Kamalak, partisinin Bursa'nın Yıldırım İlçe Teşkilatı tarafından Yıldırım Belediyesi Spor Kompleksi'nde düzenlenen ''Erbakan'ı anma ve anlama'' programı öncesinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Saadet Partisi olarak 24 Şubat ile 2 Mart arasındaki dönemi ''Erbakan'ı Anma Haftası'' olarak ilan ettiklerini söyledi. Bu bir haftalık süreyi, eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ı rahmetle anma ve onun yaptığı işleri, yapmayı düşündüklerini kamuoyuna anlatma noktasında değerlendireceklerini dile getiren Kamalak, Erbakan'ın önemli bir devlet ve siyaset adamı olduğunu ifade etti. Erbakan'dan İslam alemi ve Türkiye'nin yeterince istifade edemediğini savunan Kamalak, şöyle konuştu: ''Erbakan'ın işaret ettiği yolda yürümüş olsaydık Türkiye, Almanya, İngiltere ve Fransa'dan, dolayısıyla AB'den çok daha ileri aşamada olurdu. Ne diyordu Erbakan hocamız? 'Ağır sanayi, milli sanayi, yerli sanayi' diyordu. Üretmeyen ekonominin, işsizliği yenmesi, fakirliğin üstesinden gelmesi mümkün mü? Cadde ve sokaklara, meydanlara bakın, her yer otomobil dolu. Meydanları dolduran otomobiller, araçlar ithal malıdır. Muhtemelen sizlerin bindiği de ithal. Bu araçlar bir tarafta üretildiğine göre Türkiye'de de imal edilemez mi? Türkiye'de üretilse bir tane gencimiz işsiz kalır mıydı? Semalarımızda onlarca, yüzlerce uçak geçiyor. Havaalanları, sema, meydanlar bizim uçaklar yabancı, ithal. Üzerine Türk bayrağı çekmiş olmak yetmiyor.'' Kamalak, bu sömürüyü önlemek için Erbakan'ın her zaman ''ağır ve milli sanayi'' dediğini vurgulayarak, ''İslam aleminin sömürülmesini önlemek için de 'ey İslam alemi birleşin' diyordu. Nasıl birleşeceğiz? Bir araya gelelim istiyordu. Bu amaçla D8'ler kuruldu. Bu D8'ler İslam Birliği'nin temelini oluşturur'' diye konuştu. Kendi partileri ve milli görüşçüler dışındakilerin her fırsatta AB'ye üyeliği vurguladığını belirten Kamalak, AB'ye hayır diyen Saadet Partisinden başka parti olmadığını söyledi. ''AB'yi kimler kurmuş?'' diye soran Kamalak, şöyle devam etti: ''İngiltere ve Fransa değil mi? Çanakkale'de resmi kayıtlara göre 252 bin, gayriresmi kayıtlara göre ise 400 bin şehit verdik. Şehitlerimiz belli, dedelerimiz. Ya katiller kim? Yakın zamanda Fransız Parlamentosu, soykırımı inkar kanunu çıkardı. Sözde Türkler, 1915 yılında Ermenilerin soyunu kırmış. Hayır diyenler için hapis ve para cezası öngörülüyor. Bu camiadan Türk milletine hayır gelir mi? Öyle bir suçlama ki, katilliği aşıyor canilikle itham ediyor. Bizim dışımızdaki partiler, AB diyor. 50 küsur yıldır bu ülkenin onuruyla oynuyorlar. AB Bakanlığı kurulmuş, hayır, biz İslam birliği bakanlığı kuracağız. Erbakan hocamızın hedefinde de bu vardı. İnşallah günün birinde İslam birliği mutlaka kurulacaktır.'' -MİT Kanunu'ndaki değişiklik- Kamalak, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda yapılan değişlikliği yanlış bulduğunu belirterek, ''MİT Yasası'ndaki düzenlemeyi anayasaya aykırı görüyorum'' ifadesini kullandı. Anayasa'nın 138. maddesinin 3. fıkrasında, ''Görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi beyanda bulunulamaz'' denildiğini vurgulayan Kamalak, şunları kaydetti: ''Anayasa bakımından aykırı görüyorum. Sayın Başbakan, 'MİT görevlileri, kanunu ihmal etmedi görev yaptı' diyor. Görev yapabilir. 17 bin küsur faili meçhulden bahsediliyor. Faili meçhullerin failleri de görev yapıyordu. Şu anda toprak kazıldıkça iskeletlere rastlıyoruz, cesetler çıkıyor. O insanları vuranlar da belirli yerlerden aldıkları emir icabı görev yapıyordu. Yargıda yanlışlık varsa yargı kendi içindeki yanlışı düzeltmelidir. İdarenin içinde yanlış varsa bunu idari organlar düzeltecek. Düzenlemenin doğru olmadığını düşünüyorum.''