Başbakan Erdoğan, partisinin Kahramanmaraş 12 Şubat Stadyumu'nda düzenlenen il kongresinde yaptığı konuşmada, TBMM'nin 30 Mart'ta zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması konusunda bir karar verdiğini anımsattı. Türkiye'de eğitimin kesintili, yani kademeli ve tercihli bir eğitim sisteme dönüştürüldüğünü belirten Erdoğan, herkesin çocuğunu istediği okula gönderebileceğini, söyledi. Erdoğan, ''Kim nereye, çocuğunu nereye gönderirse bırak göndersin, karışma. Bunlarla uğraşmanın hiçbir anlamı yok. İşte biz bu adımı attık. Ve ülkemde nereye gittiysem şu anda aldığım yaklaşım tarzı Allah sizlerden razı olsun. Söylenen bu. Çok daha ilginci, şimdi yoğun bir şekilde okul yapmaya başladık. Çünkü bütün sınıfları inşallah 30 kişilik sınıflar haline dönüştüreceğiz, bunu başaracağız'' diye konuştu. Bilim konusunda Türkiye'nin daha ileri standartlara kavuşacağını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bakın Fatih Projesi dedik, ana muhalefet karşı çıkıyor. Neyi gördün, neyi buldun da neyi konuşuyorsun- Ey ana muhalefetin genel başkanı eğer samimiysen, dürüstsen, hukukta bir kaide var. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. 20 milyar bir yolsuzluktan bahseden sen elinden hangi belge var, neye göre bunu söylüyorsun- Eğer böyle bir iddiayı ispatlayamazsan bu bir defa bizim lügatımızda çok çirkin bir yere oturur. En azından bu milletin nezdinde bu cibilliyet konusunu gündeme getirir. Çünkü sen bu kadar dürüst bir iktidara bu iftirayı yapamazsın. Dolayısıyla seni Kahramanmaraş'tan bir daha müfteri olarak ilan ediyorum. Zira biz Kılıçdaroğlu şunu demiş, bunu demiş hiç umurumuzda değil. Kervan yürüyor kardeşim, bu kervan yürüyor. Yere sağlam basarak yürüyor bu kervan. Yapacağımız çok iş var, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkıyoruz ve çıkacağız.'' Türkiye'nin dünyada gündem belirleyen bir ülke olarak yoluna milletle birlikte devam ettiğini, AK Parti'nin Türkiye'nin milli gelirini 230 milyar dolardan, 772 milyar dolara yükselttiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Rakam ortada Halep oradaysa arşın Kahramanmaraş'ta. Sizler ne yaptınız- 1950'ye kadar ne yaptınız, 50'den sonra eh... Milletim sizi iyi tanıdığı için zaman zaman koalisyon ortaklığı verdi, orada da yaptıkları ortada, her şeyi rezil ettiniz'' diye konuştu. -''Sanat, toplum için yapılırsa değer ifade eder''- Başbakan Erdoğan, son günlerde tiyatro üzerinden bir tartışma yürütüldüğünü, aslında gündemi işgal eden tartışmanın bir tiyatro tartışması olmadığı belirterek, şöyle konuştu: ''Mesele kendilerine küçük iktidar alanları oluşturmuş, kendilerin küçük rant alanları oluşturmuş, köşeleri tutmuş ideolojilerin arkasına sığınarak, kendi doğrularını 75 milyona dayatma gayreti içine girmiş, seçkincilerin millete tepeden bakma meselesidir. Bunlar Tanzimat'tan bugüne kadar her şeyi en iyi kendilerinin, en doğruyu sadece ve sadece kendilerinin bildiğini iddia ederler. Bunlar millete tepeden bakalar, bunlar kendi ürettiklerinin yüksek sanat olduğunu iddia eder. Örneğin; Kahramanmaraş'ın söz ustalarını, kalem erbabını, Anadolu'dan Trakya'dan yetişmiş ustaları küçümser, kale almazlar. Bunların siyasi kanadı nasıl ki Türkiye'nin tapusunu kendisinde zannediyorsa, bu seçkinciler de sanatın, bilimin, bilgi ve tefekkürün tapusunun kendi ellerinde olduklarını zannederler. Sanatın, sanatçı