Çoğulcu Demokrasi Partisi (ÇDP), TRT bünyesinde bir Çerkes Tv açılması için Ankara Kızılay’da açık havada bir basın açıklaması düzenledi.

Kuruluş amacı, yok sayılan ve yok edilmeye çalışılan halkların, dil ve kültür gruplarının haklarını siyasi platforma taşıyarak savunmak olan Çoğulcu Demokrasi Partisi tarafından Ankara Kızılay’da açık havada yapılan basın açıklamasında, Türkiye’de yoğun bir nüfusa sahip olması ve 3. büyük dil ve kültür grubunu oluşturmasına rağmen Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana işletilen asimilasyon politikalarından en büyük zararı gören Çerkesler’e devlet tarafından bir televizyon kanalı açılması istendi. Basın açıklamasında, 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesinde 7/24 yayın yapacak TRT Çerkes Tv’nin açılıp açılmayacağına dair yapılacak açıklamanın referandumda verecekleri oyun rengini belirleyeceği belirtildi.

İstanbul, Ankara ve çevre illerden gelen katılımcılar saat 15.00’de Kızılay meydanında toplandı. Burada üzerinde “TRT Çerkes Tv Açılsın”, “TRT’e Çerkes’e Evet”, “Taleplerimize Evet Diyenlere Evet; Hayır Diyenlere Hayır!”, “TRT Çerkes Türkiye’yi Bölmez, Kısıtlı Demokrasi Böler” yazan pankartlar açan grup daha sonra “Diller Türkiye’nin Zenginliğidir”, “Worepsov Tibze, Worepsov Tixabze”, “TRT Herkese, Bir Kanal’da Çerkes’e”, “Anadil Yaşarsa, İnsanlık Yaşar”, “Çerkes TV’ye Evet’se Evet; Hayırsa Hayır” şeklinde sloganlar atmaya başladı.

Daha sonra, hazırlanan basın açıklaması ÇDP Genel Başkanı Kenan Kaplan tarafından okundu. Basın açıklamasının tam metni şöyle:

“SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI,

SEVGİLİ ÇERKES KARDEŞLERİM,

SEVGİLİ, ÇERKES DOSTLARI;

Basın açıklamamıza katılarak Çerkes Halkının varlık mücadelesine verdiğiniz destek için hepinize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Saygıdeğer basın mensupları,

Hepinizin bildiği gibi Çerkesler, anavatanlarını, dillerinl, kültürlerini, kimliklerini, inançlarını savunmak için Çarlık Rusyası ile nesiller boyu süren savaşlar sonunda Çarlık Rusyasına yenildiler. Çarlık Rusyası Çerkeslere iki seçenek sundu: Ya Sibirya'ya sürüleceklerdi, ya da Çarlık Rusyası’nın sınırları dışına çıkacaklardı. Bu aşamada Osmanlı İmparatorluğu Kuzey Kafkasya'ya İrşat heyetleri göndererek Çerkes din adamlarını ve liderlerini Osmanlı'ya gelmeleri konusunda ikna etti. Gemiler göndermek suretiyle Çerkes nüfusunun % 90'ının Osmanlı'ya gelmelerini sağladı. Çünkü Balkan Savaşı başlamış ve içeride müslüman olmayan azınlıklar isyan hareketlerine girişmeye başlamışlardı. Anadolu’da hristiyan nüfus güçlenmişti. İsyanları bastıracak ve cephede savaşacak savaşçı ve müslüman bir güce ihtiyaç vardı. İşte Osmanlı içinde bulunduğu bu zor durumda Çerkesleri bilinçli olarak Osmanlı topraklarına getirdi. Çerkesler Osmanlı'ya gelirken Halife'nin topraklarında dilleri kültürleri ve Çerkes kimlikleri ile eşit vatandaş olarak yaşayacaklarını düşünerek geldiler ama hiç de umdukları gibi olmadı. Çerkesler daha getirilirken asimile edilme çalışmaları başladı. Bir kanunname yayınlanarak Çerkeslerin 300 haneden daha büyük yerleşim yerleri oluşturmalarının önüne geçilmesi hedeflendi. Osmanlı önce Balkanlara yerleştirdiği Çerkesleri Balkan Savaşlarında savaştırdı. Şavaşı kaybedince Balkanlardaki Çerkesleri Ortadoğu'ya yerleştirdi ve Araplara karşı kullandı. Anadolu'da İse Çerkesleri Ermenilerin sorun çıkardıkları bölgelere ve iç isyanların çıktığı bölgelere denge unsuru olarak yerleştirdi. İstanbul çevresine yerleştirilen Çerkesler ise Osmanlı Sarayı'nı ve Hilafeti koruma amaçlı kullanıldı. Ardından Çanakkale’de, Sarıkamış’ta savaşan Çerkesler Osmanlı yıkılınca Cumhuriyetin kuruluş sürecini başlatan ilk etnik unsur oldu. Milli Mücadeleyi başlatan kadroda yer alanların Mustafa Kemal dışındakiler hemen hemen hepsi Çerkesti. Milli mücadele Çerkesler olmasaydı başlatılamazdı ve kazanılamazdı. Milli mücadele sürecinde müfreze komutanlarına kadar tüm önemli komutanlar Çerkesti. Ancak Milli Mücadele kazanılınca Çerkesler, ittihatçılar tarafından tasfiye edildi. 150' likler listesinin üçte ikisi Çerkesdi. Çerkes Aydınlar, sürgüne gönderildi. Kurtuluş savaşı kahramanı Çerkes Ethem'i hain ilan ederek Çerkes kimliğini itibarsız hale getirmeye çalıştılar. Daha sonra ise Güney Marmara Çerkes köyleri sürgünleri ile Çerkesleri sindirmeye çalıştılar. Ardından vatandaş Türkçe konuş kampanyaları başladı. Soy isimleri ve köy isimleri değiştirildi. Çerkes kimliği yok sayıldı.

