DEMOKRATİK ÇERKES HAREKETİ-Yürütme Kurulu adına yapılan açıklamayı aynen ve yorumsuz olarak yayınlıyoruz:

SÖYLEŞİMİZE YÖNELİK PROVAKASYONU ANLATIYORUZ!

 Söyleşimizde Yaşananlar, Kasıtlı Haberler ve DÇH Tavrı!

Seçimlere ilişkin İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nde gerçekleşen söyleşimiz, kasıtlı bir şekilde sabote edildi ve çeşitli iletişim alanlarına çarpıtılarak servis edildi.

Söyleşimize dönük provakasyon sürecini kısaca özetleyelim..

İlk defa derneğimize gelen bir misafir olmasına rağmen, Alper TAŞ’a konuşma süresiüzerinden müdahale, kendisinden sonraki provakatörlere kapı araladı. 

Konuşmacılar Türkiye siyasetiyle ilgili sorulara oldukça kapsayıcı yanıtlar verdiler. Çerkes siyaseti dışında soru soran kişiler, konuşmacıların “Çerkeslikle ilgili konulara neden değinmediğini” dile getirerek kendileriyle de çeliştiler. Sıra Çerkeslik özelinde sorulara geldiğindeyse; Bolaç ve Taş meseleye kimlik siyaseti üzerinden bakmadıklarını, emek-sermaye çelişkisini temel aldıklarını, ayrıca tüm ezilenlerin yanında olduklarını, tüm ezilenler gibi Çerkeslere de pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini defalarca dile getirdiler. Klasik düzen politikacıları gibi hitap ettiklerinin ‘gönlünü okşamak’, bol vaatte bulunmak ve ısrarla aynı soruları soranların duymak istediklerini söylemek yerine, kendi düşüncelerini açıkladılar. Bu yaklaşım, neoliberal gidişatın beslediği zihniyeti tatmin etmemiş olacak ki; bu kez de, “Çerkes derneğine geldiniz Çerkes konularından bahsetmiyorsunuz” söylemi üzerinden yeni bir saldırı alanı yarattılar. Oysa konuşmacılar kendilerine ne sorulduysa onu cevapladı, Çerkeslikle ilgili konularda da kendi perspektiflerini belirttiler. Buna rağmen; ölçüsüz ve toptancı ifadelerin ardından, bir gerilimden pay kapmaya çalışan fırsatçılıkla da yüzleştik. Her durumu kendine malzeme haline getiren fırsatçılık, fütursuzca salonda şov yapma ihtiyacı duydu. Kişisel ego, bir amigo edasıyla söyleşinin düzeysizleşmesine çanak tuttu. Ağızlarından “demokrasi, özgürlük” kelimelerini düşürmeyenler, öznel hesaplar güdüp söyleşimizi provake ederek, derin çelişkilerini göstermiş oldular. 

İki buçuk saat söyleşide kalan Alper Taş bir toplantıya daha katılması gerektiğini söyleyerek ve tüm dinleyicilerden özür dileyerek söyleşiden ayrıldı. Taş, aramızda olduğu süre boyunca politik nezaketinden ve olgunluğundan milim sapmadı. Esas meselenin, TAŞ’ın konuşma süresi değil, dile getirdikleri olduğunu hepimiz bilmekteyiz. 

Söyleşinin üçüncü saatinde, daha da akıl almaz tutumlara maruz kalması nedeniyle gerilen Efkan Bolaç salondan çıkma yönelimindeyken, bir konuşmacı kendisini aşağılamak amacıyla “Türk solunun tipik bir Kemalist ulusalcı tavrı” ifadesini kullandı. Karşıtlarını“darbeci” diyerek sindirmeye çalışan AKP dili ile her tartıştığını “ulusalcı, Kemalist” diye yaftalayan bir dili farksız gören bizler, bu durumdan sonra hareketlilik artınca aktif müdahale ettik. Bir DÇH’linin, “Biz yanlış insanların elini sıkmışız” demesi durumu özetlemeye yetti. Başka bir arkadaşımız “ Derneklerimizde ırkçılar, yağmacılar cirit atarken çıt çıkarmayanlar, söz konusu emek ve demokrasi güçlerinin temsilcileri olunca Çerkeslikleri akıllarına geliyor” dedi ve gerekli açıklamalar yapıldı. Konuşmacılar üzerinden DÇH’ye de saldırı yapıldığını dile getirerek; geçen yıl 21 Mayıs mitingine katılan Alper Taş’a yönelik ölçüsüzlük ve Soma işçilerinin, Gezi direnişçilerinin avukatlığını yapan Efkan Bolaç’a yapılan bu pervasızlığın politik terbiye ve Çerkes nezaketi açısından utanç verici olduğunu belirttik. Söyleşiden ayrılanların Çerkes olmayan konuşmacılar olmasının bir tesadüf değil, üstüne toprak örtülmüş şoven zihniyetin bir dışavurumu olduğuna dikkat çektik. Ve söyleşi sonrasında bizlerle görüşen nerdeyse tüm dinleyiciler, konuşmacılardan kendileri adına da özür dilememizi talep ettiler. 

