CHP Milletvekili Eren Erdem çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararı üzerine Ankara'da gözaltına alınarak bugün İstanbul'a getirilen CHP Eski Milletvekili Eren Erdem tutuklandı. Erdem savunmasında, "Suçsuzum. Suçlu olsaydım kaçmayı düşünebilirdim" dedi.

Ankara'da gözaltına alınan Eren Erdem, bugün saat 11.00 sıralarında Çağlayan'daki İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Mahkeme önünde polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Duruşmayı 26. dönem CHP milletvekilleriMahmut Tanal, Ali Şeker, Barış Yarkadaş, Hilmi Yarayıcı ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cemal Canpolat da izledi. Erdem'in avukatlığını Onur Cingil ve Efkan Bolaç yaptı.

MAHMUT TANAL'IN AVUKATLIK YAPMA TALEBİ KABUL EDİLMEDİ

26. dönem milletvekilli Mahmut Tanal da "27. dönemde milletvekilliğini kazandım. Ancak mazbatayı henüz almış değilim. Seçim sonuçları kesinleşmemiştir. Mahkeme izin verirse müdafii olarak beyanda bulunmak istiyorum" dedi. Bunun üzerine müzakareye çekilen mahkeme heyeti ara kararında, Mahmut Tanal'ın yeniden milletvekili seçilmiş olması ve milletvekilliği kesintisiz şekilde devam ediyor olması ve milletvekilliğiyle bağdaşmayacak işlerden olması nedeniyle müdafilik yapamayacağına hükmetti. Daha sonra Erdem'in avukatları, hakkındaki yakalama kararının kaldırılarak hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını ve tutuksuz yargılanmasını talep etti.

ERDEM: "GİZLİ TANIK İFADESİ DIŞINDA DELİL YOKTUR"

Eren Erdem savunmasında, "Bu iddianame FETÖcüler tarafından hazırlanmıştır. Eşimle yaptığım telefon görüşmesi Selam Tevhid Kumpası iddianamesinden alınmıştır. FETÖ'nün iddianamesinden alıntı yaparak FETÖ idddiasıyla suçlanmaktayım. İlçe başkanlarıyla yaptığım görüşmeler bile delil olarak kabul edilmiştir. Soruşturmada gizli tanığın kimliğini ifşa ettiğim söylenmiş, ancak gizli tanığın bana gönderdiği 'kendisine para teklif edildiği, vergi borçlarının silineceği' yönündeki mesajları da dosyaya sunmuştum. A Haber'de bu mesajları kendisinin attığını kabul etmişti. Zaten bunun dışında delil yoktur" dedi.

"9 KİTABIMDA DA FETÖ'YÜ İFŞA ETTİM"

Erdem, "İktidarın bütün mensupları FETÖ ile iç içeyken 2012'de bu örgüt aleyhine kitap yazmış olmam sebebiyle Selam Tevhid Kumpas iddianamesinde yer aldım. 9 kitabımın 9'unda da FETÖ'yü ifşa ettim. Herkes 'hoca efendi' dediği zamanlarda ben 'terörist' diyordum. Ne nesebim, ne de meşrebim bu örgütle bağdaşmaz. FETÖ örgütünün kriteri kabul edilen hiçbir husus bende yoktur. Aynısı Ahmet Şık'a da yapılmıştır. Başkasına da yapılmıştır. Bu sebeple Türkiye'deki FETÖ soruşturmalarının sulandırıldığı kabul edilmektedir. Karşı Gazetesi'nde FETÖ aleyhine de haberler yapılmıştı" diye konuştu.

"SUÇSUZUM, SUÇLU OLSAYDIM KAÇMAYI DÜŞÜNEBİLİRDİM"

İddianamede "gizli tanık ifadesinde çikolata kutusunda belge geldiği" iddiasına değinen Erdem, "Bu iddia komiktir. Dosyada delil olarak sunulan hususlar A Haber ve başka kanalların haberlerinden oluşmaktadır. Suçsuzum. Suçlu olsaydım kaçmayı düşünebilirdim" dedi. 4 yaşındaki oğlunun Almanya'da diş tedavisi gördüğünü, eşinin bu nedenle her ay Almanya'ya gidip geldiğini anlatan Eren Erdem, "Dokunulmazlığım kaldırıldıktan sonra 38 kez yurtdışına çıkmıştım. Kaçacak olsaydım, zaten kaçabilirdim. Bu ülkede ideallerini gerçekleştirmeye çalışan biriyim. İddianamede şüpheliden delile gitmeye çalışmıştır. Bunu bana ifademi alan savcı söylemiştir. Gerekirse dinlenmesini de talep ediyorum. Siyasi sipariş bir iddianamedir. Gazetenin gelir kaynaklarında da FETÖ'den gelen tek bir kuruş yoktur. İspatlanırsa idamımı isteyeceğim" diye konuştu.

