İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

Tasarının yapıcı, yol gösterici şekilde karşılıklı saygı ve nezaket daires içinde devam etmesini gönülden diliyorum. 

2013 bütçe AK parti hükümetleri tarafından hazırlanan 11'inci bütçedir. Hem geçmişteki bütçelerin muhasebesini yapıyoruz hem de önümüzdeki 10 yılın planlamasını yapıyoruz.

Öncelikle şunu belirtmek isterim. Biz hesaplaşma içinde değiliz. Biz 10 yıllık AK parti hükümet dönemlerinde hem kıyaslama yapıyoruz hem de bugüne kadar bu başarının elde edilemediğini milletimizin görmesini istiyoruz. Son 10 yılda elde ettiğimiz başarılar bu aziz milletin başarısıdır. Bu Türkiye'nin milletin, cumhuriyetin başarısıdır. Biz her alanda bu rekorları kırdığımız söylüyorsak bunu bir kazanım olarak görüyoruz o yüzden heyecanımızdan söylüyoruz. Bundan kimse rahatsız olmasın. Cumhuriyetin fertleri olarak ulaştığımız seviyeyi görerek herkes mutlu olsun istiyoruz. 79 yılda yapılanları takdir ediyoruz. Şu da sorgulansın istiyoruz: Türkiye'nin erişmiş olması gereken seviye 2002'deki o seviye midir? Türkiye daha fazlasını haketmemişmiydi? Almanya kalkınmak için bizim iş gücümüze ihtiyaç duyuyordu. 1990'larda kapalı rejimler yıkılıyordu. Bu süreçte biz kendi iç meselelerimizle uğraşıyoruz ve sürekli kan kaybediyorduk. 1955'lerde köprü kurulmalarına karşı çıktılar, ötelediler. Eğitimin altyapısı güçlendirilmedi. 10 yıllar boyunca yapay tartışmalarla kendi evlatlarını iç düşman ilan edenler, irtica geliyor diye paronaya üreten zihniyetle enerjisini kaybetti. On yıllar boyunca koalisyonlarla çok bedeller ödedi. 10 yılda bir müdahalelere maruz kaldı ülkemiz. Bizim Cumhuriyetle bir hesaplaşma içinde olduğumuzu söyleyenler, bugün ekonomide elde ettiğimiz başarıya karşı çıkanlar, darbeler karşısındaki tavırları sorgulasınlar. 12 Eylül, 12 Mart'ın, 27 Mayıs'ın 28 Şubat'ın  ve 27 Nisan'ın bu ülkeye kayıplarını varın siz düşünün. Eğer bunlar olmasaydı bugün dünyanın en büyük 10 ülkesi olacaktık. İnşallah bunu biz başaracağız. Demokratikleşmeyle ekonomi arasındaki doğru orantı artık her şekilde netleşmiştir. Demokrasinin kesintisiye uğradı, devletle vatandaş arasındaki güven bunalımı olduğu dönemlerde ekonomi daralmış, bu da yoksulun omuzlarına bindirilmiştir.

Terörle mücadelede bu tablo net olarak ortaya çıkıyor. Terör örgüt her yola başvuruyor. Ekonominin demokrasiyi demokrasinin de ekonomiyi güçlendireceğini bildiği için her türlü yola başvuruyorlar. Bölgede kalkınmayı engellemeye çalışıyorlar. Barajları engelliyorlar. Bölge halkını cahil bırakmak için okulları yakıyor, yıkıyor öğretmenlere saldırıyorlar. Biliyorlarki o çocuklar okula giderlerse dağa çıkmayacak, molotof verip attıramayacaklar. Biz asla geri adım atmadan bu yolda yürümeye devam edeceğiz.

BDP'YE CEVAP

Az önce BDP Eş Başkanı o çocuklardan bahsetti. O çocukların eline molotofu verenlere sessiz kalan siz değil misiniz? Siz değil misiniz o çocukları yokluğa yoksulluğa mahkum eden. Bizim o bölgedeki toplam bedeli 37 katrilyona ulaşmıştır. Bunlar cumhuriyet tarihinde görülmemiş yatırımlardır. Devam edeceğiz bu yatırımlara. Biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Bu kürsüye çıkıp da mezhepçilikle sınayanlar önce aynaya baksınlar ve kendilerini görsünler.

