İz'an, iman ve vicdan sahibi hiçbir vatan evladı, açılım furyası sürecinde, devlet ve hükümet erkanının PKK teröristlerine ilişkin takındığı “teşrifatçı tavrı anlayabilmiş değildir.

Ortaya konan yürek refleklerine bakın; ne demek istediğimi herkes anlar”¦ Binlerce şehit ailesi kahroldu! Gaziler hakeza”¦ Madalyalarını ve protez bacaklarını, dün uğruna can verdikleri devletin adeta başına çaldılar! Yaşanan bu vaziyet gösterdi ki, devlet ve milletimiz arasını açmak üzere plan kuranlar, nihayet başardılar. Devlet, uğruna can veren evlatlatrına sırtını dönecek kadar oyuna getirildi. Acıyı çeken bilir. Son çeyrek asırda sadece PKK terörüne on binlerce şehit vermiş bir milletimiz..! Elbette “PKK karşısında omurgasız vaziyete sokulmuş devlet tablosu”nu seyreden milletimizin de yüreğine kan damladı. Milletimiz, Amerika'nın stratejik BOP ortağı olarak bugünlere gelen AKP'nin, son süreçteki duruşunu, algılamakta , doğrusu çok da zorlanmadı. AKP bunları yapar, dedi geçti. Fakat, devletin, uğruna can veren binlerce şehidine ve kolunu”“bacağını, yüreğini”“ömrünü feda eden gazisine sırtını çevirerek “PKK teşrifatçısı gibi duruşu”na hiç kimse akıl erdiremedi. Bana şehit çocuğumu geri getirin, diyen ananın feryadı bundandır! Bana şehit kocamı geri verin, diye haykıran duvağı üstünde dulun; bana babamı getirin diye ağlaşan bebeklerin yürek parçalayan çağrısı bundandır! Gazilerimizin protez bacak ve kollarını adeta devletin başına çalar gibi yere çalmaları, alın madalyalarınızı diye haykırışları bundandır! Siyasetten böyle bir duruş bekliyorlardı, ama uğruna canlarını feda ettikleri devletten böyle bir PKK yanlısı duruşa ihtimal vermiyorlardı. AKP hükümetinin ve ecnebilere endeksli siyasetin yanlışını devlet erkanı düzeltir diye bekliyorlardı. Kendisinden devlet ve milletini ne pahasına olursa olsun koruyup kollaması beklenen devlet erkanı da meğer aynı değirmene su taşıyormuş; millet olayları böyle okudu. Tam bu bağlamda kahroldu! Toplumun bu yüreği dağlı kesimin yanısıra, bir de AKP'nin vaziyetinden kahrolan muhafazakar kesim var! Onlar başörtüsü mağdurları! Devlet, şehit ve gazileri ters köşeye yatırdı; AKP de başörtüsü mağdurlarını ters köşeye yatırdı, yatırmaya devam ediyor! Yıllarca mağduriyetleri istismar edilen kesim, başörtülü öğrenciler! Pekçok toplantıda olduğu gibi, AKP kurmaylarından sayın Bülent Arınç, 17 Ekim 2002'de Kahramanmaraş'ta “Kızlarımıza zulüm yapılıyor. Başörtüsü meselesi bizim namus meselemizdir. Bu sorunu çözmek bizim namus borcumuzdur” diye haykırıyordu. Başbakan R. T. Erdoğan ve Meclis Başkanı sayın M. Ali Şahin ise, başörtüsü hususunda kimseye taahhütte bulunmadık, bu konu toplumun yüzde 1'lik azınlıktaki kesimini ilgilendiriyor, deyip geçiştirdiler. Bu AKP'nin kadroları, dağdaki teröristlerin meselesini dava edindiler”¦ PKK teröristlerine, gelin, ne olursanız olun gelin, dediler. Her türlü riskleri üstlenerek devlete teşrifatçılık yaptırdılar. PKK teröristleri, adeta devleti teslim almışlık edası ve muzaffer kadro halinde sınırda içeriye alındılar; seyyar mahkemelerden beratlarını aldılar! AKP'den başörtüsü problemlerinin hallini bekleyen, devletin eğitim yuvalarının kapılarından kovulan mağdur ve istismar edilmiş kesim, devlet ve hükümet nezdinde PKK'dan daha mı suçluyuz, teröristlere açılan devletin kolları neden bize açılmıyor, diye soruyorlar. Bugüne kadar yüreklerine bastıkları taşları sallıyorlar; Mina'da şeytan taşlar gibi”¦ Vakit, Yenişafak ve sair AKP yandaşı medya, neden hükümete şu suali sormuyor: Dağdaki teröristleri affeden sen, başörtülülerin mağduriyetini neden gide”“rmiyorsun, onlar PKK'dan daha mı tehlikeli, elleri kanlı katillerden daha mı suçlu!? Bu başörtülü mağdur kesim bilsin ki, PKK'nin dayısı var; ABD'si var, AB'si var. Onlara teşne AKP'si var! Onlar söylüyor, Ankara'dakiler yapıyor. Atlantik ötesinden, indir diyorlar, indiriyorlar; bindir diyorlar bindiriyorlar! Aynı ABD, “Özgürlükler ve Din bakımından Türkiye Raporu”nda “başörtüsü mağduriyeti”, azınlıklara yeni haklar devşirilmesi ve devlet”“millet dalaşının sürdürülmesinin arka plan entsrümanı olarak görüyor! ABD, aynen AB'nin ağzıyla konuşarak, önce PKK işini hallet, diyor. Önce, Ermenilerin, Yahudilerin, sair gayr”“ı müslimlerin işlerini gör, diyor. Patrik Bartho'nun taleplerini yerine getir, diyor. Ankara'dakiler de stratejik ortaklarının bu stratejik talimatlarına, eyvallah çekiyorlar. Bu arada sıra gelirse, türban konusuna da bakarsınız diyor ABD ve AB! Ona da eyvallah diyorlar. Böylece hem devleti, Türk milletine hizmet eden mekanizma olmaktan çıkartıyorlar; hem de devlet ile milletin çoğunluğunu karşı karşıya getiriyorlar! PKK alacağını alıyor, azınlıklar alacağını alıyor; AKP'yi baştacı eden başörtülüler de avucunu yalıyor. Devlet ile milletimizi karşı karşıya getiren, zayıf düşüren bu sürekli aldatışa ve kesintisiz istismara son vermek için milli bir siyaset, milli bir ekonomi, yerli bir yürek, yerli bir duruş şarttır. BTP'den başka da böylesi vasıfları haiz hiçbir parti yoktur. Keşke olsa”¦ Hayır şu da var diyebilen varsa beri gelsin!