Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Siyasi iktidar olarak her tür sorunun üzerine gitmek durumundasınız. Bu olayı bir terör sorunu olarak ele almayı önemsiyorum. Çünkü ülkemizde, bizim için şu andaki sıkıntı terör noktasındadır'' dedi. Başbakan Erdoğan, Beşiktaş'taki Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ndeki Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. ''Demokratik açılım'' çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan'ın verdiği yanıtlar satır başlarıyla şöyle: ''Siyasi iktidar olarak her tür sorunun üzerine gitmek durumundasınız. Bu olayı bir terör sorunu olarak ele almayı önemsiyorum. Çünkü ülkemizde, bizim için şu andaki sıkıntı terör noktasındadır. Bu terör sorununu yok edebilmenin gayreti, çalışmasıdır bu. Tüm bunlarla beraber ülkemizdeki tüm etnik unsurların birbiriyle dayanışmasını sağlamaya yönelik bir adımdır.'' SEZEN HANIMLA GÖRÜŞTÜM TÜM SANAT DÜNYAMIZDAN BİZ BU DUYARLILIĞI BEKLİYORUZ'' ''Ben Sezen (Aksu) Hanıma döndüm ve Sezen Hanımla görüştüm. Gerçekten ben sezen hanımın hassasiyetine özellikle teşekkür ettim. Aramızda geçen görüşme, konuşma... Sürece her şeyiyle katılacağını söyledi. ve bu tabii bizi ayrıca mutlu etti. Tüm sanat dünyamızdan biz bu duyarlılığı bekliyoruz. İnanıyorum ki bu duyarlılığı paylaşan birçok sanatçılarımız da var zaten. Bunu aldığımız diğer olumlu tepkilerden de görüyoruz. Ha olumsuz tepki gösteren yok mu? Var tabii ki, bu konularda ön kabulleri olanlar da var. Bunlar da olacak bu da demokrasinin cilveleri bunlara da saygı duyacağız.'' ÖCALAN'IN İDAM KARARINI KİM SÜMENALTI ETTİ? Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine de, şunları söyledi: ''Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum. Çünkü biz şu anda bir barış sürecini sürdürmenin gayreti içerisindeyiz. Fakat ben bütün medyaya ve Türk halkını şunu söylüyorum. Türkiye'de idam cezası kalkmadan önce bu ülkenin iktidarında kim vardı? DSP vardı. MHP vardı. ANAP vardı... Ve yakalanıp getirildiği zaman Öcalan idamı ile alakalı olarak kararı sümen altında bekleten iktidar kimdi? Bunlar değil miydi? Bunlardı. Bunlar şimdi neyi konuşuyorlar? Nasıl kendilerinde bu tür bir şeyi konuşma hakkını buluyorlar ve onların iktidarı döneminde yine AB müktesebatına göre idam cezası kaldırılmıştı. Hatta o dönemde parlamentoda olan ve şimdi milletvekilimiz olan arkadaşlarımızın bir çoğu da idam cezasının kaldırılmasına yönelik olarak AB müktesebatına bunlar da destek vermişlerdi, bu yapılmıştı. ''ELLERİNE BİR KAĞIT ALMIŞ DOLAŞIYORLAR 'AMERİKA'NIN PROJESİDİR' DİYE... BUNU İSPAT EDERLERSE BİZ HER ŞEYE VARIZ AMA İSPAT EDEMEZLERSE ALÇAKTIRLAR VE NAMUSSUZDURLAR'' Şimdi kalkıp da bu tür şeylerin konuşulmasını anlamak mümkün değil. Bakın, ben çok açık, net bir şey söylüyorum. Bir kağıt almış dolaşıyorlar; 'Amerika'nın bir projesidir bu...' Bunu ispat ederlerse her şeye varım. Ama ispat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar. Bu kadar açık, bu kadar ağır konuşuyorum. Çünkü artık bu kadar iftiraların, bu kadar hakaretlerin altında bu iktidar kalmaz. Bu iktidar Türkiye Cumhuriyetinin iktidarıdır. Herhangi bir ülkenin temsilcisi değildir'' 3. KÖPRÜ GÜZERGAHI Başbakan