İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Türkiye bu terörü artık taşımayacak, bunun için çalışıyoruz'' dedi. Atalay, İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, ''Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'' kapsamında yapılan çalışmalar ve bundan sonra atılacak adımlara ilişkin bilgi verdi. ''Milletin birliği ve dirliği için başlattıkları kardeşlik projesini kararlı bir şekilde devam ettirdiklerini'' anlatan Atalay, bunun birinci boyutu olarak ifade ettikleri ''terörün sonlandırılmasına'' yönelik olarak gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde sonuç alınacak önemli ve çok ileri çok kapsamlı çalışmalara yaptıklarını belirtti. Bakan Atalay, şunları söyledi: ''İçerde ve dışarda şu anda bütün kurumlarımızla birlikte çok kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz ve olumlu sonuçlar aldıkça kamuoyuyla paylaşacağız. Ama şunu bir kez daha ifade etmek isterim ki terörün sona erdirilmesi için gereken ne varsa onu yapıyoruz. Bütün en ileri adımları atıyoruz ve bu ince ince dokunarak devam ediyor. Bunun pek çok boyutları var ve bütün boyutlarıyla bu yürütülüyor. Türkiye'ye dönük terör zaman zaman komşu ülkelerden bazı Avrupa ülkelerinden destek görmüştür, yani dışardan destek görmüştür. Şu anda, Türkiye eski Türkiye değil, Türkiye güçlü bir ülke ve uluslararası alanda bu gücünü, Türkiye ye dönük terör desteklerini bitirmek için sonunda kadar kullandı kullanıyor, kullanacağız. Bu noktada gerçekten çok olumlu sonuçlar alıyoruz. Bu uluslararası boyutu da dahil biz şunda kararlıyız, son PKK bildirisinde de bu ifade edilmiştir, Türkiye bu terörü artık taşımayacak. Bunun için çalışıyoruz.' Bu proje sadece bizim partimizin değil, milletimizin ve devletimiz adına yürüttüğümüz kardeşlik projesidir. Terörün sonlanması için gerek ülke içinde gerek uluslararası düzeyde çok kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Terörün sona erdirilmesi için gerkeen ne varsa yapıyoruz. Bütün adımları atıyoruz.. Bunun çok değişik boyutları var. Şu anda Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye güçlü bir ülkde ve uluslararası alanda bu gücünü Türkiey'ye yönelik terör olaylarını sonlandırmak için çalışıyor. Son MGK bildirisnde kaydedilmiştir; Türkiye artık bu terörü taşımayacaktır. 13 Kasım 2009'da Meclis'te tarihi bir oturum gerçekleştirdik. Kısa, orta ve uzun vadede hangi adımları atacağımızı detayı ile verdik. Hepsini tek tek takip ediyoruz. KISA VADELİ ADIMLAR - Kısa vadeli olarak ifade ettiğimiz tedbirleirn büyük bir kısmını faaliyete geçirdik; Cezaevlerinde tutukluların yakınlarıyla farklı dil ve lehçeleriyle iletişime geçmesini sağladık. TRT6 farklı dil ve lehçelerde yayın yapıyor. Özel radyo ve televizyonlarda isterse 254 saat boyunca yayın yapabiliyor. Üniversitlerde farklı dil ve lehçelerin yaşatılması için çalışmaları var. Yol kontrollerinin azaltılması ve yayla yasaklarının asgariye indirilmesi için Bakanlığımız gerekli çalışmayı tamamladı. Özlelikle günlük hayatta insanımızı rahat ettirecek demokratik süreçleri devam ettiriyoruz. ORTA VADELİ ADIMLAR Bunlar yasal değişiklik gerektiren adımlardır. 