Türkiye bundan 10 yıl önce demokraside ve sanayide düşük standartlara sahipti. Bugün de tam tersi durumda. 2023 hedeflerimize ulaşmak için bizim iki alanda seviyeyi yukarı çekmemiz lazım. Ne yapacağımızı ne yaptığımızı konuşuyoruz. Bu kürsüye çıkanlar bunu yapmadılar. Yalan yanlış ne varsa konuştular. Arkadaşlarımız cevap verdi onlara. Zaman zaman dokunduracam onlara da.

2023'TEKİ MİLLİ GELİR HEDEFİMİZ: 500 MİLYAR DOLAR

Yüksek yoğunlu teknoloji ve demokraside yüksek standartlara ulaşmalıyız. Bunlarda aksama olursa hedef imkansızlaşır. 2023'te milli gelir hedefimiz 500 milyar dolar. Şu anda da 150 milyara yükselttik.

Şimdi bunu niye kıskanıyorsunuz. 10 yıl önce milli gelir 3 bin 600 ken 10 bin 700 dolara yaklaşınca neden rahatsız oluyorsunuz. Diğer muhalefet genel başkanlarına soruyorum. Milli geliri alırken aldığınız rakamlara bakın bize devrettiğiniz rakamlara bakın. 

Eğitimin kalitesini daha da yükselterek, cesur gençler yetiştirerek ülkeyi daha da aydınlatacağız. Çocuklarımı bu topraklarda tarihimizi yeniden yazacaklar.

LAF ATANLARA CEVAP

Burada konuşurken hayatlarında en ufak bir dış politika içinde olmayanlar bunu anlamakta zorlanıyorlar. Dinlemeye bile tahammüleri yok. Nezaket kurallarına uymuyorlar.

Küresel finans krizinde gelişmiş ülkelerin aksine dış temsilcilik sayısını artırdık. 204 kadar dış temsilcimiz olacak. Dünyanın en yaygın örgütlenen ülkenen olacağız. 10 yılda 27 büyükelçilik açtık. Afrika'da 34 büyükelçimiz olacak. Turist sayısında 6'ncı konuma yükselttik. 

KILIÇDAROĞLU'NA: İDDİALARINI İSPATLAMAZSAN MÜFTERİSİN!

Türkiye olarak haklının yanında, mağdurun yanında olduk. Filistin'e yapılan işgale, Gazze'ye yapılan saldırıya rağmen biz CHP gibi Kemal Kılıçdaroğlu az önce bizi İsrail'le kapalı kapılar ardında ne konuştuğum soruyor. Bu iddiayı kanıtlamazsanız müfterisiniz. Hiçbir zaman kapalı kapılar ardında bir niyet gütmedik. O size ait bir şeydir. 

CHP SIRALARINDAN SATAŞMALAR

(Bu sırada CHP sıralarından sataşmalar olması üzerine Cemil Çiçek araya girerek CHP'lileri uyardı)

Başbakan Erdoğan da, CHP sıralarına dönerek, "'Kapalı kapılar ardında İsrail'le konuştunuz' demek tahrik edici değil mi?" dedi ve AK parti sıralarına yönelik 'sakin olun' mesajı verdi. 

TİKA PROJELERİ 4 KAT ARTTI

TİKA ile dünyanın her köşesine ulaşıyoruz. Ata yadigarı eserlerimize günyüzüne çıkarıyoruz. Yunus Emre Enstitülerini kurarak dünyaya Türkçe öğretiyoruz. 10 yılda TİKA'nın ürettiği 10 bin 86 proje üretti. Yani TİKA'nın proje sayısını önceki 10 yıla göre 4 kat artırdık. 

