Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Çözüm süreci konusunda bugün olumlu bir hava var. HDP heyetiyle görüşmemiz. Bu gerçekten bence de önemli. Çünkü bu dediğim gibi asırlık, kangren olmuş, kronik bir sorunu çözmek kolay değil. Bu akşamdan sabaha olmuyor, sabır gerektiriyor. Kararlılık gerektiriyor, samimiyet gerektiriyor. Bu yeni süreçte bir kere herkesin yaşananlardan ders çıkarması önem taşıyor" dedi.
AA Editör Masası'na konuk olan Akdoğan, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ile editörler, bölge müdürleri ve dünyanın çeşitli merkezlerindeki muhabirlerin  sorularını yanıtladı. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılımıyla Dolmabahçe'de Akil İnsanlar Heyeti ile yapılan görüşmede kendisinin de yer aldığı hatırlatılarak, "Özellikle Kobani bahanesiyle çıkan olayların ardından akil insanların bundan sonraki süreçte rolü ne olacak, ne tür çalışmalar planlanıyor? Akil insanlar tekrar ne zaman sahaya inecek?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Akdoğan, akil insanların o dönemde yüklendikleri fonksiyonu yerine getirdiklerini hatırlattı.

Heyetlerin çalışmalarına ilişkin bilgi veren Akdoğan, şunları söyledi:

"Aslında o dönemde görevleri bitmişti. Ama bu bir misyon, ruh, heyecan, arzu. Bu bitmiyor. Diyelim ki, bu son Kobani hadiseleri yaşandığında birçok akil insan bölgeye gittiler bir görev beklemeden, heyet olarak değil münferiden. Bunu bir misyon olarak üstlenip hala devam ettiren arkadaşlarımız var. Bütün vatandaşlarımızın mesuliyetidir bu konuda katkıda bulunmak. Bu heyette yer alan insanlar da bu sorumluluk gereği bu süreçte rol üstlenmeye devam ediyorlar kişisel olarak. Ama şu anda Akil İnsanlar Heyeti'ne yeni bir görev verilmesi veya yeniden böyle bir heyetler oluşturulup birtakım roller yüklenilmesi bugün için gündemimizde yok. Ama konuşulan konular bunlar. O gün de kendileri bunun normalde tamamlandığını ama yeni dönemde belki farklı gruplarla, kişilerle, amaçlarla bu heyetlerin görev yapabileceklerini söylediler. Bu gerçekten olabilir. Konu farklı olabilir. Akil insanlardan bazı arkadaşlarımız farklı birtakım süreçlerde, farklı sorunların çözülmesi için devreye girebilirler. Çözüm Süreci'nde yine içinde akillerin de olduğu ama başkalarının da olduğu yeni birtakım mekanizmalar gündeme gelebilir. Bu mümkündür. Bu yüzden 'Olacak' veya 'Olmayacak' demek doğru değil."

Akil İnsanlar Heyeti'nin önemli bir misyonu yerine getirdiğini vurgulayan Akdoğan, "Bundan sonra da bu tür yapılanmalar, yani demokratik sistemlerde sorun çözmede, bu tür mekanizmaların devreye girmiş olması önemli bir kazanımdır. Türkiye'nin buna alışması, öğrenmesi önemli bir durumdur. Bundan sonra da bu tür mekanizmalar devreye girebilir" diye konuştu.

"Üzerimize düşen ne varsa yapıyoruz"
 "Çözüm Süreci kesildi mi, durdu mu konularındaki muhatap sadece hükümet değildir. Bu konuda özellikle karşı tarafın özellikle HDP siyasi bir parti olarak sorumludur, Kobani olaylarını tahrik ederek de bu işin sorumluluğunu yerine getirmemiştir" söylemiyle hükümetin, konuyla ilgili bakış açısını değiştirdiğinin görüldüğünün ifade edilmesi ve böyle bir değişikliğin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Akdoğan, böyle bir şeyin var olduğunu söyledi.

