MHP milletvekili Engin Alan'ın cezaevinden tahliye edilmesini sağlanması yönünde yeni bir formül bulundu. Tutulu milletvekilleri için oluşturulan komisyonda, 3 maddelik bir anayasa değişikliği metni üzerinde uzlaşma sağlandı. Anayasada değişiklik yapılması önerisi, Meclis Başkanı'na sunulacak.

Tutuklu 2 CHP ve 5 BDP milletvekilinin tahliye olmasından sonra cezaevinde MHP milletvekili Engin Alan kalmıştı. Alan, hakkındaki karar Yargıtay'da onandığı için hükümlü vekil olması nedeniyle tahliyesinde sorun ortaya çıkmıştı. Tutuklu milletvekilleri için AK Parti, CHP ve BDP'nin oluşturduğu komisyon, bugün Meclis'te ilk toplantısını yaptı.

Toplantıda, MHP'li Alan ve BDP'li Sabahan Tuncel gibi hüküm giyen milletvekilleri konusunda bir formül bulundu. Formüle göre, anayasada üç maddelik değişiklik yapılacak. Meclis Başkanı'na sunulacak anayasa değişikliği önerisi özetle şöyle:

*Anayasaya eklenecek geçici madde ile milletvekilleriyle ilgili kararın infazı dönem sonuna bırakılacak.

*Dokunulmazlığı düzenleyen 83. madde ile 14. madde arasındaki bağlantı koparıldı. Bu yolla sadece kasten adam öldürme gibi suçüstü halinde milletvekilleri tutuklanabilecek.
*Bir milletvekili hakkındaki soruşturma, tutuklama ve gözaltına alma kararı Meclis Genel Kurulu'nda üçte iki çoğunluğun oyu ile alınabilecek.

MHP KIYAMETİ KOPARTTI

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, cezaevinde bulunan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan için, "Bu kahraman adam o Sincan Cezaevi'nin sisli, kurşun gibi ağır olan o binasından çıkarılacaktır. Ama şöyle ama böyle ama oradan çıkacaktır" dedi.

ÇİFTE STANDART

BDP milletvekilleri dışarıya çıkarılıp, TBMM'ye gönderilirken, Engin Alan'ın milletvekilliğinin düşürülmesi için Yargıtay tarafından TBMM Başkanlığı'na yazı yazılmasının "manidar" olduğunu ifade eden Yeniçeri, bunun "çifte standart olduğunu ve özü itibariyle PKK'yı dışarıya çıkartmak, TSK'yi içeride tutmak anlamını taşıdığını" iddia etti.

BU KAHRAMAN ADAM ORADAN ÇIKARILACAKTIR

Yeniçeri, toplantıda Engin Alan ile öldürülmüş çocukların yer aldığı fotoğraflar göstererek, "Engin Alan bu çocukları katledenlerle mücadele etti. Bu çocukları katledenlerin siyasi temsilcileri Meclis'e geliyor. Onlar için yargı alelacele kararlar veriyor. Ama Engin Alan Sincan Cezaevi'nde tutulmaya devam ediyor. Açıkça ve yüksek sesle buradan ifade ediyorum. Bu kahraman adam o Sincan Cezaevi'nin sisli, kurşun gibi ağır olan o binasından çıkarılacaktır. Ama şöyle, ama böyle ama oradan çıkacaktır. Çünkü hiçbir zulüm ebedi değildir. Zalimlerin de bir ömrü vardır, zalimliğin de öyle" diye konuştu.

HESABINI VERECEKLER

"Millet düşmanlarının, bölücülerin karşısında canını siper edenleri içeride tutarsanız yarın sizi savunacak kimse çıkmaz ve kalmaz" diyen Yeniçeri, bu çifte standardı kınadığını söyledi. Yeniçeri, "Önümüzdeki günlerde bunun hesabını bir biçimde onu içeride tutanların vereceğini burada açıkça ifade etmekten de geri durmuyorum" şeklinde konuştu.

Ergenekon ve Balyoz davalarına değinen Yeniçeri, "Gelinen aşamada özel görev ve yetkiyle yapılan ve önyargılarla verilen mahkumiyet kararları derhal hükümsüz ilan edilmelidir. Mahkeme kaldırıldığı andan itibaren verdiği kararlar aslında fiilen hükümsüzdür. Özel görev ya da kumpas sonucu verilmiş olan kararlar yok sayılmalıdır. Bu kararlar sonucu mahkum olanlar derhal serbest bırakılmalıdır. İnsanların mağduriyetleri sona erdirilmelidir. Davalara özel görevliler değil, genel tarafsız ve bağımsız mahkemeler bakmalıdır. Ağır ceza mahkemeleri bu davaları üstlenmelidir" dedi.

Yeniçeri, gazetecilerin, Fethullah Gülen tarafından gönderilen mektupla ilgili soruları üzerine şunları söyledi:

"Böyle ılımlı bir hava oluşmuşsa, bu havaya ılımlı bir şekilde cevap vermek esastır. Böyle olması gerekiyor. Kim yanlış yapmışsa gereğini yap. Yanlış yapanlara, hatalı davrananlara bir takibat yapılmasına hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Sayın Başbakan savaştan söz ediyor. İnsanın aklına dış düşmanlarla savaş gelir. İçerideki herhangi bir kitleye, gruba, cemaate ya da bir kısım insanlara karşı savaş olur mu? Burada suç işleyenler varsa onlara kamuoyu gereğini yapar. Böyle bir mektup gelmişse bu mektupta bir sağduyu çağrısı varsa bu sağduyunun değerlendirilmesi gerekiyor. Ama AKP'de ne sağduyu var ne de mantık var."