Ünal, ''AK Parti her zaman yapacaklarını söylemiş ve söylediklerini yapmıştır. Bu haliyle AK Parti sözünün eri bir siyaset tarzına sahiptir. Bu yüzdendir ki milletimizin güvenini kazanmış ortaya koyduğu icraatlarla hizmet ve reformlarla da milletimizin takdirine mazhar olmuştur'' dedi. Ünal, Türkiye'de değişimin dönüşümün lokomotifi olan AK Parti'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra kesintiye uğrayan muasır medeniyet idealinin yegane taşıyıcısı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''AK Parti, Türkiye'de yaşanan demokratikleşme sürecinin baş aktörü konumundadır. AK Parti, 9 yıldır her türlü engellemeye rağmen hukuk zemininde kalarak demokrasi mücadelesi vermektedir. AK Parti için hukuki meşruiyet ile siyasi meşruiyet korunması gereken en temel zemindir. Bu hareketin lideri yasaklandığında, 'başıma gelen bu haksızlıklardan dolayı devletime küsmem, kızmam ya da kırılmam' diyerek, hukuka ve demokratik sisteme meydan okumamış, aksine demokrasi mücadelesini hukuk zemininde sürdüreceğini ifade etmiştir. İşte bu sağduyulu inançlı mücadele sonucunda engeller, yasaklar, mayınlar bir bir temizlenmiş, Türkiye ileri demokrasi yolunda önemli mesafeler katetmiştir. Bu gelenek milletine sevdalıdır. Bu gelenek bin yıllık birlikte yaşama tecrübesinin var ettiği değerlere sahip çıkan bir karakter taşır.'' 61. Hükümet programının 9 yıllık gecesi gündüzüne katılmış özverili çalışmanın ve bin yıllık geleneğin yansıması olarak hazırlandığını belirten Ünal, 'Bu program, milletimizin tek bir ferdini diğerinden ayırmadan, ötekileştirmeden, dışlamadan aynı samimiyetle kucaklayan anlayışı yansıtmakta, 74 milyon vatan evladına ayrımsız şekilde verilecek hizmetleri ve yapılacakları icraatları ortaya koymaktadır'' dedi. AK Parti'nin bütün başarılarını mucizevi bir formülle gerçekleştirmediğini belirten Ünal, sözlerine şöyle devam etti: ''AK Parti her türlü kışkırtmaya, müdahaleye ve tuzağa rağmen 3 temel esastan ayrılmamıştır; milletin sesine kulak vermiş, çözülemez denilen kronik sorunların üzerine cesaretle gitmiş ve mili iradeye helal getirecek her türlü girişim ve vesayetin karşısında dimdik durmuştur. AK Parti bu üç temel esası siyasi idare tarzıyla değil, milletin teveccühüyle oluşan güçlü bir iradeyle gerçekleştirmiştir. Bu nedenle AK Parti iktidarları Türkiye siyaset tarihinde sürekli ilklerle hatırlanacaktır. Seçim zaferlerinden ekonomik adımlara, siyasi kararlılıktan demokratikleşme adımlarına kadar son 9 yılımız ilklerle doludur. İktidara geldiğimiz dönem gerek 1990'ların, gerekse son 60 yılın artık yönetilemez sorunlarının zirve yaptığı yıllardı. Neredeyse hemen her alanda millete rağmen adımların atıldığı, dünya standartlarından uzaklaştığımız ve hukuksuzluğun sıradan hale geldiği yıllardı. AK Parti, bu büyük sorumluluğu milletine duyduğu güvenle büyük cesaretle üstlenmiş ve yüzünün akıyla çıkmıştır.'' AK Parti'nin çıraklık ve kalfalık yıllarının, milletin ve devletin hızla uluslararası vasata eriştirilmesi mücadelesiyle geçtiğini anlatan Ünal, ''Bunu bile devletimize ve milletimize çok gören güçler, hız kesmeden normalleşmemizi kesintiye uğratmak için ellerinden geleni yapmaktan geri durmamışlardır ve AK Parti onların her müdahalesine daha fazla hukuk ve daha fazla demokrasi ile cevap vermiştir'' dedi. Ünal, AK Parti hükümetleri ve programları döneminin, eski Türkiye defterlerinin kapatıldığı, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkarak yeni Türkiye sayfasının açıldığı yıllar olduğunu belirterek, ''Hükümetlerimiz ve Başbakanımız, hiç kimsenin hatırlamak istemediği geçmiş uygulamalara son vererek, milletimiz ile birlikte yeni Türkiye inşa etmek için herkese kucak açmıştır. Anayasa referandumu ile milletimiz artık eski uygulamaları görmek istemediğini açık şekilde ortaya koydu. 