Şehitlerimizin üzerinde tepinmeyi bırakın

Abone Ol
“Her gün yeni bir yazı yazdın mı diye bakıyorum” dedi. “Neden yazmıyorsunuz?”

“Ne yazayım” dedim. 

“Kahramanmaraş’ın trafik çilesini yaz mesela”
dedi. “Bugün her taraf kapalı. Tam bir çile…”

“Utanıyorum”
dedim. “Gencecik evlatlarını şehit veren anaların babaların çilesi yanı başımızda dururken trafik çilesini yazmaya utanıyorum…”


Bu olaydan birkaç dakika sonra telefonum çaldı. Arayan görev yaptığım okuldan bir öğretmen arkadaşım. 

“Ali hocam” dedi. “Okulda soramadım, bir haftadır takip ediyorum çok durgun görünüyorsun. Bize mi küstün?” 

“Yok”
dedim… “Kimseye küs değilim. Belki kendime küsüm. Kendimle barışmaya çalışıyorum…”

“Nasıl yani?”
dedi…

Dedim ki:

“Şehitlerimizden utanıyorum… Vatanı koruma yükünü onların omuzlarına atıp buradaki küçük dünyamızda mutlu-mesut yaşamak zoruma gidiyor.”

Sustu…

Devam ettim:

“Susuyorsun… Ben de susuyorum… İşte en çok da o suskunluğumdan dolayı utanıyorum kendimden…”


Bu gün sabahın köründe site yönetimi tarafından forward edilen bir mail düştü posta kutuma. Kahramanmaraş’ta geçtiğimiz ay içerisinde açılan bir işyeri ünlü bir şarkıcıyı getirmiş müşterileri için…

Habere göre “yüzlerce kişi muhteşem bir gece yaşamış.”

“Konser başlayana kadar Göksel adına çalışan Türkiye’nin en ünlü iki tonmaisteri kalabalığı coşturmuş.”

“Konser başlamadan önce bir birinden güzel şarkılarla eğlenenler Göksel sahneye çıktıktan sonra ise eğlencenin doruğuna ulaşmışlar”

Hem de ne zaman… 

Biz üzüntünün, hüznün doruğundayken…

Kahramanmaraş şehidine ağlarken…

Gencecik bir aslanımızı sonsuzluğa uğurlarken…


Yapmayın…

Acılarımızın üzerinde tepinmeyin…

Biz şehitlerimize ağlarken hadi istediğiniz kadar kahkaha atın, istediğiniz kadar tepinin ama bunu bari gizli yapın. 

Sizin tepindiğiniz o toprağın altında bizim şehitlerimiz var.

Kalbimiz var o toprağın altında…

Siz tepindikçe, coştukça, eğlencenin doruğuna çıktıkça bizim kalbimiz acıyor.

Çok acıyor…


Ve çılgınlar gibi eğlenmek,

Şehit haberleriyle çılgına dönen bir ülkenin hele hele Kahraman şehrin insanlarına yakışmıyor.

Biz sizin adınıza çok utanıyoruz…

Birazcık da siz utanın…