kimliğinin, aydın yazar kimliğinin arkasına sığınırlar, kendilerini sadece o dar kalıplara mahkum etmekle kalmaz, bu ülkenin gerçek sanatçılarına da haksızlık yaparlar. Bunlar sanatı sanat için yaparlar, bunlar sanatı toplum için yapmazlar. Sanat, toplum için yapılır. Sanat, toplum için yapılırsa değer ifade eder, bunlar elitistir, jakobendir, bunlar kendi kast sistemlerine başkalarının girmesine asla müsaade etmezler. Hem devlet tiyatrosundan maaş alacak, hem şehir tiyatrosundan maaş alacak, istediği zaman dizi filmlerde oynayacak, istediği zaman başka yerlerde rol alacak, her yerden de bu şekilde nemalanacak. Mesele bu. Son birkaç gündür zihinlerinin ardındakini ortaya dökmeye, niyetlerini açık etmeye başladılar, daha önce çıktılar, bu kesim millete 'bidon kafalı' dedi, çıktılar bu aziz millete ''göbeğini kaşıyan adam' dediler, şimdi de 'kasaba bürokratı' diyerek, 'belediyedeki temizlik işçisi tiyatrocu oluyor' diyerek, kendilerince yine milleti aşağılıyor, küçümsüyorlar. Rahmetli Cem Karaca, bunlara o güzel şarkısıyla gereken cevabı aslında zamanında verdi. Ne dedi biliyor musunuz- 'Bunlar aydın değil, bunlar yarım porsiyon aydın' dedi. Rahmetli Cem Karaca'nın deyimiyle bunlar barlarda, barların önlerinde viski, bir elleri çenelerinde, kaşları hafif yukarıda bilgiç bakışlarla hiçbir şey üretmeden sadece hakaret ederler. Tiyatrodan sadece bunlar anlar, sinemadan, müzikten, heykel, resim, edebiyattan sadece bunlar anlar, bunlar milleti beğenmez, milletin alın terini beğenmez, milletin kültürünü, tercihini beğenmezler. Yıllarca karikatürlerle aşağıladılar bu milleti, yıllarca köşelerinden, ekranlarından aşağıladılar, yıllarca oyunlarında, filmlerinde, yazılarında bu ülkenin gerçek hizmetkarlarını, din adamlarını aşağıladılar. Finansmanı devletten aldılar, ama finansmanın gerçek sahibi milleti aşağıladılar.'' -''Sanatta, bilimde, fikir hayatında da kast ve hanedanlık sistemi artık son bulmak zorundadır''- Başbakan Erdoğan, geçen yıl devlet tiyatrolarına 140 milyon TL harcandığını, ancak devlet tiyatrolarının sadece 4 milyon TL gelir elde ettiğini anlatarak, ''140 milyon Türk Lirası nire, 4 milyon Türk parası nire. On yıllar boyunca sırtlarını statükoya dayadılar oradan nemalandılar. Şimdi de statükonun değişmesinden ciddi rahatsızlık duyuyorlar'' diye konuştu. ''Kusura bakmasınlar, çok bilmiş despot tavırlarıyla millete de milletin hükümetlerine de parmak sallayarak azarlama dönemi artık geride kaldı'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Milletin en masum taleplerini irtica diyerek, gericilik diyerek, yobazlık diyerek bir kaşık suda boğma dönemleri artık geride kaldı. Sanatın, sanatçının kimliğinin, aydın, yazar kimliğinin arkasına sığınıp milleti küçümseme, milleti azarlama, milleti hizaya sokma dönemi artık geride kaldı ve artık tarihe kavuştu. Milletin parasını, milletin vergisini, tüyü bitmedik yetimin hakkını alıp ondan sonra da milletin tercihlerini, seçtiği hükümetleri aşağılama, tahkir etme dönemi artık kapandı. Bundan sonra buyursunlar sırtlarını devlete değil, o aşağıladıkları, o 'kasaba bürokratı' dedikleri, 'temizlik işçisi tiyatrocu' dedikleri millete gitsinler, başvursunlar. Bu ülkede siyasette, bürokraside, hukukta kast sistemi, hanedanlık sistemi AK Parti ile birlikte sona ermiştir. Bizzat gerçek aydınların, bizzat bilim adamlarının