SAVUNMA SANAYİ'DE DEV ATILIMLAR

1996 - 2002 yılları arasında sadece 46 tarihi eser onarılmışken 3700 eseri restore ettik. Az önce Kılıçdaroğlu bir şey söyledi. Bazı şeyleri konuşurken çok iyi düşünmek lazım sonra konuşmak lazım. Savunma sanayi sistemi ihtiyaçları iki kat artışla dünyanın en büyük 100 firması arasında yer alıyor. Milli sermayemizin ürettiği insansız uçak üretimi devam edfiyor. Altay milli tankımızın tasarımı tamamladık. Göktürk-2 uydumuz 19 Aralık'ta saat 18:52'de uzaya gönderiyoruz. Bundan rahatsız olanlar da çıkabilir. Gönül isterki onlar da gelsin beraber izleyelim. Bir çok ülkeye savunma sanayi ürünleri ihraç ediyoruz. 

"KILIÇDAROĞLU KARNEYİ MİLLET VERİR"

Ekonomiz siyasi krizlerde çok sağlam durdu. 2 mali seçim, 3 genel seçim, 2 referanduma rağmen dirençli bir yapı gösterdi. Ekonomizim 10 yıl içinde milletimizden tam not aldı. Sayın Kılıçdaroğlu karneyi millet verir. Bizim için insan ekonomiden ibaret değildir. İnsan eşref-i mahlukat olarak, ruhuyla, değerleriyle, ulvi özellikleriyle değerlendiriyoruz. Demokratikleşme adımlarımza paralel olarak ekonomi politikalarımı milletten büyük teveccüh aldı. 

Aile yardımı ödeneği dahil 2002'de 392 lirayken bugün yüzde 348 artış sağlandı. Emekli maaşları arasındaki farkını gidermek için çıkarttığımız İntibak yasası 2013'te yürürlüğe giriyor. 

Kılıçdaroğlu'na cevap veriyorum: Emeklilere gelişme hızından yüzde 30 oranında biz pay verdik. Kendileri SSK'yı böyle yönettikleri için bunun faturasını bize ödettirmek istiyor.

Borç konusu muhalefet tarafından doğru olmayan rakamlar aracılığıyla istismar ediliyor. 2002'den beri uygulanan politikalarımız sayesinde borçlanma maliyetimiz sıfıra yaklaşmıştır. Borçlanma maliyetleri tarihin en düşük seviyesinde. Türkiye'nin kamu borç yükü 10 yıllık süreçte 40 puan düştü.

Bahçeli ve Kılıçdaroğlu soruyorum yüzde 63 mü büyük, yüzde 6 mı büyük? Millet hangisi olduğunda bedel ödüyor. 

KILIÇDAROĞLU'NA 'SUCUK' TEŞEKKÜRÜ

Bugün Kayseri'de başkanımız tarafından son derece anlamlı bir etkinlik gerçekleştirdi. Kayseri'de 3 bin 500 aileye sucuğu ücretsiz olarak dağıttı. Yani yoksul ailelere  toplamda 3 buçuk ton dağıtılmış oldu. Zira dağıtılan 3 buçuk ton sucuk için Kılıçdaroğlu'na şükranlarımı arz ediyorum. Sadece ona değil, ona Kayseri'yle ilgili yalan yanlış bilgileri veren arkadaşlara şükranlarımı sunuyorum. Bu sucuklar devlet tarafından değil Kılıçdaroğlu'nun iftiraları sayesinde bizzat onun tazminatıyla finanse edilmiş oldu. O zaman yolsuzluk ithamında bulundu. 15 dakika sonra gittik kendisine bunun yalan olduğunu söyledik. Bizi dinlemedi. Ama noldu 75 bin TL tazminatı büyükşehir başkanımıza ödedi. Hem de kuzu kuzu ödedi. Yolsuzluk çirkindir, kul hakkıdır ve haramdır. Ancak yolsuzluk ne kadar çirkinse belgesiz şekilde konuşmak da o kadar çirkin, haksız ve insanlık dışıdır. 

Az önce şaşırdım. Aman Ya Rabbim bu nasıl başkan dedim. Merkez Bankası döviz rezervi şu  an 118 milyar 366 bin dolara çıkmıştır. Yolsuzluğun olduğu yerde bu döviz rezervi artar mı? Yolsuzluk olsaydı IMF'ye borç verebilecek ülke konumuna gelebilir miydik?