Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Şırnak İl Temsilciği, Türk bakan ve bürokratların programlarını engelleyen Hollanda ve Almanya’ya tepki gösterdi.

TÜGVA Şırnak Temsilciğince, Hollanda ve Almanya’nın Türk bakan ve bürokratların programlarının engellenmesine ilişkin basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya, TÜGVA İl Temsilcisi Fırat Som, Silopi Temsilcisi Yusuf Tatar ve il yönetim kurulu üyeleri katıldı. Açıklamada, “Ümmet için birlik zamanı”, “Demokrasi, özgürlük için evet” ve “Siz batıyorsunuz, biz doğuyoruz” dövizlerinin açıldı. Açıklamayı okuyan TÜGVA İl Temsilcisi Som, “16 Nisan referandum çalışmaları nedeniyle yurtdışında bulunan vatandaşlarımıza seslenmek isteyen bakanlarımıza yönelik ilk toplantı iptali Bekir Bozdağ’ın konuşma yapacağı salonların iptal edilmesiyle Almanya da gerçekleşti. Ardından Nihat Zeybekçi’nin konuşma yapacağı salonlarda iptal edildi. Son olarak Hollanda, Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkelerine inişini yasaklayınca Fatma Betül Sayan Kaya karayoluyla Hollanda’ya geçmek istediği halde onunda önünü kesmişlerdir. Avrupa Birliği Antlaşmasında özgürlük, demokrasi, eşitlik ve hukukun üstünlüğü ile insanın dokunulmaz ve vazgeçilmez haklarından oluşan evrensel değerlerden bahisle bu değerlerin, çoğulculuk, ayrımcılık yapmama, hoşgörü, adalet, dayanışma ve kadın-erkek eşitliğinin hakim olduğu bir toplumda üye devletler için ortak bir çizgi olduğu da belirtilmiştir. Bu antlaşmaya taraf olan ülkeler arasında Almanya, Hollanda ve Müslüman Türk düşmanlığı sebebiyle referandum çalışmalarına engel olmak için şimdiden hazırlık yapan diğer AB ülkeleri var. Evrensel değerler AB antlaşmasında sayılmıştır. Ancak AB Antlaşmalarında yer alan yine kendi mahkemelerinde suç sayılan evrensel kavramların ihlali, bizim bakanlarımıza sıra geldiğinde rafa kaldırılmış ve yerine faşizm fitili ateşlenmiştir. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi o ateş bir gün kendilerini yakacaktır. Kendini Rönesans ve reform ile medeni olarak gösteren AB’nin, evrensel değerleri temelinde barındıran bir birlik kurmaları ve Avrupa insan hakları sözleşmesine taraf olmaları ile yaptırımını sağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini kurmaları her ne kadar demokratik gibi görünse de altında aslında haçlı zihniyetinin yattığı görünmektedir” dedi.

“Artık Müslüman kanı üzerinden kazanamayacaklar”

Osmanlı Devleti’nin güçlü olduğu dönemde dahi oyunlardan ve katliamlardan bıkmayan Avrupa’nın bugün ise medeniyet adı altında katliamlar yaptığını ve evrensel değerleri kendi ekonomik ve siyasi çıkarları için kullandığını ifade eden Som, şunları kaydetti:

“Cezayir’de 1 milyon 600 bin Müslümanın katledilmesi, Suriye’de 600 binden fazla insanın katledilmesi, Irak’ta milyonlarca Müslümanın katledilmesi ve daha niceleri aslında AB ülkelerini ilgilendirmemekte ancak yerin altında bulunan petrol, elmas gibi insandan daha önemli gördükleri nesneler için katliamlar gerçekleştirmekteler. Peki, hiç düşündünüz mü 1970 yılından bugüne kadar Avrupa da yaşayan Türk vatandaşlarımıza bu yönde davranışlar sergilenmezken neden bugün bakanlarımıza dahi iniş izni verilmemektedir. ABD raporlarında belirtildiği gibi artık önümüzdeki yıllarda dünya devleti olacak büyük Türkiye. Ne ABD’nin ne AB’nin ne de diğer devletlerin güdümünde artık olmayacağı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının batı medeniyetinin gerçek yüzünü görmeye başladıkları ile aslına dönmesinden ve en önemlisi de İslam devletlerine liderlik yapacak tek ülkenin Türkiye olmasından dolayıdır. Evet, Avrupa, ABD ve diğer ülkeler korkuyorlar. Çünkü Osmanlı Devleti onlarda çok iz bırakmış gibi görünüyor. Ama şunun farkına varmalılar ki, Osmanlı devleti fetihçi bir ruha sahipken, AB ülkeleri yağmacı bir ruha sahiptir. İşte bütün bu yağmacılıkları artık devam edemeyecek. Artık Müslümanların kanı üzerinden para kazanamayacaklar. Çünkü büyük Türkiye çok yakında. Diriliş 2002’de başladı ise yükselme döneminin başlangıcı referandum sonrası olacaktır” diye konuştu.

“AB’nin evrensel değeri paradır”

“Hayır” kampanyasına katılan Almanya, Hollanda ve diğer devletlerin, vatandaşların toplanma özgürlüğünü engellemekle kalmadığını anlatan Som, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynı zamanda diplomatik dokunulmazlığı olan bakanlarımıza bile seyahat özgürlüğünü çok gördüler. Yukarda bahsettik ya hani o imzaladığınız AB antlaşmaları, nerede o evrensel değerler. Nerede biliyor musunuz, Almanya, Hollanda ve diğer devletlerin çıkarlarında. Yani AB’nin asıl evrensel değeri petroldür, paradır. Ülkesinden çıkmak mecburiyetinde bıraktığınız Suriyeli kardeşlerimize taktığınız çelmeyle, Hollanda’da polis şiddetine maruz kalan vatandaşlarımızla, seyahat özgürlüğünü elinden aldığınız bakanlarımızla beraber evrensel değerleriniz suya gitmiş ve artık tüm dünya insanları tarafından da medeni değil, demokrasi gibi evrensel değerleri kullanarak insanları katleden bir zihniyete sahip olduğunuz görülmüştür. Almanya 2. Dünya Savaşı’ndan kalma zihniyetini gün yüzüne çıkarmış ve anti-semitik uygulamalarını Müslümanlara çevirmiştir. Demek ki AB’nin sadece çıkarı yok. Yapılanların ardında başka nedenlerde var. Nitekim Hollanda milletvekilinin İslam karşıtı açıklamaları, Bulgaristan başta olmak üzere tüm AB ülkelerinde Anti-İslam propagandalarının yapılması bize gösteriyor ki, haçlı zihniyeti form değiştirmiş ve asimilasyonla yok edemedikleri Müslümanları farklı yollarla yok etme çabası içine girmiştir. Almanya ve Hollanda’nın tutumunu unutmayacağız. Ey Almanya, Hollanda, AB ve bütün İslam karşıtı ülkeler. Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, Allah muhakkak ki nurunu tamamlayacaktır. Bizler de Müslüman bir gençlik olarak, TÜGVA’lı bir gençlik olarak sizin bu davranışlarınızı unutmayacağız ve unutturmayacağız. 16 Nisan referandumunda Şırnak ‘Evet’ diyerek acılarınızı bir kez daha çoğaltacaktır. Sizin ajanlarınızın cirit attığı, Doğu ve Güneydoğuda artık o gençlik yok, çünkü yerine TÜGVA geldi ve hepinizin de iyi bildiği gibi biz kefenlerimizi giydik. Artık durmayacağız. Tüm dünyada insanın yaşaması, özgürleşmesi ve demokrasi için mücadelemizi ölene kadar devam ettireceğiz.”