Biz Çerkesler eğer dilimizden, kültürümüzden, kimliğimizden vazgeçecek olsaydık ne Ruslarla savaşırdık, ne de ana vatanımızdan olurduk. Çerkesler bu topraklara gelmenin bedelini en ağır biçimde ödediler sonunda İse yok sayıldılar. Bugün geldiğimiz noktada Çerkes dili ve kültürü yok olmak üzere can çekişiyor. Çocuklarımız anadillerini konuşamıyor, kültürlerini yaşayamıyor,  tarihlerini bilmiyorlar.

Çerkes halkı olarak bu kadere razı değiliz. İnsanlığın en kadim kavimlerinden olan Çerkeslerin dillerinin ve kültürlerinin yok olmasına razı olmayacağız. Varlığımızı yaşatmak ve geleceğe taşımak için demokratik yollardan her türlü mücadeleyi vereceğiz.

Biz Çerkesler bu ülke için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak en ağır bedelleri ödemeyi nasıl göze aldıysak, şimdi de sıra devletimizde ve hükümetimizde. Bugüne kadar bizi asimile etmeye çalışan devletimizden ana dilimiz Çerkesçe ile 7/24 yayın yapacak bir “TRT ÇERKES TV” kanalı istiyoruz. Yok olma tehlikesi altında olan dilimizin uğradığı asimilasyonun etkilerinin ancak bu şekilde giderileceğine inanıyoruz.

Millî mücadelede savaştığımız tüm düşmanlarımızın dilleri bu ülkede eğitim dili iken; Ermeni okulları, Musevi okulları, Fransız okulları, İngiliz okulları, İtalyan okulları, Amerikan okulları, Alman okulları eğitim verirken, Çerkesce eğitim veren hiçbir okulu açılmadığı gibi Osmanlı döneminde Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti’nin Beşiktaş'ta açtığı Çerkesce eğitim veren okul da Cumhuriyet döneminde kapatıldı. Öyle ki, Çerkesler, kendilerini yok etmek ve yok sayılmak için düşmanlarla savaşarak Cumhuriyeti kuran bir halk durumuna düşürüldü.

Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki: Türkiye'de Çerkesler yok sayılarak ne demokrasi tesis edilebilir, ne iç barış sağlanabilir, ne de kardeşlik ve huzur ortamı oluşturulabilir. Çerkesler Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türkiye demokrasisinin kurucu halkı ve teminatıdırlar. Hükümet bu gerçeği görerek en kısa zamanda Çerkes Halkının demokratik taleplerine sahip çıkmalı ve Çerkes Halkını küstürmeden 7/24 yayın yapan TRT-ÇERKES TV' yi açmalıdır.

Eğer hükümet ve devlet TRT-ÇERKES TV'yi açmayacak olursa dış güçlerin Türkiye karşıtı emellerle bu konuda faaliyete geçecekleri ve istismar etmeye çalışacakları gün gibi aşikardır. Ak Parti iktidarını ve devlet yetkililerini uyarıyor, TRT-ÇERKES TV için harekete geçmeye davet ediyoruz.

Bugün 12 Mart… Çerkesler olarak iktidar partisine, hükümete sesleniyor ve diyoruz ki, 16 Nisan’da yapılacak olan refarandumda EVET dememizi istiyorsanız, refarandumdan önce 7/24 yayın yapacak TRT Çerkes Tv’ye evet deyin ve hemen  açılacağını ilan edin.

TRT- ARAP TV'yi açtınız, TRT Kürt Tv’yi açtınız, Balkan dillerinde, Orta Asya dillerinde, Avrupa dillerinde, Afrika dillerinde yayın yapan kanallar açtınız; ancak yaptığımız mitinglere, çalıştaylara rağmen TRT ÇERKES TV’yi açmadınız. İktidar partisi ve hükümet olarak bu basın açıklamamızı Çerkeslerin 7/24 yayın yapacak TRT Çerkes Tv taleplerini gündeme getiren bir muhtıra olarak kabul edebilirsiniz.

YAŞASIN DİLİMİZ

YAŞASIN KÜLTÜRÜMÜZ

YAŞASIN ÇERKES KALMA MÜCADELEMİZ”

Basın açıklamasını ardından bir süre daha sloganlar atan grup, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.