Ünal, partisinin Türkoğlu İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, her zaman farklılıkları zenginlik olarak görmüş bir kültürden geldiklerini ancak bu topraklarda bin yılda oluşmuş bu zenginliğin çok büyük tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Terör belasının 30 yıldan beri kardeşliği adeta testere ile keser gibi kesmeye çalıştığını anlatan Ünal, şöyle konuştu: ''Zor günlerden, acılı günlerden geçtik. 1980'lerden önce sağ-sol olaylarıyla ülke maalesef bölünmenin eşiğine geldi. Bu ülke Alevi-Sünni çatışmalarını gördü. Bu ülke laik-antilaik çatışmalarını gördü. Bu ülkeyi her şekilde dış güçler bölmeye kendi içinde birliğini bütünlüğüne zarar verecek eylemlerle adeta bir karpuz gibi ortadan ikiye ayırmaya çalıştılar. Ama bunu başaramadılar. Geçtiğimiz 30 yıldan beri de terör belasıyla bunu yapmaya çalışıyorlar. Bir ülkeyi şiddet sarmalına soktuğunuz zaman şiddet sarmalı o ülkenin bütün enerjisini alır bitirir.'' -''Türkiye'yi şiddet sarmalının içine çekmeye çalışanlar var''- ''Türkiye haklar ve özgürlükler konusunda terör sorununu bir birinden ayırdı'' diyen Mahir Ünal, terör sorununu bir güvenlik sorunu olarak ele aldıklarını, demokratik açılımı, milli birlik ve beraberlik projesi ile Türkiye'nin kendi kardeşliğini bütün vatandaşların birinci sınıf vatandaş olduğu bir zemini oluşturmanın gayreti içerisinde olduklarını ifade etti. Tahrik siyaseti ile Türkiye'yi bir şiddet sarmalının içine çekmeye çalışanların olduğunu vurgulayan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ne yapmaya çalışıyorlar-, Vatandaşımızı tahrik ederek, birbirine düşman ederek hangi amaca ulaşmaya çalışıyorlar bunun altını çizmek için söylüyorum. Bakınız bugün bir siyasi parti ısrarla son derece tahrikkar konuşmalar yapıyor. Yaptıkları açıklamalarla bir tanesi ''PKK terör örgütü değildir'' diyor, öbürü diyor ki ''biz özerklik istiyoruz'' diyor. Öbürü ''farklı bir bayrak istiyoruz'' diyor. Bütün bu konuşmaların altında yatan sebebe baktığınız zaman Türkiye'yi yeniden bir çözümsüzlüğe, Türkiye'nin yeniden şiddet sarmalına çekilmeye çalışıldığını görüyoruz. Mecliste bu sorunu yaşıyoruz. Adeta meclisi öyle geriyorlar, öyle ifadeler kullanıyorlar ki biz büyük sabırla herhangi bir şekilde milletvekillerimizden biri herhangi bir tahrike kapılmasın diye büyük dikkat gösteriyoruz. Çünkü, mecliste bir sorun, bir sıkıntı yaşansın bu sorunu bu sıkıntıyı bahane edip meclisi terk edelim diye düşünüyorlar.'' Ünal, devletin artık devlet aklıyla davrandığını ve terörü sivil vatandaşından ayıran bir yaklaşımla meseleyi ele aldığını belirtti. Israrla sabırları taşırmak, vatandaşı sokağa çekmek için bir üslup ve dil kullanılmaya başlandığını dile getiren Ünal, şunları kaydetti: ''Neden-, çünkü Kürt sorunu çözüldüğü zaman bu ülkenin hak ve özgürlük sorunları çözüldüğü zaman bu ülke kendi sivil anayasasını yaptığı zaman bunların hiçbir kıymeti ve önemi kalmayacak. O yüzden ısrarla şiddetten beslenmeye çalışıyorlar. Bunlar maalesef asit kuyularından beslenenler, köy yakmalarından, köy boşaltmalarından beslenenler bu siyasetle ayakta duranlar. Terörü ve terör örgütünü maalesef kabul eden, dolayısıyla PKK'yı terör örgütü olarak görmeyip diğer taraftan ülkeyi tahrik edecek söylemlerle maalesef insanımızın, ülkenin, devletin sabrını taşırmaya çalışanlar hiçbir zaman çözümden yana politika yürütmediler, yürütmeyecekler.''