Erdoğan, yapımı planlanan 3. Boğaz Köprüsü'nün güzergahına ilişkin soruya da şu karşılığı verdi: ''Açıklanan şey üçüncü köprünün güzergahı değil. Biz bunun üzerinde çalışmaları yapıyoruz. Orada farklı bir kaç güzergah var. Nihai çalışmamızı Ulaştırma Bakanım, Belediye Başkanım, ben üçlü olarak bir helikopterle bölgeyi dolaşacağız. Dolaştıktan sonra hazırlanan alternatifleri de görerek kararımızı vereceğiz. Burada malum bir partinin il başkanının yapmış olduğu açıklamalar sadece durumdan vazife çıkarmak veyahutta bir rol kapmaktan öte bir şey değil.'' -''(DEMOKRATİK AÇILIM) BU SÜREÇ GAYET İYİ GİDİYOR. DİKKATLİ GİDİLMESİ GEREKEN BİR SÜREÇ'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Demokratik açılım'' çalışmalarına ilişkin, ''Ellerine bir kağıt almış dolaşıyorlar 'Amerika'nın projesidir' diye... Bunu ispat ederlerse biz her şeye varız ama ispat edemezlerse alçaktırlar ve namussuzdurlar'' dedi. Başbakan Erdoğan, cuma namazını Beşiktaş'taki Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'nde kıldı. Namazda, İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da bulundu. Cami çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, ''MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü açıklamasında demokratik açılım sürecine ilişkin eleştirileriyle ilgili açıklamasının'' sorulması üzerine, bu konuda fazla konuşmak istemediğini ifade ederek, şu anda bir barış sürecini sürdürmenin gayreti içinde olduklarını söyledi. Erdoğan, Türkiye'de idam cezası kalkmadan önce iktidarda DSP, MHP ve ANAP'tan oluşan koalisyon hükümetinin bulunduğunu hatırlatarak, ''Yakalanıp getirildiği zaman Öcalan, acaba idamıyla ilgili kararı sümen altında bekleten iktidar kimdi? Bunlar değil miydi? Bunlardı. Bunlar şimdi neyi konuşuyorlar? Nasıl kendilerinde bu tür konuşma hakkını buluyorlar?'' şeklinde konuştu. Yine aynı iktidar döneminde AB müktesebatına göre idam cezasının kaldırıldığını anımsatan Erdoğan, hatta o dönemde parlamentoda bulunan, şimdi de milletvekili olan birçok kişinin idam cezasının kaldırılmasına destek verdiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Şimdi kalkıp da bu tür şeyleri konuşmasını anlamak mümkün değil. Ben çok açık ve net bir şey söylüyorum. Ellerine bir kağıt almış dolaşıyorlar 'Amerika'nın projesidir' diye... Bunu ispat ederlerse biz her şeye varız ama ispat edemezlerse alçaktırlar ve namussuzdurlar. Bu kadar açık, bu kadar ağır konuşuyorum. Çünkü artık bu kadar iftiraların, bu kadar hakaretlerin altında bu iktidar kalmaz. Bu iktidar, Türkiye Cumhuriyeti'nin iktidarıdır, herhangi bir ülkenin temsilcisi değildir.'' -TÜRKİYE'NİN ULUSLARARASI AĞIRLIĞI- Türkiye'nin uluslararası toplantılarda nasıl bir tavır ortaya koyduğunu uluslararası camianın çok iyi bildiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin şu anda dünyada, dış politikada ağırlığı olan, gündemi belirlenen değil gündemi belirleyen bir ülke konumunda olduğunu belirtti. Erdoğan, Türkiye'nin şu anda BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyesi olduğunu hatırlatarak, ''Beyefendiler iktidar oldukları zaman, acaba hangi uluslararası kuruluşun içerisine Türkiye'yi sokabildiler?'' diye sordu. Türkiye'nin İslam Konferansı