Mevcut iktidarın çözüm önerilerini yakında göreceğiz ona yorum yapmak istemiyorum. Fakat muhalefet partilerinin fikir üretme yerine hamasi duygularla yaptıkları beyanatları pekte doğru bulmuyorum. Yok imralıdaki muhatap alınacakmış, yok DTP muhatap alınacakmış, yok PKK muhatap alınacakmış, yok Kürtlerin neyi eksikmiş, milletvekili olmuyorlar mı, yok Türkiye'nin SSK sından yeşil kartından faydalanmıyorlar mı, okul götürdük yakmadılar mı, doktor gönderdik vurmadılar mı gibi beyanatları aslında kendilerinin farkında olmadan bunları muhatap aldıklarını görmüyorlar mı Doğu meselesinin asıl sorunu ve muhatabı ne PKK ne DTP nede imralıdaki cani, asıl sorun bunları ortaya çıkarıp milletin başına bela eden güçlerdir. Bizler bazı olayları görmezlikten gelir değerlendirmesini bilmezsek başkaları değerlendirir ve bu günkü tabloyu ortaya çıkarır.Yakın tarihden örnek verelim PKK 25 yıl önce kendini gösterirken o zamanın mevcut iktidarı bunları üç beş çapulcu diye değerlendirip otuz bin vatan evladının şehid olmasına sebep olanlar değimli, politika üretemeyip polisiye tedbirlerle çözüm üretmeye çalışıp bütçenin yarısından fazlasını oraya harcattıranlar değil mi niye bunlar sorulmuyor. Bugün siyaset yapan sözde milletin huzur ve refahını teminde iktidar olan veya iktidara talip olan muhalefet partileri fikir üretme, çözüm üretme, birlik ve beraberliğimizi temin noktasında beyanatları gösteriyor ki bu konuda samimi değiller. Bunu muhalefet ispat etti, iktidarında açıklayacağı beyanatlarıyla ne derece samimi olduğunu hep beraber göreceğiz. Demokratik çözüm adı altında başlatılan kampanyayı AK Parti başlattığı için öncelikle tebrik ediyorum. Muhalefetide bu sorunu DTP, İmralı ve PKK kısır döngüsüne indirdiği içinde kınıyorum. Oysa bu sorun son çeyrek asrın sorunu değil, kökleri yüz, yüzeli yıl öncesine dayanan ve bu gün zirvesine ulaşan sorundur. Onun içindir ki çözüm noktasında öneri ve beyanatları bulunan bu meselenin temel teşkil ettiği yıllarda çözüm üreten fikirleri beyan eden Bediüzzaman Said NURSİ' yi göz ardı edemeyiz ve tüm siyasilerden de bu konuda çözüm üreten Bediüzzamanın fikirlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz. Bin yıllık tarihimizde kardeşçe nasıl yaşamışsak bunun tesisine çalışmalıyız. Beziüzzamanın Hutbeyi Şamiye ve Münazarat taki tesbitlerini iyi tahlil etmeliyiz, Hamiyeti Diniye mi, Hamiyeti Milliye mi daha kuvvetli , daha lazım, Bir Şehid Annesinin feryadına kulak verdiğimiz gibi Evladının dağa çıkıp PKK lı olan bir Kürt Annesinin de feryadına kulak verelim, her ikiside Allahımız bir, Kitabımız bir , Kıblemiz bir , Peygamberimiz bir demiyor mu, evlatlarımızı kurtarın bunların elinden demiyor mu. İşte Bediüzzamanın bu iman ve itikat cihetiyle zemin yüzünde yüz mislinden ziyade devletlere, milletlere karşı imandan gelen bir kahramanlıkla İslam bayrağını Asya, Afrika ve yarı Avrupada gezdiren bu necip millet değil mi. Eğer bunu tesis etmez isek, Adalet mahvolur Emniyet yok olur ve Ahlaksızlık, pis şeyler gelir. Bu günde bunlar yaşanmıyor mu? PKK nın doğuda hakim gibi görünen baskıcı gücü kendini orada yükseltmiş, İnşallah orada Bediüzzaman ın demokratik açılım çözümlerini tesis edersek orada hakim güç Hak, akıl, marifet, kanun olacaktır. Bunuda Bedizzaman bir Hadisi Şerifdeki “ İnsanlar kendi idarecilerinin yolundadırlar” ifadesini yorumda baskının herkesin damarlarına işleyeceğini, taraf olacağını ve kendini mecbur bileceğini, baskı kuracağını belirtmektedir. Netice olarak eğer gerçekten çözüm istiyorsak, yine tarihimizdeki Şanlı mevkiyi kazanmak istiyorsak, muhatabımız Millet olarak bizleri birbirimize bağlayan değerlerimiz olmalı, yoksa çözüm gereken bu büyük meseleyi küçük şeyler mesabesine indirirsek yazık olur. Yine gözyaşı, yine huzursuzluk devam eder gider. Tüm bu gelişmelere rağmen “ Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler.” Deyip içlerine girmiyor pencerelerden seyrediyorum.