Toplumsal mücadelesi zayıf ve eğlence kültürü ağır basan gerçekliğimize rağmen; hayatını mücadeleye adamış ve ağır bedeller ödemiş Bolaç ve Taş’ın “halklar meselesi” üzerinden sorgulanmasındaki kibri herkesin takdirine bırakıyoruz. 

Yakın geçmişteki misafirler gibi Bolaç’ın ve Taş’ın misafirliğine de aynı tavrı gösteriyoruz. 

Söyleşi Sonrası Yapılan Çarpıtma Haberlerin Arka Planı 

Söyleşiye birden duyarlı olup haber yapan bazı adreslerin, objektiflikten uzak konuyu işlediklerini gördük. Biriken “CHP kızgınlığı”nı Efkan Bolaç’a fatura eden provakatörlere eklenmiş bir haberciliğin, objektiflikten uzak olduğu ortadadır. 

Oradaydık. “Efkan Bolaç, Çerkesleri milliyetçilik yapmakla suçladı, sorulara kızdığı için paneli terk etti” ve “Sizden oy istemiyorum dedi” şeklinde yapılan haberler kesinlikle çarpıtma ürünüdür. Bir olayın nedenleri atlayarak sadece sonuçlarına odaklanan, kopyala-yapıştır yapan, cümleleri işine gelen şekliyle öne çıkaran ve düzenleyicilerden görüş alma gereği bile duymayan bir habercilik anlayışını doğru bulmuyoruz. Karşıtını “koro halinde” itibarsızlaştırmaya odaklı “Havuz medyası”nın yol ve yöntemlerini çağrıştıran ve provakasyonu akılcılaştırmaya çalışan bir habercilik, halka gerçekleri aktarma sorumluluğundan uzak olduğunu belgelemiştir. Buradan belirtiyoruz: 

1- Bolaç, kendisine hakaret eden kişiye “milliyetçi” tanımı yapmasına rağmen, bunu tüm Çerkeslere yapılmış gibi göstermek, hilelidir. 2- Bolaç, sorulara kızdığı için değil, kendisine hakaret edildiği ve kızgın birkaç kişi bir türlü sakinleşemediği için salonu terk etti.3- Efkan Bolaç’ın, “Sizden oy istemiyorum” ifadesi, kibirli bir söylemde bulunmuş gibi lanse edilmiştir. Oysa Bolaç, defalarca “Ben 3. Bölge adayıyım, sizlerden oy istemeye değil, 2015 seçimlerini konuşmaya, sizlerle tanışmaya geldim” diyerek beklenti içinde olmadığını belirtti. Sadece kendisine hakaret eden tek bir kişiye “Sizin oyunuzu istemiyorum” dedi. Bunun da yine tüm Çerkeslere söylenmiş gibi lanse edilmesi kasıtlı bir yaklaşımdır ve tüm salondaki insanların iradesini de yok saymaktır. 

Mesele, Efkan Bolaç’la da sınırlı değildir. Bu kasıtlı habercilik anlayışı, emek ve demokrasi güçlerinin birleşik mücadelesini baltalamaya çalışan kesimlere çanak tutmaktadır. Bu nedenle, emek ve demokrasiden yana dostlarımızın kışkırtıcıları değil, bir siyasi Hareket’in beyanlarını esas almasını bekliyoruz. 

Yaşanan bu üzücü olaya nihai yaklaşımımız şöyledir: 

Öncelikle; provakasyonu küçültmeye dönük gerekli müdahalelerde bulunmamıza rağmen, tüm kamuoyu önünde Efkan Bolaç’tan ve Alper TAŞ’tan özür diliyoruz. 

- Kendilerini zor duruma düşürmemek adına burada isimlerini belirtmediğimiz provakatör kişilerle ilgili kararlarımız, özel olarak kendilerine aktarılacak ve hayata geçirilecektir. 

- Söyleşide gerilimin parçası olan ve sonrasında Efkan Bolaç’tan ve DÇH’den özür dilemesine rağmen, taraflı bir haber yayınlayarak provakasyonun bir parçası olmakta ısrar eden kişileri, basın ahlakının gereklerine davet ediyoruz. 

- Seçimlerde, “Baraja karşı HDP’yi yalnız bırakmama” kararımız değişmemiştir. Ayrıca, demokrasi güçlerinin birleşik mücadelesine zarar veren faydacı unsurları HDP’nin gözden geçirmesini talep ediyoruz. 

Çerkes toplumunun demokrasi güçleriyle bir arada olması, Çerkes kökenli adayların da demokratik kamuoyunda bilinirliğinin artması niyetinden kaynaklanan çalışmamızın daha doğru değerlendirilmesini isterdik. 

Halklarımıza ve demokratik kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

DEMOKRATİK ÇERKES HAREKETİ-Yürütme Kurulu