12 Haziran seçimleriyle de AK Parti Hükümetinin Türkiye'yi yeniden inşa etme sürecine milletimiz onay vermiştir'' diye konuştu. AK Parti'nin yeni Türkiye'yi inşa etmeye devam edeceğini, Türkiye'nin demokratikleşmenin derinleştiği ekonomik refahın arttığı, milli gelirin daha adil paylaşıldığı bir hedefe doğru ilerlediğini anlatan Ünal, sosyal devletin vatandaşa şefkat elini uzattığı, hizmetlerin bütün ülkeyi kucakladığı, devletin ülkenin her yerinde aynı adalet ve hizmet çizgisinde olduğu bir Türkiye'nin inşa edildiğini söyledi. Ünal, ''Artık Türkiye, sorunların devleti esir aldığı değil, çözümlerin bir bir gerçekleştiği ülke haline geliyor. Türkiye kimlik ve demokratikleşme sorunlarının, şiddetin ve terörün artık geride kalacağı günlere yürüyor. AK Parti, ustalık döneminde ilkelerinden vazgeçmeden Türkiye'yi normalleştirmeye, demokratikleştirmeye, yenileştirmeye ve tüm bu adımları taktik bir bütünlük içinde planlamaya, sistemleştirmeye, kurumsallaştırmaya ve kalıcı hale getirmeye devam edecek'' dedi. 61. Hükümet Programının sadece 4 yıllık iktidar dönemini değil, 2023 hedefleyen yeni Türkiye'yi inşa etmek için hazırlandığına işaret eden Ünal, ''Ümidimiz odur ki muhalefetimiz de bu uzun vadeli ve vizyoner hedefleri bizimle beraber paylaşır, elbirliğiyle müreffeh Türkiye'yi inşa ederiz. Hangi siyasi görüşe mensup olursak olalım ortak derdimiz Türkiye'dir'' değerlendirmesinde bulundu. Ünal, Programın milletin ve ülkeyi 2023 vizyonu çerçevesinde bölgesel ve küresel rekabete hazırlama amacını güttüğünü ifade ederek, ''Bugün zamanının ruhunu anlamamız gerekiyor. Sadece ülkemiz farklı bir döneme girmemektedir, bölgemiz ve dünyamız oldukça radikal değişimlere gebedir. Zamanın ruhu 1945 sonrası kurulan cari düzenin ve bölgesel uzantılarının değişimini zorlamaktadır. Artık ne dünyamız ne de bölgemiz küresel ekonomi politik düzeni kaldıracak donukluktadır. Önümüzdeki yıllar büyük dönüşüme gebedir'' diye konuştu. Türkiye'nin yaşanan büyük değişim ve dönüşümü yakalamayı başardığını, hatta birçok alanda ön aldığını belirten Ünal, küresel ve bölgesel birçok aktörün eski düzenin girdabında kalırken, Türkiye'nin bölgesinde bir güce ve dünyada ise belirleyici aktörü dönüştüğünü kaydetti. Yeni dönemde iktidarların, sınırların ekonomik ve siyasi derinliklerin yoğun şekilde tartışılacağına işaret eden Ünal, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Türkiye sorunlarını çözemeyecek kadar küçük değildir. Halen yaşadığımız sorunlarımız da yeni Türkiye'yi inşa etmemizi engelleyecek kadar büyük değildir. İktidar ve muhalefetimizle çözüm odaklı siyaset anlayışı içinde çocuklarımıza temel sorunlarını halletmiş, geleceğe özgüvenle yürüyen, güçlü bir Türkiye bırakmak asli görevimizdir. Programımız, ekonomik kalkınma ve demokratikleşme olmak üzere sorunların üzerine ciddi şekilde gidecek yapıya sahiptir. Dün konuşulamayanların konuşulmasını, tartışılamayanların tartışılmasını sağlayan iktidarımız, 61. Hükümet programıyla dün yapılması hayal edilemeyenleri teker teker hayata geçirecektir. Hükümet programına muhalefetimizin yapıcı eleştirilerini ve katkılarını bekliyoruz. Ümit ederiz ki muhalefetimizle de milletimizin meclisinde insicam içinde çalışma imkanı buluruz.''