Örgütünün ikinci dönem genel sekreterliğini aldığını, diğer uluslararası kuruluşların hepsinde belli bir saygınlığa ulaşmış durumda olduğunu, çevresindeki ülkelerle ilgili ara buluculuk çalışmalarında çok etkin rol oynadığını ve oynamaya devam ettiğini, AB ile müzakere sürecinin başladığını anlatan Erdoğan, ''Ülkemizde iktidara gelenler bu noktada ne gibi adımlar attı?'' diye konuştu. Erdoğan, bu hususlarda özellikle düşünce insanlarını, yazar-çizer kadrolarını daha adil, daha insaflı hareket etmeye çağırarak, adil ve insaflı olanların da tabii bulunduğunu, ancak bir de ''ön noktada oluşmuş düşünceleri olanlar'' bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, bu konularda bir şey söylemeyeceğini, hepsini halkın takdirine bıraktığını kaydetti. -''DEMOKRATİK AÇILIM'' SÜRECİ- Başbakan Erdoğan, gazetecilerin ''Demokratik açılım süreci yavaş mı gidiyor acaba?'' şeklindeki soruları üzerine şöyle konuştu: ''Hayır, gayet iyi gidiyor. Bu süreç öyle alelade bir süreç değil, dikkatli gidilmesi gereken bir süreç. Bu dikkatli gidilmesi gereken süreci birileri kalkıp böyle hızlandırmak, tahrik etmek suretiyle bu süreci bozmak, dejenere etmek, böyle bir gayret içerisine girmek isteyenler olabilir. Biz bu oyunun içerisine düşmek istemiyoruz. Dikkatli gideceğiz, yere sağlam basacağız ve inşallah neticeyi de oluştuğu anda tüm halkımıza açıklayacağız. 'Bu süreç olmaz' diye bir düşüncemiz yok. Daha önce de açıkladım, bütün hedefimiz yılbaşından önce inşallah bu işi bitirebilmek.'' Gazetecilerin ''Bu sürece ilişkin Sezen Aksu ile görüşmelerinin içeriğini'' sorması üzerine Erdoğan, Sezen Aksu ile görüştüğünü ve görüşmede Aksu'nun hassasiyetine özellikle teşekkür ettiğini söyledi. Erdoğan ''Aramızda geçen görüşme, konuşma gerçekten çok çok duygulandırıcı... Bu sürece her şeyiyle katılacağını söyledi ve bu bizi ayrıca mutlu etti. Sanat dünyamızdan bu duyarlılığı bekliyoruz. İnanıyorum ki bu duyarlılığı paylaşan birçok sanatçı var. Bunu aldığımız diğer olumlu tepkilerden anlıyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, ancak olumsuz tepki gösterenlerin de bulunduğunu, bunun demokrasinin cilveleri olduğunu söyledi. ''BU OLAYI (DEMOKRATİK AÇILIM) BİR TERÖR SORUNU OLARAK ELE ALMAYI ÖNEMSİYORUM. ÇÜNKÜ ÜLKEMİZDE BİZİM İÇİN ŞU ANDA SIKINTI TERÖR SORUNUNDADIR. BU, TERÖR SORUNUNU YOK EDEBİLMENİN GAYRETİ, ÇALIŞMASIDIR'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Demokratik açılım'' çalışmalarıyla ilgili olarak ''Bu olayı bir terör sorunu olarak ele almayı önemsiyorum. Çünkü ülkemizde bizim için şu anda sıkıntı terör sorunundadır. Bu, terör sorununu yok edebilmenin gayreti, çalışmasıdır'' dedi. Başbakan Erdoğan, cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlarken bir basın mensubunun ramazan ayına ilişkin mesajını sorması üzerine, bir rahmet ve bereket ayının daha geldiğini ifade ederek, bu ayda sevgi, barış, kardeşlik ve paylaşımın çok daha arttığını anlattı. Erdoğan, ''Temennim odur ki bu ay, ülkemizde birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, paylaşıma ziyadesiyle vesile olsun. Temenni ediyorum ki bu ay tüm İslam dünyasının, tüm insanlığın barışına, dayanışmasına, özellikle paylaşımına -ki ramazanın