AK Parti Haziran Ayı İl Danışma Meclisi Toplantısı, Adıyaman milletvekili Fehmi Hüsrev Kutlu'nun divan başkanlığında Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan kongrede, gündemde bulunan maddeler ele alındı. Meclisin konuşmalar bölümü, AK Parti İl Başkanı Fatih Mehmet Erkoç'un konuşmasıyla başladı. Erkoç, Türkiye'yi Kapıkule ve Habur arasına sıkıştırmak isteyenlerin yeniden terörle devreye girdiğini belirterek bunda asla başarılı olamayacaklarını söyledi. Erkoç, "30 yıldır buna çabalıyorlar ama başaramadılar, başaramayacaklar. Türk milleti Çanakkale ruhu ile mücadelesini sürdürerek Edirne'den Kars'a kadar kardeşçe yaşayacak" diye konuştu. Erkoç'un konuşmasının ardından Divan Başkanı Kutlu, toplantıya katılan milletvekillerinden birinin kürsüye gelmesi için çağrıda bulundu. Bunun üzerine salonda bulunan yüzlerce partili "Avni Doğan" tezahüratları yaparak Doğan'ın hitapta bulunmasını istedi. 4 aylık geçici ihracın ardından cezası dolan Doğan, alkışlarla geldiği kürsüde partisine olan sadakatini dile getirdi. Sözlerine Ziya Gökalp'in, "İnsana sadakat yakışır, görse de ikrah. Doğruların yardımcısıdır Hazreti Allah" sözleriyle başlayan Doğan, "Şunu bilesiniz ki ben size sadığım, sizin partinize sadığım, onun vereceği her türlü karara sadığım, bunu gösterdim. İnşallah bu ceza bizim için ödül olacaktır. Desteğiniz için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE NE ZAMAN GÜÇLENSE BUDUYORLAR" Son günlerde artan terör olaylarını eleştiren Doğan, Türkiye'nin güçlenilmesinin istenmediğini belirtti. Türkiye'nin ilk defa AK Parti iktidarı döneminde içerisinde çöreklenen güçlere karşı tavrını gösterdiğini belirten Doğan şunları söyledi: "Geldiğimiz süreçte Tanzimat'tan bu yana yaşadığımız şey şudur. Bu ülkenin içerisine öyle mekanizmalar kurmuşlar ki ne zaman güçlenirsek buduyorlar, ne zaman zayıflar, kurumaya yüz tutarsak iki kova su döküyorlar. Bizim güçlenmemizi istemiyorlar. Ne zaman güçlenirsek başımızı belaya sokuyorlar. Türkiye ilk defa içine çöreklenen ve Türkiye'nin dışından bunu tetikleyen güçlere karşı tavrını gösterdi. 7 yıldır bu kavga sürmekte. Ya onlar kazanacak ya siz kazanacaksınız, ya onlar kazanacak ya Türkiye kazanacak. Yaşadığımız süreç budur. Onun için daha vahim olaylar, daha karanlık olaylar yaşayabiliriz. Çünkü gelinen nokta bir tarafın kesin olarak kazanacağı noktadır. Türkiye'yi zayıf düşürmek isteyen güçlerin tarihte ilk defa fiyakası bozulmuştur. Tekrar ediyorum Türkiye'yi zayıf düşürmek isteyen güçlerin, o karanlık dehlizlerin padişahlarının ilk defa fiyakaları bozulmuş, ilk defa onlar da yargılanmaya başlanmıştır. İlk defa cinayet işleyip başkasına atanların, karmaşa çıkarıp başkasına atanların, faili meçhul baronlarının fiyakası bozulmuştur. Onun için bu terörden falan kimse korkmasın, PKK'nın falan da bu son çırpınışıdır. Şehit cenazelerinde ona buna saldıranların Ankara'daki temsilcilerinin bir terör olayı olduğu zaman gözlerinin içinin güldüğünü görüyoruz. Ne olacak? AK Parti zayıflayacak. Bugün terörle mücadele etmesi gerekenlerin, neredeyse topu hükümete attıklarını görüyoruz. Öyle bir görevli diyor ki, 'Biz karakol mu bekleyeceğiz?' E karakolu Ali Sezal mı bekleyecek, ben mi bekleyeceğim, içişleri bakanı mı bekleyecek? Elbette ki sen bekleyeceksin, sana da bekleteceğiz kusura bakma." "İSRAİL'İN DE FİYAKASI BOZULDU" İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemiye yaptığı saldırıyı da öfkeli bir dille eleştiren Doğan, ilk defa İsrail'in fiyakasının bozulduğunu savundu. Yaşanan süreçte muhalefetin takındığı tavrı da eleştiren Doğan, artık Türkiye'nin Birleşmiş Milletler oylamalarına yön veren bir ülke konumuna geldiğini ifade ederek, "Orada bir gemi basılıyor. 