MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet Günal, mayın temizleme faaliyetlerinin yabancılara verilmesinin Türkiye'yi küçük düşüreceğini savundu. Ülkede mayın temizlemede milli mayın merkezinin çok önceleri kurulması gerektiğini belirten Günal, bütün mayın temizleme faaliyetlerinin bu merkez tarafından yürütülmesi gerektiğini kaydetti.

Ermenistan sınırındaki mayınların, AB projesi kapsamında ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından temizlenmesinin, Türkiye’yi küçük düşüreceğini söyleyen Günal, mayın temizleme ihalelerine Türk şirketlerinin de katılmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.

Milli mayın merkezinin 5 yıl öncesinde kurulması gerektiğinin altını çizen Günal, "Bu milli mayın merkezi'nin kurulması hususu bugünün konusu değil, aslında çok gecikmiş bir düzenleme. 2009 yılında uzunca bir tartışmadan sonra TBMM Genel Kurulu'nda Suriye sınırlarındaki mayınların temizlenmesiyle ilgili kanun tasarısını görüşmüştük ve o kanun görüşülürken de bu merkezin bir an önce kurulması gerektiğini hep beraber tartışmıştık. Tabii, o gün, sanki ertesi gün hemen mayınlar temizlenecekmiş gibi, bütün AKP Grubu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Recep Tayyip Erdoğan tarafından baskı altına alınmıştı. O yapmış olduğumuz mücadeleyi, bir kitap hâline getirerek AKP hükümetinin bakanlarına da sunmuştum." diye konuştu.

O zaman, "Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi" diye kanun olmaz dediklerini "Ne yapalım?" denilerek bir mayın temizleme kanunu çıkaralım, milli mayın merkezini kuralım, o işleri oraya havale edelim denildiğini belirten Günal, aceleyle "Biz Suriye sınırını hemen temizleyeceğiz ve kırk dokuz yıllığına birilerine vereceğiz." denildiğini hatırlattı.

Mayın ile ilgili yazdığı o kitabın, süreci ve mayın temizleme kanununu eksiksiz anlattığını vurgulayan Günal, şöyle devam etti: "Şimdi 2015 yılında da bu eksiklikleri tamamlıyoruz. Maalesef kanun yine tam gelmiyor. Şimdi, yine eksik yapıyoruz sayın Bakan. Bu kanunu çıkarırken öbür taraftan İçişleri Bakanlığı ayrı kanun çerçevesinde çalışıyor gibi yapıyor ama farklı bir yöntem uyguluyor, Avrupa Birliği ayrı bir şey yapıyor. Açıkçası ben bunları anlamakta zorlanıyorum. Biz sınır güvenliğini acaba Avrupa Birliği'ne mi devrettik? Yani, İçişleri Bakanlığı bünyesinde eski adı ESYPUM olan bir Sınır Yönetimi Bürosu var, 2008'den sonra adı değişmiş. 'Türkiye'nin Doğu Sınırlarında Sınır Gözetleme Kapasitesinin Artırılması ve Mayın Temizlenmesi Projesi' diye bir projeleri var. Geçen yıl bütçe görüşmelerinde gündeme getirdim, bu sene de getirdim. Fakat projenin içinde asker yok, Kara Kuvvetleri yok. Kara sınırlarının korunmasıyla ilgili 3497 sayılı Kanun'a göre sınırların sorumluluğu Kara Kuvvetleri'ne ait. Peki, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, İçişleri'ne mi bağlı? Değil, Millî Savunma Bakanlığı'na bağlı. Jandarma sadece İçişleri Bakanlığı'na bağlı, peki, nasıl oluyor da sınırlardaki mayının temizlenmesinin sorumluluğu İçişleri Bakanlığı'nda, hem de AB bürosunda oluyor, aklım ermiyor. Ha, yani niye öyle dedim, "Sınırların güvenliğini kime emanet ettik?" dedim, Temizlenecek yer boydan aşağı Ermenistan sınırı."