Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman milletvekili adayı Ali Atalan, seçim çalışmaları sürecini değerlendirerek, "Erdoğan diyor ki 'bütün partilere eşit mesafedeyim ama gönlümde bir parti var'. Bir cümle içinde bile yalan ve çelişki var." dedi.

Atalan, bu topluma, yabancı olmadığını her yıl Almayan'dan Türkiye'ye gelip çeşitli ziyaretlerde bulunduğunu belirterek, aday olmasının temelli yerleşmesine sebep olduğunu kaydetti. Bazı insanların adaylığı hakkında konuşmasının normal olduğunu dile getiren Atalan, "Aslında olması gereken bir durum oldu. Biz ülkemizden kopmuştuk. Yabancı bir ülkede kalmak zorunda bırakıldık. Zaten milyonlarca insan bu durumu halen yaşıyor. Bu insanların gelmesi gerektiğine inanıyorum, ben de o insanlardan biriyim ve geldim. Halkımın içindeyim ve mutluyum. Burada farklı bir şeyle karşılaşmadım. Ben gayet memnun kaldım bu durumdan. Gayet sıcak bir şeklide karşılandım. Her bölgenin kendine özel sorunları var, Batman’ın da kendine özel sorunları var, biz bu sorunları çözmek için buradayız. Avrupa ile buralardaki siyaset arasında çok fark var. Ben o farkı görüyorum. Ama yine de şunu belirtmek isterim, ben Avrupa’da yaşarken buradaki gelişmelerden haberdardım. İlgileniyordum. Her seçimde gelip buradaki arkadaşlarıma yardımcı oluyordum. Hemen hemen her yıl geliyordum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın miting yapmasını eleştiren Atalan, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı diyor ki 'bütün partilere eşit mesafedeyim ama gönlümde bir parti var' diyor. Bir cümle içinde yalan ve çelişki var. Barıştan söz ediliyorsa demek ki ortada bir savaş vardır ve yaşanmıştır. Savaşta taraflar var. Herhalde bir insan kendi kendisi ile barış yapmaz. Barışta en az iki taraf olmalıdır, Öyle bir iktidar ile karşı karşıyayız ki, barışı ben yapacağım, kendimle yapacağım diyor. İkinci bir tarafı kabul etmiyor. Hatta ikinci tarafın Parlamento'ya girmesini önlemek için elinden geleni yapıyor. Böyle bir şizofrenlik bir tutumla karşı karşıyayız. HDP’nin kazanması, barışın kazanması anlamına geliyor. Bir tarafın meşruiyet kazanması anlamına geliyor. Barış, sadece silahların susturulması değildir, silahların konuşmamasından ibaret değildir. Barışın nihayete erdirilmesi, kalıcı olabilmesi için sorunun çözülmesi gerekiyor. Bu soruna kaynaklık eden sorunlar vardı. O sorun çözülmezse barış olamaz ki. Bugün olsa bile yarın bir ayaklanma olur yine savaş çıkar. İktidar partisinde bir sakat anlayış vardır. Ona göre silahlar susarsa insanlar gelip teslim olursa barış olur sanıyor. O, çözümü değil, çözülmeyi esas alıyor. Hareketin çözülmesini esas alıyor. Bu doğru değildir. Bu yüzden HDP’nin kazanması, AK Parti iktidar kalırsa, çözüme ve barışa zorlar. Bu yüzden HDP’nin Parlamento'ya girmesi, barışın sigortasıdır."