Akın, yaptığı açıklamada, 12 Eylül 2010'da yapılan referandumla kabul edilen ve kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı veren anayasa değişikliğini fiilen hayata geçirecek kanun tasarısının 16 ay gecikmeli olarak TBMM'ye sevk edildiğini hatırlattı. Akın, söz konusu yasa tasarısını bu şekilde kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade ederek, ''Tasarı, 12 Eylül 2010'da yakalanan ve sürdürülmesi gereken demokratikleşme heyecanıyla uyumlu değildir. Tasarı masaya değil, sahaya davet tasarısıdır'' dedi. Memur-Sen olarak tasarıda yer alması gereken hususları dile getiren ve hizmet kolu toplu sözleşmesine de tasarıda yer verilmesi gerektiğinin altını çizen Akın, şöyle konuştu: ''Yerel yönetimlerde iş yeri toplu sözleşmesine yer verilmelidir. Kamu görevlileri hakem kurulu başkanı, yargıtay, danıştay veya sayıştay başkanları arasından kanunla belirlenmelidir. Cumhurbaşkanlığı, TBMM, TSK ve emniyette çalışan sivil personele sendika üyesi olma imkanı verilmeli, sendika üyesi olmayanların toplu sözleşmeden yararlanmak için dayanışma aidatı ödemesini sağlayacak hükümlere yer verilmelidir. Toplu sözleşmenin kapsamı, 'diğer mali ve sosyal haklar' ibaresiyle genişletilirken, 'aylık ve ücretler ile diğer mali, sosyal haklara ilişkin sistemde değişiklik öngören talepler, toplu sözleşmenin kapsamı dışındadır' denilerek yapılan kapsam daraltılmasından vazgeçilmelidir. Toplu sözleşme masası, kamu görevlilerini ilgilendiren her konuya açık hale getirilmelidir. Sendikaların sahadaki çalışmalarıyla elde ettiği yetki, kanun maddesiyle değersizleştirilmemeli, masaya oturmama veya masadan kalkma da bir pazarlık stratejisi olarak kabul edilmelidir.''