çabalarıyla, gayretleriyle sanatta, bilimde, fikir hayatında da kast ve hanedanlık sistemi artık son bulmak zorundadır. Bu millet artık aşağılamalara, tahkire boyun eğmeyecektir, bu millet kendi tercihlerinin talep ve arzularının yok sayılmasına artık göz yummayacak. Bu millet kendi öz vatanında, kendi öz yurdunda artık parya muamelesi görmeyecek. AK Parti ile birlikte millet bürokrasinin ve bürokratik elitlerin hizmetkarı olmaktan çıkmıştır. Bürokrasi artık milletin hizmetine girmiştir, Allah'ın izniyle bu değişmeyecek. Kardeşim sen tiyatro mu oynayacaksın özgürce hareket et, kurun kendi aranızda tiyatronuzu, buyurun serbest olarak, özel sektör olarak bu alana girin. Ne kadar Türkiye'de sahnemiz var, bizim dönemimizde tiyatro sahneleri hiçbir dönemle mukayese edilmeyecek şekilde artmıştır. Bu sahnelerde sizleri destekleriz, yeri gelir senaryoyu beğenirsek bizim de inceleme kurullarımız buralara sponsor olur, buralarda da destekleriz, ama artık bugüne kadar geldiğiniz anlayış olmayacak. Özgür olun, özerk olun, özel olun, ama artık devlet tiyatro sahnesinden çekiliyor, buyurun siz tiyatro sahnesinde kalın.'' -''Ordumuzun şerefli mensuplarına yapılan hakaret ahlaksızlıktır, edepsizliktir ve kendini bilmezliktir''- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, statükodan, sırtını dayadıkları güçlerden umudunu kesen, demokrasiden ve demokratikleşmeden ciddi şekilde rahatsız olanların tahrik umutları tükenince tahkire başvurmaya başladığını belirterek, ''Millete 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' diyenler, 'ordu göreve' diyenler, 'genç subaylar rahatsız' diyenler tahrikleri, kışkırtmaları tutmayınca Türkiye'de demokrasiyi kesintiye uğratamayınca en ağır hakaretlerle Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef almaya başladılar. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, ordumuzun şerefli mensuplarına yapılan hakaret ahlaksızlıktır, edepsizliktir ve kendini bilmezliktir'' diye konuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bin yıllardır tüm dünyada sadece ve sadece kahramanlığıyla, cesaretiyle nam salmış bir ordu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ağıza alınmayacak hakaretler yapmak açık söylüyorum zavallılıktır, darbe yapmıyor diye bir orduyu 'silahsız kuvvetler' diye, 'kağıttan kaplanmış meğer' diye nitelemek 'demokrasiye, milli iradeye müdahale etmiyor' diye bir ordunun en tepesindeki isme alenen küfretmek değil demokrasiden, evrensel hukuk anlayışından nasibini alamamaktır. Aylardır, yıllardır ortaya koymaya çalıştığım CHP zihniyeti budur, CHP zihniyetinin kucağında yetişen despot aydın zihniyeti budur, yarım porsiyon aydın zihniyeti budur. CHP de, CHP yandaşı sözüm ona bu aydınlar da, yazarlar da demokrasiden adeta ışıktan korkar gibi korkuyorlar. Aslında 'Kahramanmaraş'ta CHP'ye yüklenmeye gerek var mı Sayın Başbakanım' diyeceksiniz. Haklısınız, Doğru. Ama şuanda ekranları başında bizi izleyen milletimiz var. Onlar da bekliyor acaba bugün Sayın Başbakan ne diyecek. Malum onlar bize iş bırakmıyor, kendileri zaten kendilerine yeterince muhalefet ediyorlar. CHP seçmenini, gönül vermiş kardeşlerimi, onlarla birlikte MHP, BDP ve diğer partilere gönül vermiş kardeşlerimi korkulardan, tahriklerden, kör ideolojilerin kalıplarından sıyrılıp AK Parti çatısı altında toplanmaya davet ediyorum. Mesajım onlaradır.''