Bahçeli, partisinin il başkanlığınca Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, cumhurbaşkanı seçiminin öneminden söz etti.

Türkiye'de geçmişte cumhurbaşkanı seçimlerinin sancılı geçtiğini, bu seçimlerin ilk turunun da 10 Ağustos'ta yapılacağını ve ilk defa cumhurbaşkanını milletin göreve getireceğini anımsatan Bahçeli, "Demokrasinin askıya alınması hali Milliyetçi Hareket Partisi'ne zarar verebilecek bir durumdur, buna düşmemek lazımdır. Milliyetçilikle demokrasiyi ikiz kardeş gibi götürerek milliyetçi düşüncenin iktidarının yolunu açmalıyız. Bunun manası şudur. Milli iradenin milliyetçi irade haline dönüşmesi milliyetçiliğin iktidarı demektir. Bu neyle olacak? Demokrasi içerisinde olacak. Yani vatandaşların en etkin değerlendirmesinin yapılacağı bir ortamda olacak. İşte bu anlayışla geçmiş dönemeden bu yana kadar Milliyetçi Hareket Partisi 'önce ülkem ve milletim, sonra partim' anlayışıyla ülkeye hizmet eden bir siyasi kurumdur" diye konuştu.

Herkesin, "Her parti aday çıkartsın. Niye çıkartmıyorlar. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi niye aday çıkartmıyorsunuz. Sizin gibi bir parti aday çıkartmazsa ne olur. Ne için varsınız" sözleriyle partililerinin davaya olan mensubiyet şuurunu ve bu şuur gereği olarak aday çıkarma gereğinin kamçılamaya çalışıldığını ifade eden Bahçeli, her gün "Milliyetçi Hareket Partisi'nin adayı kim olacak" denildiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Şimdi yeni yeni bir usul var. Twitter aracılığıyla kuş diliyle konuşuyor. Şu olursa iyi olur, şu olursa iyi olmaz. Şunun olmasında yarar vardır. E mübarek insanlar bu hareketin milletvekiliyse kuş diliyle konuşacağınız yerde gelip genel başkanınıza 'ben aday olmak istiyorum' diye niye söylemiyorsun."

- "Kuş dili sosyal medyası"

Bahçeli, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ''Maaşlı 6 bin kuş dili sosyal medyasını kullanan insanlarının bulunduğunu, bunların twitleriyle ülkücüler arasında 'şu olursa iyi olur bu olursa iyi olur' dediğini'' ileri sürerek, "30 Mart seçimlerinin sonuçlarını veri alsak, oyumuz 8 milyona yakın, oy oranımız 17,76'dır. Böyle bir durum karşısında bir aday çıkartabiliriz. Şimdi milletvekili arkadaşlarımızdan bir tanesini aday yaptık. Gece gündüz de çalıştık. Milliyetçi Hareket Partisi'nin aday çıkartmasını körükleyenleri bize oy vereceklerini söylerken hiç duydunuz mu ? Peki biz hepimiz kenetlendik oyumuzu kendi adayımıza verdik, bir tanede firemiz olmadı. Alacağımız oy nedir. 8 milyona yakın, 17,76 oy oranı. Bundan cumhurbaşkanı seçmek mümkün olabilir mi ? Olamayınca diğer partiler arasında en fazla oy alan iki parti bu yarışta, ikinci tura kalacak olursa bunlardan bir tanesi Adalet ve Kalkınma Partisi bir diğeri de başka parti olsa Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ak kurtları bozkurtların kuyruğuna takılmaya başlar" dedi.

 Başbakan Erdoğan'ın şiir okumasını eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bizim ülkücüler akşam eve yorgun argın eve gelmiş, bir tas çorba eşi önüne koymuş. 'Haberlerde ne var' diyor. İdama mahkum edilmiş bir ülküdaşımızın şiirini okurken duygulanıyor. Bakıyor ki Bülent Arınç okuyor ağlıyor, Recep Tayyip Erdoğan da boğuk bir sesle konuşuyor. 'Allah Allah diyor ya şunlara bak. Bizim şehidimiz için ne kadar da ağlıyorlar' diyor. Gün geliyor bazı konular oluyor diyor ki 'bunlar faşist, bunlar katil' diyor. Hangi gün sazı ne çalacaksa ülkücü türküyü ona göre bağlıyor. Siz değerli arkadaşlarım da buna inanıyorsunuz, haklı haksız partinizi eleştirmeye başlıyorsunuz. Şimdi son günlerde çıkmış 'ülkücüler benim kardeşimdir' diyor. Recep Tayyip Eroğan, ülkücülerin hiçbir zaman sen kardeşi olamazsın, olmamalısın. Eğer ülkücüler senin kardeşliğini kabul ediyorsa bozulmayan ülkücüler de var ya da sende var demektir."

Bahçeli, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun hiçbir partiyle organik ilişkisi olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:

''Bizim partimizin üyesi değildir, kapısından da içeri girdiği gün olmamıştır. Ama burayı şereflendiren arkadaşlarımızın değerlendirmelerini dikkate aldığınız vakit milliyetçilik onda da vardır. Muhafazakarlık onda da vardır. Maneviyatçılık onda da vardır. Demokrat vasıf onda da vardır, laiklik onda da vardır. Yani Türkiye'de ne varsa oranları az veya çok hepsinde bulunan bir kişidir. Öyleyse Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlıkta yaptığını Çankaya'da yapıp her gün onun yalanlarını dinleyeceğimiz yerde, daha yalana alışıncaya kadar 5 yılı dolacak olan Ekmel beyi cumhurbaşkanı yapsak ne olur?"