18 yaş altı tüm çocukalrın çocuk mahkemelerinde yargılanmasına yönelik kanun teklifi Meclis'e gönderildi. İnsan haklarını birey boyutunda daha da böyle hücerelere kadr hissedilir şekilde gelmesi için bazı tasarımlar hazırlığıdayız. "İhtiyati Protokol"ün onaylanması için tasarı Meclis'e gönderildi. "Türkiye İnsan Hakları Kurulu"nun kurulması için gerekli çalışma tamamlandı. Haftaya meclis'e gelebilir. "Kolluk Gözetim Komisyonu"nun kurulmasına yönelik kanun tasarısı için ilgili kurumlarla görüşmelere başlandı. "Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kururulu"yla ilgili çalışma tamamlanmak üzere. Şu geçen sürede bu kanun tasarısının uygulanması için katılımcı görüşmeler yaptık. STK'ların katkısı çok öneli onlarla görüştük. Oluşturulan bu mekanizmaların üç ortak hedefi var. Birincisi;Öznesi insan olan hak ve özgürlüklern daha iyi korunması... İkincisi; Bu ortak mekanizmalar bağımsızdır. Üçüncüsü: Bunlar kendiliğinden yani reysen veya başvuru üzerine çalışacaklar kurumlardır. KOMİSYANLAR NELER YAPACAK? Türkiye İnsan Hakları Kurumu: Hemen her demokratik ülkede bulunan bir kurumdur. Bildiğiniz gibi başbakanlık bünyesinde faaliyet gösteren bir insan hakları başkanlığı'mız vardır. Ancak bu kurumumuzun bağımsızlık ve tarafsızlığı taşımadığı gerekçesiyle eleştirilmektedir. Biz bu nedenle bağımsız olarka çalışacak yeni bir kurum oluşturuyoruz. İnsan hakları kurumu, toplumda hak arama bilincinin gelişmesinde görevleri de olacaktır. Bu kurumların etkili şekilde çalışmasının toplumumuza büyük faydası olacaktır. Bu kurumlar sayesinde AİHM önünde, ülkemize yapılan şikayetlerde büyük azalma bekliyoruz. Ülkemizi yüklü miktarda tazminata mahkum edildiği düşünüldüğünde önemi büyüktür. Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu: Anayasaya göre her birey; din, dil, ırk gözetmeksizin kanun önünde eşittirler. Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu da işte bu anayasa uygulamasını izleyecek bağımsız mekanizmadır Her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve ihlal durumunda ihlalin kaldırılması için görev yapacak. Kurulun kararları tüm devlet organlarını bağlayıcı olacaktır. Para cezası verme yetkisi olacak. Aldıkları kararları mahkemeler, "bilirkişi raporu" olarak kabul edilecek. Kolluk Gözetim Komisyonu: Vatandaşa yapılan işkence ve kötü muameleyi engelleyecek. Yapılan şikayetleri bağımsız şekilde inceleyecek. vatandaşlar şikayetlerini buraya getirecek. Sadece vatandaşın değil diğer yandan güvenlik görevlilierimizin haksız yere itha medilmesini de engelleyecek. "İşkenceye Karşı BM Protokolü"nün ihtiyari hükümleri de imzalanacak. İşkence ve kötü muamelenin uluslararası denetlenmesi için buna imza atacağız. gerekli çalışma tamamlandı. Türkiye BM'nin ihtiyari protokolüne çekince koymuştu. Buna da imza atıyoruz. "SİVİL DİKTA"YA HAYRET EDİYORUM Ülkemizin tek parti diktatörlüğüne gittiğini ve polis devleti iddiaları var. Bir yandan az önce anlattığım demokratik adımlar var, diğer yandan bu tartışmalar gündeme sokulmaya çalışılıyor. İnsanın hayret etmemesi elde değil. Tek parti diktası iddaları ciddiye alınır değil. Türkiye'nin her demokratik kavşağından geçerken çok ucuz psikolojik iddialar gündeme getiriliyor. "Sivil darbe, Faşizm" diye. Aslında bunlar bazı siyasetçilerin ve partilerin klasiğidir. Geçmişte de bu tip şeyler oldu. Bunlar, yapaylığı sırıtan, manipülatif, sosyal mühendislik ürünleridir. Sığ ve yapay olduğu için de zaten ömrü birkaç haftayı geçmiyor. Milli Birlik ve Kardeşlik sürecinin varlığı bile bile bunun ne kadar saçma olduğunu gösteriyor. Türkiye büyüyor. Büyüdükçe normalleşiyor. Başkanımızın son zamanlarda dediği gibi, dere yatağında akmaya başladı. Bırakın sivil diktayı falan, Türkiye gelecekte bu yoldan dönecekleri kabul etmeyecek hale geliyor. SEÇİM ANAYASA İÇİN YAPILACAK Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var ama bu konu Meclis'in alanındadır ama bu konuda bir mutabakat görülmüyor. Bana göre bunan sonraki süreçte Türk siyasetinin en önemli gündemi yeni bir anayasa olacaktır. Seçimlere kadar herhangi bir adım atılmazsa, önümüzdeki seçim bir anayasa seçimi olacaktır.