Saadet Partisi(SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “Ülkemiz ve bölgemiz tarihi bir dönemeçten geçmektedir. Bu süreçte Türkiye'nin yeni krizlere, gerginliklere değil tüm kurum ve kuruluşları arasında, uyum, eşgüdüm, birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Hiç kimse Türkiye'yi zaaf içinde gösterecek bir tavır içine girmemelidir" dedi. Kamalak yaptığı açıklamada, 42 yıllık geçmişinde pek çok askeri darbe ve antidemokratik uygulamaya muhatap kalmış bir siyasi hareketin temsilcileri olarak Türkiye'nin demokratikleşmesinin ve normalleşmesinin en çok kendilerini mutlu edeceğini ifade ederek, “Biz millet egemenliğine gölge düşüren bütün vesayet sistemlerine karşıyız. Dileriz, Genel Kurmay Başkanımız Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanının emekliliklerini istemesiyle başlayan tartışma, Türkiye'nin normalleşmesinin ve demokratikleşmesinin bir miladı olur” dedi. Türkiye'nin hem içeride hem dışarıda tarihi bir dönemeçten geçtiğini, içeride artan terör belasının, dışarıda ise Suriye ve Libya başta olmak üzere komşu ülkelerde yaşanan iç karışıklıkların tarihi bir kırılma noktasına doğru gidildiğini gösterdiğini belirten Kamalak, şunları dedi: “Bunu yanın sıra emperyalist zihniyetlerin ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki karanlık emellerinden hiçbir zaman vazgeçmediği ve bu hedeflerini gerçekleştirmek için her türlü fırsatı değerlendirmeye çalıştığı bütün milletimizin malumudur. Büyük Ortadoğu Projesi bu karanlık hedeflerin en belirgin ve en müşahhas örneğidir. İslam coğrafyasının böylesine tarihi bir süreçten geçtiği bir dönemde ülkemizin yeni krizlere ve gerginliklere değil tüm kurum ve kuruluşlarıyla uyum ve birlik görüntüsüne ihtiyacı vardır. Endişemiz odur ki devletimizin en stratejik ve hassas kurumları arasında derin ayrılıklar varmış görüntüsü, dış güçlerin iştahını kabartmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu nedenle siyasetinden, askerine, bürokrasisinden işadamına, herkes Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşımanın samimi gayreti içinde olmalıdır. Bu çerçevede Komutanlarımızın emeklilik talebi elbette kanuni bir haktır. Nihayetinde kendileri devletin birer görevlisidir ve istedikleri zaman emekliliklerini talep edebilirler. Ancak bu talebin zamanlaması ve tarzı dikkat çekici olmuştur. Türkiye'yi gereksiz bir tartışmanın içine sürüklemiştir. Türkiye bu tartışmaları bir an evvel geride bırakmalıdır. Unutulmamalıdır ki Ordumuz milletimizin gözbebeğidir. Mehmetçiği yıpratmamak hepimizin görevi, hassasiyetidir. Bu konuda en hassas ve en özenli davranması gereken de ordu içerisindeki sorumluluk sahipleri olmalıdır. Bu vesile sorumlu muhalefet anlayışımız gereği bir kez daha çağrıda bulunuyor ve ülkemizin bütün kurumlarını yaşadığımız bu olağanüstü sürecin şuur ve sorumluluğu içinde davranmaya davet ediyoruz. Devletin etkili ve yetkili bütün organları Türkiye'yi zaafiyet içindeymiş gibi gösterecek üslup, tavır ve davranışlardan kaçınmalıdır. Milletimizin beklediği sağduyuyu içinde hareket etmelidir. Bu sürecin milletimizin, ülkemizin ve İslam aleminin hayrına vesile olmasını diliyorum.”