Milliyet Gazetesi'nden Fikret Bila'ya konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Van'da yaşadıklarını şöyle anlattı: "TAM BİR TUZAK HAZIRLANMIŞ" “Van'a ulaştık. Her şey çok güzel ve çok normaldi. Sokaklarda vatandaşların ilgisiyle karşılaştım. Yol boyunca otobüsten onları selamladım. Kongreyi yapacağımız salonun hıncahınç dolu olduğu bilgisi geldi. Biz otobüsle kongre salonunun bulunduğu yere doğru ilerliyoruz. Bu arada arkadaşlar, emniyet yetkililerinin kongre salonunun bulunduğu sokağın başında otobüsten inmemi istediklerini ilettiler. Hem benim koruma müdürüm hem de Yılmaz Ateş'e iletmişler bu taleplerini. Demişler ki, ”˜Kongre salonunun bulunduğu sokak çok dar. Sizin otobüs o sokağa giremez, sokağa dönüş yapması çok zor olur. Sokağın başında Sayın Baykal'ı indirmeniz ve salona kadar yürümeniz daha doğru olur'. Fakat arkadaşlar bu öneriyi kabul etmemişler. Nitekim sokağın başına geldiğimizde otobüs şoförü sokağa rahatça dönebileceğini söyledi. Arkadaşlar da salonun kapısına kadar otobüsle gitmemizin daha doğru olacağını söylediler. Ancak sokağı dönünce gördük ki, protestocular oraya yerleştirilmiş. Koli, koli yumurta alınıp yanlarına konulmuş. Organizasyon çok açık. Nitekim otobüse doğru yumurta atmaya başladılar. Sonradan anladım ki, eğer biz, emniyetin önerisine uyup sokağın başında insek ve yürüsek; yumurtalar üzerimize atılacak! Anladım ki, tam bir tuzak hazırlanmış.” "TEK TEK SAPTAYACAĞIZ" Baykal, protesto girişiminin BDP'yle ilgisinin olmadığını da vurguladı. BDP Van İl Başkanı'nın ve diğer yetkililerinin anında açıklama yaparak olayla ilgilerinin olmadığını kamuoyuna duyurduklarını belirtti ve şöyle devam etti: “BDP yetkilileri hemen açıklama yaptılar. Hatta PKK'ya yakın bir uluslararası haber ajansı da haber geçti. Olayın PKK'yla ilgisi olmadığını açıkladı. Protestocuların Hüseyin Çelik'in kontrolünde insanlar olduğu, o insanları tanıyanlar tarafından bana da iletildi. Şimdi o anda çekilen görüntüleri arkadaşlar büyüterek inceliyorlar. Kimin kim olduğu açıkça ortaya çıkacak.” DİYARBAKIR VE VAN'IN TUTUMU Baykal, Diyarbakır'da domates atılması olayını anımsatarak, şu karşılaştırmayı yaptı: “Bana Diyarbakır'da da domates atmışlardı. Ama o kendiliğinden olan bir olaydı. Nitekim Diyarbakır emniyeti ve savcılığı hemen olaya el koydu. Bana yazı yazdılar. Şikâyetçi olup olmadığımı sordular. Ben, gerek yok karşılığını verdim. Ona rağmen soruşturmayı yürüttüler ve bu eylemi yapanlar ceza aldılar. Diyarbakır'ın tutumuna bakın, Van'ın tutumuna bakın. Ben ana muhalefet lideriyim, bir ilde partimin kongresine gidiyorum. Gerekli önlemleri almak iktidarın görevi, sorumluluğu. Ama o ne yapıyor; bana yumurtalı protesto organize ediyor.” "GİDEMİYORLAR DERKEN..." Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Sivas'ın ötesine gidemiyorlar” sözlerinin ne anlama geldiğinin Van'da anlaşıldığını belirterek, şöyle devam etti: “Başbakan sürekli ”˜Sivas'ın ötesine gidemiyorlar' diyordu. Aslında ”˜Sivas'tan öteye gelmeyin' demek istiyormuş. ”˜Gelirseniz, böyle yaparız' demek istemişler.