Erdinç Akkoyunlu'nun haberi AK Parti İstanbul 2. Bölge adayı Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 13 Haziran sabahı Türkiye'nin çok güzel bir sabaha uyanacağını belirterek “Türkiye'nin ışık hızı ile ilerleyeceği bir döneme gireceğini” söyledi. İmam Hatip Yurdu'na yapılan saldırı karşısında yaşanan sessizliğin kendisini kahrettiğini belirten Çubukçu, STAR'ın sorularını cevapladı. Uzay Yolu bir mekanizma kurulmuş Seçim için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? Benim 7. seçimim. Başka siyasi partilerin teşkilat yapısı AK Parti'ye benzemez. Bizim çalışmalarımız yıllar geçtikçe artıyor. Çok ciddi bir kurumsal yapımız var. Ben 2. seçim bölgesindeki toplantıya ilk gittiğimde, hazırlanmış bir teşkilat ile karşılaştım. Her şey çok ince detaya kadar düşünülmüştü adeta Uzay Yolu gibi her türlü mekanizma kurulmuştu. Seçmenler için özel projeler hazırladık. Çok genç ve donanımlı bir ekibimiz var. Bu ekibimizle birlikte kapalı alan toplantıları yaptık. Günde bin-bin 500 kişi ile görüşüyorum. Taleplerini alıyorum. Seçmenler size ne tür sorunları iletiyor? 2002 seçimlerinde bir tespitim vardı. O dönem milletvekili adayı olarak dolaşırken, üçlü koalisyon vardı. Bırakın bakanları, milletvekilleri bile dolaşamıyordu. Halktan tepki vardı. Bize tepki olmadığı gibi büyük bir sevgi var. 2007'ye baktığımız zaman toplumun taleplerinin azaldığını, daha az sorun iletildiğini görüyoruz. Sadece eğitim ve iyileştirme için devletin ödediği para yıllık 2 milyar TL'ye yaklaşıyor. Biz 200 bin ortaöğretim çocuğuna burs veriyoruz. CHP'nin seçim beyannamesindeki eğitim bölümünde vaat ettiklerinin çoğu yapılmış zaten. Yeniliğin ve değişimin lokomotifi AK Parti. Yurtlarda kalan öğrencilere molotoflu saldırılar oldu... Önce Şırnak Cizre'de İmam Hatip öğrencilerinin kaldığı bir yurtta çıkan yangında 3 öğrencimiz yandı, birinin durumu ağır. Diyarbakır'da bir öğrenci yurduna saldırıda bulunuldu. Bütün herkesin bu meseleleri dehşetle karşılaması gerekirken, bu konudaki sessizliği yadırgıyorum. Bunlar çocuk. Bu çocukları hedef alan şiddet eylemi karşısında benim ve Başbakanımız kadar tepki göstermesi gerekir. Lütfen herkes, çocuklarımızla ilgili, onlara yönelik her türlü eylem karşısında aynı duyarlılıkla davransın. Seçim döneminde beni kahreden bir konu oldu. Çocuk demek masumiyet demek. Masumiyete uzanan her türlü saldırı büyük bir vahşet ve insanlık dışı olay. Bu toplumda bunu insanlar asla hoş görmüyor. Siyasilerden ses çıkmadı, basından ses çıkmadı. İnşallah bir daha çocuklarımıza saldırı gibi olaylar olmaz. ”˜Sizle nasıl rekabet edeceğiz' diyor Milli Eğitim Bakanı olarak en önemli dediğiniz projeniz ne oldu? Eğitimin çok ciddi yapısal sorunlarına, sadece bizim dönemimizde el atıldı. Müfredattan tutun da öğrenme yöntemlerine kadar. Bugün bütün okullarımızda bilim teknolojileri sınıfları var, internet sınıfları var. Bir de Fırsatları Arttırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) projesi var. Proje her sınıfa internet erişimi, lcd ekranda öğrenme becerilerini arttıracak şekilde ders anlatımı, elektronik kitap... Bütün bu donanım niçin yapılıyor. Çocuklarımızın çağın gereklerine uygun şekilde, tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi teknolojiyi kullanarak öğrenim becerilerini arttırmak ve rekabet gücü yüksek bir nesil yetiştirmek. Genç nüfusu iyi şekilde yetiştirirsek, bilişim teknolojilerini kullanırsa en az bir yabancı dil bilirse, Türkiye küresel bir aktör olacak. FATİH projesi işte bu nitelikli eğitim programını oluşturacak. Japonya'daki, Güney Kore'deki, ABD'deki sistemi buraya getiriyoruz. Başbakan diyor ya “Japon çocukla, ABD'li çocukla Türk çocuğun farkı olmayacak.” Projenin asıl amacı fırsatları arttırmak. Özel okullar “Biz sizle nasıl rekabet edeceğiz, bizde bu sistem yok” diyorlar. Ağrı'nın bir köyündeki bir çocuk ile İstanbul'daki iyi bir okuldaki çocuk aynı eğitimi alacak. Star