Akdoğan, şöyle devam etti:

"Biz gerçekten iyi niyetli olarak, büyük riskler alarak büyük bir cesaret ve kararlılıkla çok ileri adımlar attık. Çözüm Süreci ile ilgili komisyon kurduk, Meclis'te çalışmalar yaptık, çerçeve yasa hazırlandı bunun Bakanlar Kurulu talimatı hazırlandı. Biz üzerimize düşen ne varsa yapıyoruz. Ama karşımızda sürekli farklı taktikler izleyen, oyalamaca yapan, verdiği sözleri tutmayan bir yapı var. Türkiye'yi terk ettiler mi? Etmediler. Tamam, terör olaylarında bir düşüş oldu ama şiddet, asayiş olayları, yol kesmeler bunlarda hiçbir düşüş olmadı. Bu yüzden daha önce gelinen noktada biz yapılması gerekenleri yaptık, sözümüzde durduk ama başkalarının bir şekilde ayak dirediğini, yan çizdiğini, söylediklerini yapmadığını gördük. Bu da tabii psikolojik olarak toplumda ciddi bir tepki oluşmasına sebep oldu, HDP ve örgüt üzerinde. Özellikle Kobani olaylarından sonra yaşanan şiddet, 40 civarında insanın ölmesi kabul edilebilir bir durum değil."

Bu olayların ardından bölgede kamuoyunda, toplumsal bir farkındalık oluştuğunu belirten Akdoğan, "Bir kamuoyu var artık ve bu yaşananlara tepki gösterdiğinde işin gidişatını değiştirebiliyor. Birtakım hadise yapıyorsunuz, ortalığı yakıp yıkıyorsunuz ve kamuoyu çıkıyor diyor ki 'Siz yanlış yaptınız'. Bunun üzerine onlar geri adım atmak, pozisyonunu yeniden değerlendirmek zorunda kalıyor. Bu demokrasimiz için önemli bir kazanımdır. Böyle bir toplumsal tepki burada geri adım attırmıştır" dedi.

HDP heyeti ile görüşme
Hükümetin gerekeni yaptığını, "örgütten daha ciddi bir samimiyet beklentisi olduğunu" belirten Akdoğan, şöyle devam etti:

"Ben bunu kaç yıldır yazıyorum, çiziyorum: 'Bu olaylar da eylemsizlik kapsamına alınmalıdır. Yoksa bunlar süreci zehirliyor' diye. Gelinen noktada bunlar bu kapsama alınacaktı ama alınmadı. O zaman, işini yapmayan hükümet değil. Burada hep hükümete tek taraflı olarak 'Şunu yap, bunu yap' baskısı, dayatması içerisine girmek doğru bir yöntem değil. Televizyonda konuşan bazı arkadaşlar, siyasetçi arkadaşlar hep hükümetin ne yapacağını anlatıyor. Peki siz ne yapacaksınız? Tek bir cümle kurmuyorlar, 'Biz de şunu yapacağız'. Böyle bir süreç olur mu? Siz önce kendinizin ne yapacağını söyleyin. Başkalarına habire görev vermek yerine siz ne yapacaksınız arkadaş? Dediklerinizin ne kadarını yapıyorsunuz. Bu noktada şu anda daha farklı bir psikolojik evrede olduğumuz söylenebilir."

Bugün HDP heyetiyle yapacağı görüşmede, "takvimlendirme, heyetin genişletilmesi' gibi gündemlerin olup olmayacağının sorulması üzerine Akdoğan, "Gündemsiz bir görüşme, toplantı olmaz. Elbette bir gündemi var ama bu gündem, o heyetle yapacağımız görüşmenin gündemi basınla yapacağımız görüşmenin gündemi değil" karşılığını verdi.

"Toplumda çok ciddi bir destek var"
Çözüm Süreci'nde bugün olumlu bir havanın bulunduğunu dile getiren Akdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

"Çözüm Süreci konusunda bugün olumlu bir hava var. HDP heyetiyle görüşmemiz. Bu gerçekten bence de önemli. Çünkü bu dediğim gibi asırlık, kangren olmuş, kronik bir sorunu çözmek kolay değil. Bu akşamdan sabaha olmuyor, sabır gerektiriyor. Kararlılık gerektiriyor, samimiyet gerektiriyor. Bu yeni süreçte bir kere herkesin yaşananlardan ders çıkarması önem taşıyor. İkincisi samimi ve dürüst olmak çok büyük önem taşıyor, iyi niyetli olmak, kararlı olmak, risk almak, konjonktürel gelişmelere takılmamak, siyasi hesaplara bu süreci kurban etmemek, bunlar önem taşıyor. 

Ama neticede toplumda çok ciddi bir destek var. Bu destek çerçevesinde herkesin daha sorumlu davranması, daha duyarlı, sağduyulu davranması gerekiyor. Bunun temel zeminlerinden biri diyalogdur. Bu diyaloğu biz hayata geçiriyoruz. Diğer temel zemin de süreç açısından eylemsizliğin çok boyutlu olarak gerçekçi şekilde tüm yönleriyle hayata geçmesidir. Bunların üzerinde bu süreç yükselecektir, somut birtakım adımlarla."