Aksi halde hem demokrasiden umut kesilir, hem de ekonomik yönden kalkınma sağlanamaz.

4- Toplumun değişim ve yenilenme talepleri sözde kalırsa, son çare sandıklarda aranır ve karşıdaki rakibin niteliğine çok da bakılmaz. İktidardakiler eğer toplumun beklentilerine ve taleplerine karşı duyarsız olurlarsa, muhalefet çok da nitelikle olmasa da seçimlerden başarıyla çıkabilir. Bu duruma “tepki oyları” da deniyor.

5- Toplumlarda “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” anlayışı her daim geçerlidir. Seçimden seçime aynı lafları tekrarlayıp da iş uygulamaya gelince aynı hatalar tekrarlanınca inandırıcılığınızı yitirirsiniz. “Ya olduğun gibi, ya da göründüğün gibi ol” Hz. Mevlana Hazretlerinin veciz bir sözüdür. Bu söz hepimizin kulağında bir küpe olmalıdır. Siyasetçiler de aynı sözün gereklerine ayrıca dikkat etmelidir.

6- Toplumun genelinin sınıf bilinci ve ekonomik gerekçelerle değil de, futbol takımı tutar gibi davrandıkları ya da etnik sebeplere göre hareket ettiği veya bölgesel/feodal/basit gerekçelerle tavır takındıkları bir Ülkede seçim çalışmasını ekonomik projeler temelinde sürdürmek fayda vermez. Adam ne kadar hizmet etsen, ne kadar yatırım yaparsan yap, adam yine gider, basit gerekçelerle ve kendi basit mantığına göre oy kullanır. Bu durum maalesef, gelişmemişliğin bir göstergesidir. Gelişmiş toplumlarda seçmenler oylarını daha çok nesnel, objektif, tutarlı sebeplerle kullanırken, gelişmemiş toplumlardaki seçmenler öznel/taraflı/tutarsız nedenlerle oy kullanırlar.

7- Toplumun genelinin sahtekârlığa meyilli olduğu ya da etik değerlere çok fazla önem verilmediği bir Ülkede seçimdeki rakiplerinizin sahtekar olduğunu ya da ahlaksız olduklarını belgelerle ispat etseniz dahi, rakibinize hizmet edersiniz. Adamlar “tam Bize gören aday” diyerek daha da kararlı bir şekilde rakibinize oy verirler.

8- Halk, kibirli ve gururlu insanları sevmiyor. Tevazu sahibi insanları seviyor. Toplumda tevazu sahibi olmayan insanlar seçilemez, seçilse de yerel yönetimlerde başarılı olamaz. Yerel seçimlerde göreve gelen tüm yöneticilere tevazu ve hoşgörü öneriyorum.

9- Toplumumuzda yaklaşık 80 yıldır demokrasi uygulamaları yaşanmaktadır. Toplumumuz demokrasiyi benimsemiştir. Demokrasi meşveret ve şura esaslı yürütülürse, bu İslam’a uygundur. Çünkü, Dinimiz meşveret (danışmak) ve şurayı (meclisi) esas almaktadır. Buna göre, hem toplumumuzdaki vatandaşlarımız ve hem de yöneticilerimiz danışmayı ve meclisi önemsemelidir.

10-Toplum, çocuklar, gençler, orta yaşlılar ve yaşlılar şeklinde dört esas katmana ayrılır. Bu katmanlardan hepsinin de talep ve ihtiyaçlarını esas alan ve gerçekçi çözümler üreten siyasi yapılanmalar seçimlerde başarı sağlar. Son seçimde gençlerde (özellikle işsiz gençlerde) siyasete karşı bir ilgisizlik ve umutsuzluk gözlemledim. Nerdeyse oy atmaya gitmeyi dahi düşünmeyen çok sayıda gençlerimiz var. İşsizlik sorununun çözümü için gerçekçi, ayağı yer basan projelere ihtiyaç her zamankinden daha fazla hissedilmektedir. Siyasetçilerin bu noktada hassasiyetleri beklenmektedir.

Bu 10 maddelik tespit ve değerlendirmelerimle birlikte genelde tüm seçimleri, özelde de son seçimi dikkate alarak bir sizlere bir sunum sağladım. Bunlar benim tarafsız bakış açısıyla sunduğum görüş ve düşüncelerdir.

Yine her zamanki gibi, “hayırlısı olsun” diyerek yazımı noktalıyorum. Selam ve dua ile.