Oysa bu ülkede kurulan ilk partidir. Halkın bir kısmının desteğini görse de, çoğunluğunun desteğini bir türlü alamamıştır. Çok partili döneme geçildiğinden bu yana istisnalar hariç, girdiği birçok seçimden mağlup olarak çıkmıştır. İktidara geldiği dönemler nedense, hep olağanüstü durumlardan sonra, vaki olmuştur. Çok partili döneme geçildiği ilk seçimde, rakip partinin kendisine çok fark attığına şahit olmuştur. Yirmi yedi mayıs askeri darbe ile rakipleri derdest olduğunda ülke yönetiminde kendisine yeniden yer bulabilmiştir. Her ne kadar, neden olduğu anlaşılmasa da, on iki Eylül askeri darbesinde bile kapatılması uygun görülmüştür. Oysaki ara sıra yönetimi devralan vesayet idaresi ile pek te, ters düştükleri, görülmemiştir. Aslında bu anlamda, tabiri caizse, ne İsa ya, ne Musa ya yaranmıştır. Pek anlaşılması mümkün olmuyor ama günümüzde, her şeyi ile asker ve yargının içinde bulunan ve ihtilala gönül vermiş cümle âlemin avukatlığına soyunduğu, herkes tarafından malum olmuştur. O arenada, görevi ne kadar başarabiliyor anlayamıyoruz ama halkın değerlerine, daha duyarlı olmadığı müddetçe, halktan gerektiği gibi destek bulamayacağı mutlaktır. Buradan herhalde şöyle bir sonuç çıkarabiliriz. CHP, hiçbir zaman çoğunlukta bulunan halkın yanında olmamıştır. Çoğunluk olan halktan çok, tavrını azınlıktaki bürokrasinin anlamsız uygulamalarından yana kullanmıştır. Bu tavrını da anlamakta çok güçlükler çekmekteyiz. CHP, genellikle, çoğunluğun tavırlarından yana olmamıştır. Çoğulcu düşünce yerine, küçük bir azınlığın duygularını seslendirme mekanizması halinde görünmeyi yeğlemiştir. Bu duygu o kadar ağır basmıştır ki, çoğunluğa karşı yelken açmış görüntüsünden kendisini kurtaramamış veya kurtarmak istememiştir. CHP; muhafazakâr halka verdiği sözde durma gereği de duymamış, zaman zaman Müslüman halkın değerlerini, olması gereken yere koymamıştır. Başkanlığı döneminde Sayın Baykal çarşaflılara rozet takarak, çarşaf açılımını gerçekleştirmeye çalıştığını, kameralar önünde gösteri haline getirirken, bir grup CHP'li, halkın inançlarının gereği olarak, giymiş olduğu geleneksel kıyafeti olan çarşafı parçalayarak gerçek niyetlerini ifşa etmiştir. Oysa çok değil henüz bundan 80”“90 yıl önce Anadolu halkı, giyim alışkanlığının sembolü olan çarşafına, uzanan elleri kırmak için kurtuluş savaşını başlatmıştır. En bariz örneği, tarihin istisna sayfalarında yerini almış, Kahramanmaraşlı SÜTÇÜ İMAM'I tüm Anadolu tanır ve adı her anıldığında onu rahmetle ve dualarla yâd eder. Kameraların önünde, Müslüman halkın peygamberine ismi ile hitap eden, aynı zamanda hacı olmak için kutsal topraklara gitmek isteyen birisine; “Araplara para yedirmeyin” gibi ifadeleri kullanabilen kişilerin varlığı, Anadolu halkının çoğunluğunu, bu partiden uzaklaştırdığına, büyük bir çoğunluk kanaat getirmiştir. CHP; kendisinden başka hiçbir iktidarı kabullenemediğinden dolayı, bütün iktidarlarla savaş halinde olmuştur. Yaklaşık yüzde elli ye yakın oy almış bir iktidarın, ortaya attığı Açılım ve anayasa değişikliğini, henüz duymadan, ya da duyma gereği hissetmeden, karşı çıkmayı başarabilmiştir. Referandum sürecinde, on iki eylül askeri darbesi ile kendi partilerinin kapatılmasına rağmen, yapılacak olan açılım paketine, destek vermeyerek kendisi ile çelişir bir görüntünün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ortaya koymuş olduğu bürokrasi yanlısı tutum, çoğunlukta olan halk ile arasını, daha fazla açmıştır. Halkın, yüzde elli sekizlik bir kısmını, şu anki görüntüsü ile karşısına almıştır. CHP, adına şu da söylenebilir; “halkın yüzde kırk ikisi de hayır diyerek, Cumhuriyet Halk Partisinden yana tavır almış olduğun göstermiştir.” Böyle bir soru karşısında da birileri de çok rahat olarak diyebilir ki; bu yüzde kırk ikinin bir kısmı Milliyetçi Hareket Partisine aittir. Bunların yanında parti zihniyetindeki “başkalarını sürekli itham alışkanlığı” da gelinen sonucun ayrı bir boyutudur. Son olarak, Hatay'da ADD Şubesi tarafından organize edilen “Türkiye Nereye Gidiyor?”konulu panelde konuşan, Tansel Çölaşan, referandumda yüzde kırk ikilik dilimin dışındakilerin gaflet, dalalet ve ihanet içinde olduğunu ileri sürmesi bu zihniyetin, “Anadolu halkının düşünce yapısını” benimsemediği veya benimsemeyeceğinin daimi sinyalinin işareti olmuştur. Bu ülkede, sadece İstanbul'u ve İstanbul' da bulunan, ata yadigârı bina yapısını gören bir yabancı, Anadolu ile ilgili yaşam ve düşünce yapısıyla ilgili detaylı bilgiye çok rahat sahip olabilecek iken, bu değerleri anlamamak, görememek, bu ülkeye Fransız kalmaktır. CHP; herkesin bildiği “Anadolu halk gerçeğini” bir türlü neden anlamaz? Bende bunu anlayamıyorum doğrusu. Son olarak üstat Said Nursinin söylediği bir sözü, CHP'ye hatırlatmak isterim. ”˜Bu halk başında mütedeyyin idarecileri görmek ister'. Daha başka ne söylenebilir ki? Son söz: içimizdeki beyinsizlerden dolayı, bizleri helak etme ALLAHIM.