52 ülkenin insanın olduğu bir gemiyi, bir korsan devlet basıyor. Orada sivil insanlar katlediyor, sivil insanları rehin alıyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin gönderdiği bir gemi değil, bu her zaman yapılan bir şey. Ve bir bakıyorsunuz ki sanki burada Türkiye'nin büyük bir kabahati var gibi muhalefet partileri yaygaraya başlıyor. Halbuki gün milli bir gün, gün hepimizin duyarlı olması gereken bir gün, gün Türk milletinin onuru ardına hareket edilmesi gereken bir gün. Neredeyse, 'İsrail bunu yapmasa ne yapacaktı?' diyecek noktadalar. Hatta şunu diyorlar, 'İsrail çok güçlü bir ülke, ABD onun elinde, o her şeyi yapar.' İyi de bir gün fiyakası bozulacak ve bozuldu işte. Bakın Gazze'deki ambargo kalktı neredeyse. İsrail karşısında ilk defa, hatta ikinci defa karşısında bir yumruk vurulunca geri adım attı. 'E bunun bir bedeli olursa ne olur?' E olursa öderiz kardeşim. Türkiye büyük bir devlettir, Türkiye güçlü bir devlettir. Artık Türkiye Birleşmiş Milletler'de, uluslararası arenalarda ona buna bakıp, 'O nasıl parmak kaldırıyorsa ben de öyle kaldıracağım' diyen bir ülke değil. Artık bazıları Türkiye'ye bakacak, 'Elini nasıl kaldırıyorsa ben de öyle kaldıracağım' diye" ifadelerini kullandı. "ŞİMDİ BU CHP VE MHP, ARALARINA DTP'Yİ, PKK'YI DA ALARAK YÜRÜMEYE BAŞLADI" Türkiye'de muhalefette yer alan partilerin emperyalist güçlere göre politika yaptığını öne süren Doğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Onların izni ile onların istedikleri kadar iktidar olmaya alışmışlar. Bizden de onu istiyorlar. Kusura bakmasınlar. Biz Türk milletinin temsilcisiyiz ve bu millet edilgenlikten hoşlanmaz, bu millet emir almaktan hoşlanmaz. Bu millet ona buna müdana etmekten hoşlanmaz. Biz de bu milletin çocukları olarak gereğini yapıyoruz. Şunu net olarak bilin: Eğer bir siyasi hareket terörden medet umuyorsa bitmiştir. Meclis televizyonlarını dikkatle izleyin. MHP'si CHP'si DTP'si maalesef aynı telden çalıyor, aynı şeyleri söylüyor. 2002 seçimlerinden önce Cumhuriyet mitingleri vardı. 'Vatan gidiyor, memleket gidiyor, Kıbrıs gitti, Kerkük gitti, ora gitti, bura gitti.' 'Efendim MHP,CHP koalisyonu kurulmalı.' CHP, MHP koalisyonunun ne demek olduğunu siz biliyorsunuz. Tabii oradan bir şeye varamadılar. Şimdi bu CHP, MHP arasına DTP'yi, PKK'yı da alarak yürümeye başladı. Bizim yaşadığımız süreci Kuzey İrlanda da yaşadı, İspanya da yaşadı, İtalya da yaşadı. Oralarda bütün siyasi partiler, siyasi hesaplarını bir kenara koydular, oturdular, bir araya geldiler, o sorunları çözdüler. Biz maalesef CHP'nin kapısına gidiyoruz kapalı, MHP'nin kapısına gidiyoruz kapalı. Çünkü terör işlerine geliyor, çünkü karmaşa işlerine geliyor. Zaten 12 Eylül öncesinden bu yana Türkiye'de olan terörün, anarşinin hep bir tarafında MHP, bir tarafında CHP olmuştur. 12 Eylül öncesini biliyorsunuz. Anlaşılan bunu sizinle beraber biz çözeceğiz." TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil, AK Parti Kahramanmaraş milletvekilleri Cafer Tatlıbal, Fatih Arıkan, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, il ve ilçe belediye başkanları ile çok sayıda partilinin katıldığı mecliste, gündemde bulunan maddeler görüşüldü.