"CİHAN HABER AJANSI İLK HACİZ KOYAN AJANS OLMUŞTU"

"Cihan Haber Ajansı ile başbaşa görüştüğü" şeklindeki iddiayı ise Erdem, "Diğer haber ajansları gibi Cihan Haber Ajansı'nın da abonesiydik. Gazete iflas edince Cihan Haber Ajansı, ilk haciz koyan ajans olmuştu. Dışişleri toplantısını ise internette ses kayıtları yayınlanmıştı, daha sonra yayın yasağı gelmişti. Biz hükümete muhalif gazeteler olarak yayın yasağını delme kararı alıp yayınladık. İlk yayınlayan ben değildim. Dolayısıyla bu da yayın yasağını delme suçu olabilir" dedi.

"KAÇMA ŞÜPHESİ İDDİASINI KABUL ETMİYORUM"

Gizli tanığın ismini mahkemeye sunduğunu ifade eden Erdem, şunları söyledi:

"Ses kaydı sunmuştum. Bu tanığa itibar edilemez. Bu iddianameyle FETÖ'nün temizlenmesine zarar verilmektedir. Dünyada alay konusu olacak bir komedyanın içindeyiz. Yürekten ve namusumla söylüyorum, istesem kaçardım. Çocuğumun tedavisi için gidiyordum. Beraat edeceğimi düşünüyorum. Cumhurbaşkanına hakaretten iki dava dışında hukuki anlamda rahatsız olacağım bir hukuki durum yoktur. Bu dava Türkiye'nin itibarına zarar verir. Ve tartışmaları büyütür. Buna katkı sunan herkes bu ülkeye zarar verir. İstenilen her türlü tedbir uygulanabilir. 17-25 Aralık yolsuzluk olayları bir haberdir. Gazete Aydınlık Gazetesi'nin matbaasında basılmıştı. Aydınlık Gazetesi de FETÖ'cüyse o zaman herkes FETÖ'cüdür. Verilecek karar siyasidir. Benim üzerimden CHP yıpratılmak isteniyor. Vicdani ve hukuki değildir. Manevi ve maddi külfeti olacaktır. Maddi külfeti Türkiye'nin yargı sistemine güveni sarsacak, manevi olarak da başınızı yastığa koyduğunuzda vicdanınızla baş başa kalacaksınız. Kaçmak, gitmek lugatımda olmayan konulardır. Vitesi hiç geriye takmadım. Suçsuzum. Düşüncemi söylüyorum, eleştiriyorum. Neden korkayım. Siyasi karar vermeniz halinde vicdani ve maddi yükümlülüğü taşıyacağınızı düşünüyorum. Siyasi karar olmasaydı gece yarısı evime giderken alınmazdım. Siyasi iradeye sorumluluğunuzu yerine getirecekseniz Anayasaya karşı sorumluluğunuzu yerine getirmenizi talep ediyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tutuklama talebini ve kaçma şüphesi iddiasını da kabul etmiyorum."

TUTUKLAMA GEREKÇESİ

Mahkeme heyeti, sanık Eren Erdem hakkında "FETÖ/ PDY silahlı terör örgütüne dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların olması, sanığın kendi Twitter hesabından "ilk durak Maraş" şeklinde yazdıktan sonra ertesi sabah hakkında aynı gün konulan yurtdışı çıkış yasağı tedbirinden haberi olmadan çıkış yapmak istediği, daha sonra ise sanık hakkında yapılan ihbar ile yasadışı yollardan yurtdışına kaçacağı yönünde kuvvetli olgular bulunduğu gelinen bu aşamada adli kontrol kararının yetersiz kalacağı anlaşılmakla tutuklanmasına" karar verildi. Tanıklar Turan Ababey, Mehmet Bozkurt, Murat Kazancı, Emre Erciş ve Kutlu Esendemir'in dinlenmelerine karar veren heyet, duruşmayı daha önce bıraktığı 19 Eylül'e bıraktı.