Mısır'da ordunun seçilmiş iktidara karşı önce muhtıra verdiğini, sonra da darbe yaptığını bu hususun kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Nevzat Pakdil, “Demokrasinin en önemli göstergesi halkın tercihi ile oluşturulan iktidarlardır. Demokrasiye geçildikten sonraki dönemlerde periyodik olarak gerçekleştirilen darbeler, demokrasinin kurumsallaşmasının önündeki en önemli engeldir. Mısır'da yapılan darbe de Mısır halkının tercihinin hiçe sayılmasıdır ve Mısır'ın geleceğini menfi yönde etkileyecek bir girişimdir” dedi.

Türk Parlamenterler Birliği (TPB) Genel Başkanı Nevzat Pakdil, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Mısır ordusu tarafından yapılan darbe ile görevden alınması dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Vesayet sistemi Mısır'da kendisini bir kez daha göstermiştir. Halka (Sizin yaptığınız tercih doğru değildir. İktidarın gittiği yol yanlıştır. Doğruyu biz biliriz, yol haritasını biz tayin ederiz) denilerek darbe yapılmıştır. Hangi gerekçe ile yapılmış olursa olsun darbeleri hoş görme, alkışlama gibi bir lüksümüz olamaz. Eğer demokrasi istiyorsak, halkın oyuna, tercihine saygı göstermek zorundayız. Bir ülkenin siyasi sisteminin demokratik olup olmadığını belirlemede, göz önünde tutulan en önemli kıstas, her vatandaşın yalnızca bir oya sahip olduğu genel oy hakkı ile katılacağı seçimlerdir. Bu seçimler sonucunda iktidarın halkın elinde olması ve siyasi partilerin, makul aralıklarla yapılan dürüst seçimlerde adaylarını ve programlarını halkın tercihine sunması gelmektedir” şeklinde konuştu.

“DARBELER İNSAN HAKLARI İHLALİDİR”

Askeri darbelerin hiçbir zaman toplumları ileriye taşımadığını sözlerine ekleyen Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Bunun en temel göstergesi darbelerin sıklıkla yapıldığı ülkelerin gelişmişlik düzeyinin düşük olmasıdır. Darbeler bu ülkelerin ekonomisinin, kültürünün, demokrasisinin zedelenmesine yol açmaktadır. Darbeler hangi açıdan bakarsanız bakın bir insan hakkı ihlalidir. Askeri vesayetin zaman içerisinde aşamalı olarak daha etkin bir şekilde kurumsallaşması dolayısıyla askerin siviller üzerindeki denetimi güçlenerek devam etmektedir. Bunun sonucunda da askeri vesayetin desteklediği sivillerden oluşan iktidarlar, ülkenin geleceğine yatırım yapmak yerine, darbe yapanların yanında yer almaktadırlar” dedi.

Avrupa Birliği'nin Mısır'daki darbeye sessiz kalmasının da düşündürücü olduğunu sözlerine ekleyen Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Askeri darbe sebebi ne olursa olsun demokrasiye indirilmiş bir keskin kılıç olarak düşünülmelidir. Askeri darbeler, mevcut sistemi zor kullanarak değiştirme yöntemi olduğuna göre bu yöntemin hiçbir zaman demokraside kabul edilemeyeceği unutulmamalıdır. Tecrübeler göstermiştir ki, bir demokraside en kötü çözüm bile askeri darbeden daha iyidir.”

İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONUNDAN KINAMA

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bir bildiri hazırlayarak Mısır'daki darbeyi kınadı. Komisyon bildirisi şöyle:

“Dünya'daki örneklerinden bilindiği üzere darbe zamanlarında idamlar, işkenceler, uzun gözaltılar, haksız tutuklamalar ve başkaca insan hakları ihlallerinin olağan biçimde yaşandığı herkesçe bilinmektedir.
Demokrasilerde seçilmiş iktidarlar ancak yine önceden belirlenmiş kurallarla el değiştirirler. Bunun dışında yapılan her türlü müdahale demokrasiye, hukuka ve insan haklarına aykırıdır.

Mısır'da yapılan da daha önce onlarcasını gördüğümüz ve demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını ayaklar altına alan darbelerden biridir.

Yetkisiz bir şekilde gasp edilen iktidar derhal halka iade edilmelidir. Dünyadaki bütün demokratik kurum ve kişiler, içinde insan hakları ihlali potansiyeli barındıran böylesi girişimlere karşı açıkça tavır almalıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi insan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak Mısır'daki askeri darbeyi kınar; iktidarın bir an evvel halka teslimini ve darbe girişimlerinin bir daha tekrarlanmamasını temenni ediyoruz.”