Demokrat Parti (DP) Manavgat İlçe Başkanı Ahmet Bıyıklıoğlu, 50 yıldır aktif siyasetin içinde olduğunu belirterek, siyasi iktidar tarafından toplumun böylesi 'kutuplaştırıldığı, ayrıştırıldığı, birbirine düşman edildiği ve ötekileştirildiği' döneme şahit olmadığını savundu.

Bıyıklıoğlu parti binasında yaptığı basın açıklamasında, 'nefret ve öfke siyasetinin toplumu kutuplaştırarak komşuyu komşuya selam vermekten çekinir hale geldiğini' öne sürdü. Bıyıklıoğlu, "50 yıldır Demokrat Parti'den Adalet Partisi'ne Adalet Partisi'nde Doğru Yol Partisi'ne kadar aktif siyasetin içindeyim. Askeri darbelerle olmak üzere böylesi bir durumla karşılaşmadım. Ülkemizde adı konulmamış bir dikta rejimi var. İnsanlar korku içinde. İnsanların böylesi ayrıştırıldığı, kutuplaştırıldığı, ve ötekileştirildi. Ülkemiz normalleşmeye geçtiğinde bunun yaralarının 10 yılda sarılacağına inanıyorum." dedi.

Bıyıklıoğlu, seçim öncesi 200 gazeteci, savcı, hakim ve bazı siyasetçilerin gözaltına alınma iddialarıyla ilgili ise bir gazetenin yayınladığı MİT TIR'ları görüntüleri ile siyasi iktidarın kimyasını bozduğunu iddia etti. Bıyıklıoğlu, çoğunluğu gazeteci olmak üzere 200 kişinin seçim öncesi gözaltına alınmasının bir anlamda iktidarın 'intiharı' olacağını savundu.

Bıyıklıoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Ülkemizde hukuk yerle bir olmuştur. İnsanların makam ve mevkileri ne olursa olsun yaptığı haber için bir gazeteciyi tehdit edemez. Gazetecinin görevi kamuoyunu bilgilendirmektir. Usta gazeteci Can Dündar da gazetesinde yaptığı haberle bunu yapmıştır. Gazeteci, doğruları gün yüzüne çıkarma peşinde giden aydın insanlardır. Ülkemizde basın özgürlüğü baskı altındadır. Gücü elinde bulunduranlar gazetecilere gözdağı vererek sindirmek istiyor. Gazetecilere gözaltına alma ve tutuklamalar ülkemizin imajını dünyada yerle bir etti. Özgür basına baskını asla kabul etmiyoruz. Edilemez buluyoruz."

BANK ASYA'YA ÇÖKENLER EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDILACAKTIR

BDDK'nın Bank Asya'ya el koymasının hür teşebbüse bir darbe olduğunu belirten Bıyıklıoğlu, seçim öncesi böyle bir operasyonun tamamen 'siyasi' olduğunu savundu.
Ülkeyi yönetenlerin '17 aydır Bank Asya'ya çökmek için her türlü algı operasyonu yaptığını' öne süren Bıyıklıoğlu, sermayesi en yüksek bankalardan biri olan Bank Asya'ya yapılan operasyonuna imza atanların hepsinin ileride çok yüklü tazminatlara mahkum olacağını bilmeleri gerektiğinin altını çizdi.

Bıyıklıoğlu, ülkeyi yönetenlerin bankaların mevduatlarıyla ilgili ima ile bile olsa söz söylemelerinin anayasal suç olduğunu bilmesine karşı bilerek havuz medyası aracılığıyla açıklama yaparak suç işlemeye devam ettiklerini iddia etti. Bıyıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bank Asya'nın TMSF'ye devredilmesinde imzası bulunan bütün bürokratlar günü geldiğinde en ağır şekilde cezalandırılacaktır. O zaman çok güvendikleri siyasi güçler yanlarında olmayacaktır. Ülkeyi yönetenler öfke, kin ve intikama bağlı ülkenin sermaya yapısını en güçlü üç bankadan biri olan Bank Asya'ya seçim öncesi resmen çöreklenmişlerdir. Bunun hesabını da en ağır şekilde vereceklerdir. Eğer bir ülkede finans sektörüne baskı kuruluyorsa iyi bilinsin ki o ülkeye yabancı yatırımcı gelmez."