AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Türkiye aşiret devleti mi bir savcı bir ülkenin kaderiyle, geleceğiyle ve adeta tarihiyle uğraşabiliyor" dedi.

Ünal, partisinin belediye başkan adaylarını tanıtım toplantısında, 17 Aralık'ta başlatılan operasyonlarla siyasetin hukuk kılıfı altında boğulmak istenildiğini söyledi.

AK Parti'nin, iktidarları boyunca hiçbir yolsuzluğa göz yummadığını belirten Ünal, temizliği ve aklını ismiyle müsemma kılmış bir siyasi harekete karşı yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla soruşturma başlatıldığını anımsattı.

Yargının üzerine düşeni yapmasına hiçbir şekilde itirazlarının olmadığını aktaran Ünal, şöyle devam etti:

"Bir ülkenin siyasi istikrarı ekonomik istikrarı beraberinde getirir. Ekonomik istikrar da o ülkenin büyümesini sağlar. Ülkemizdeki istikrarı bozmak için 2002'den bu yana 'ne pahasına olursa olsun AK Parti'den kurtulmalıyız' diyenler. Darbeler, muhtıralar, kapatma davaları denediler olmadı. Sonra dediler ki 'meşru bir araç bulmalıyız' yargımızı tenzih ediyorum ama yargının içerisinde odaklanmış bir yapı. Düşünebiliyor musunuz bir savcı Ahmet'i Mehmet'in adıyla dinliyor, canı sıkılıyor başbakanı dinliyor, hakimi bile dinliyor. Burası aşiret devleti mi bir savcı bir ülkenin kaderiyle, geleceğiyle, adeta tarihiyle uğraşabiliyor. Bir dosyayı saklamak suçtur. Hakim bir kişidir ama savcılık bir makamdır. Savcı 5235 sayılı kanuna göre başsavcıya bilgi vermek zorundadır."

- "17 Aralık soruşturmasına hiç bir müdahale olmadı"

Ünal, açılan üç ayrı soruşturma dosyasıyla bakanların ve başbakanın istifa etmeye zorlandığını savunarak, "Alın size yeni bir darbe girişimi. Bu ülkede bugüne kadar kimsenin yolsuzluk yapmasına izin vermedik. Yolsuzluk yapan varsa da korumadık. Bakın 17 Aralık'la ilgili yargıya hiçbir müdahale olmadı" dedi.

Süreç içerisinde hiçbir hukuksuzluk yapılmadığını ve hiçbir hukuksuzluğun yanında yer alınmadığına işaret eden Ünal, şöyle konuştu:

"Siyasetçi millete hesap verirken, tir tir titriyor ama bürokrat hesap bile vermiyor. Milletin denetlemediği yerlerin meşruiyetinin sorgulanması gerekir, Sen orada hakim, savcı ve adli kolluk hemen bir araya gel medya organları buna lojistik destek versin. HYSK da korsan bildiri hazırlasın. Ondan sonra da bu duruma siyaset müdahale ettiği zaman 'siyaset yargıya müdahale ediyor' diye kıyamet kopar. Burada siyasetin yargıya müdahalesi yok, yargının siyaseti boğma çabası var. Dolayısıyla siyasetçi milletin kendisine teslim ettiği emanete sahip çıkmak zorundadır. Hakim meseleyi kişiselleştirmişse ve meseleyi başka hesapların aracı ve aleti haline getirmişse ona da siyaset müdahale eder."

- "Yolsuzlukların hesabını soracağız diyorlardı"

HSYK ile ilgili düzenleme hakkında bilgi veren Ünal, CHP'nin 17 Aralık'la ilgili yaptığı açıklamaları da değerlendirdi.

Deniz Baykal'ın CHP kongresinde iki saat boyunca belgelerle Mustafa Sarıgül'ün yolsuzluklarını açıkladığını ifade eden Ünal, şunları kaydetti:

"CHP'liler dün 'biz hangi siyasi görüşten olursa olsun, yolsuzlukların hesabını soracağız' diyorlardı. Sen bu adamı alıp İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapmadın mı? Senin genel başkanın 'Rahşan affı' diye bilinen afla SGK davasından kendisini kurtarmadı mı? Yılmaz Büyükerşen ağır cezada yargılanmıyor mu? Bunların hiç birisini konuşmuyor. Yürütülen soruşturmalar sonuçlandı mı, sonuçlanmadı. Bırakın mahkeme kararını versin. Mahkeme kararını vermeden, karar verme hakkını size kim veriyor.

Burada yapılmak istenenler AK Parti'ye değil. AK partinin şahsında tecelli etmiş millet iradesine karşıdır saldırıdır. Allah'ın izniyle 30 Mart'ta biz o sandıklardan çıkacağız. Niye biliyor musunuz gönüle giren sandıktan çıkar. Biz milletin gönlüne baktık, her zaman milletin gönlünde yer ettik. Orada yerimiz sağlam olduğu sürece hamdolsun bir sıkıntımız olmaz."

Konuşmanın ardından Ünal, Büyükşehir Belediye Başkan adayı ile ilçe belediye başkan adaylarını tanıttı.