böyle bir özelliği var- vesile olsun'' dedi. Türkiye'nin ramazan ayına çok farklı bir gündemle girdiğini, bu farklı gündemin bir ''Demokratik açılım'' süreci olduğunu anımsatan Erdoğan, bir milli birlik projesinin gündeme sokulduğunu söyledi. Erdoğan, bu sürece yönelik olarak şu anda bu işin koordinatörlüğünü yürüten İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Türkiye'de siyasette yüzde birin üzerinde oy almış partileri ziyaret ettiğini belirterek, yazılı davet isteyen MHP'nin ''ret'' cevabı verdiğini, CHP'nin ise bir ''ret'' cevabını henüz vermediğini ancak kabule yönelik bir cevabının da söz konusu olmadığını ifade etti. -''HALKIN YAKLAŞIMI OLUMLU''- Diğer siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve meslek kuruluşlarının tek tek dolaşıldığını, bu konuda söyleyecek şeyi olan bir çok akademisyen, yazılı ve görsel medya temsilcileri ile görüşmeler yapıldığını dile getiren Erdoğan, bu çalışmaları süratle tamamlamanın gayreti içinde olduklarını bildirdi. Başbakan Erdoğan, özellikle halkın geneli itibarıyla bir mutabakat zemini oluştuğunu, bir an önce bu çalışmaları tamamlayarak bu mutabakat zeminini en güzel şekilde sürdürmenin gayreti içinde bulunduklarını vurgulayarak, bu çalışmalar devam ederken diğer taraftan da kamuoyu araştırmaları yaptıklarını kaydetti. Halkın yaklaşımını çok önemsediklerini, bölgesel olarak halkın yaklaşımının ne durumda olduğuna baktıklarını dile getiren Erdoğan, şu anda halkın bu konuya yaklaşımının olumlu olduğunu görmenin memnuniyetini yaşadıklarını söyledi. -ÇOĞUNLUĞUN YAKLAŞIMI- Olumsuz yaklaşımların da olduğunu ancak olumlu yaklaşanların çoğunluğu oluşturduğunu görmekten mutluluk duyduklarını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Eğer iktidarsanız ülkedeki her türlü sorunun üzerine gitmek durumundasınız. Bu arada bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum, bu olayı bir terör sorunu olarak ele almayı önemsiyorum. Çünkü ülkemizde bizim için şu anda sıkıntı terör sorunundadır. Bu, terör sorununu yok edebilmenin gayreti, çalışmasıdır. Bütün bunlarla beraber ülkemizde tüm etnik unsurların birbiriyle dayanışmasını sağlamaya yönelik bir adımdır.'' Başbakan Erdoğan, ülkede bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçiliği kaldıracaklarını baştan bu yana söylediklerini hatırlatarak, bölgesel milliyetçiliği kaldırarak 780 bin kilometrekarelik vatan toprağını aynı derecede kalkınmış bir noktaya getireceklerini ifade etti. Erdoğan, etnik milliyetçiliği de ortadan kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında tüm halkı bir araya getireceklerini dile getirdi. Her etnik kimlik sahibinin kendi kimliği ile övünebileceğini, iftihar edebileceğini, buna kimsenin de karşı olmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ''Ama 'üst kimlik' dediğimiz zaman burada da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından kimsenin rahatsız olmaması gerekir'' dedi. Erdoğan, dinsel milliyetçiliğe de karşı olduklarını vurguladı. Başbakan Erdoğan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin yöneticileri olarak, nüfusunun tamamına yakını Müslüman bir Türkiye'de farklı dinlerin mensuplarının inançlarını yaşamalarının güvencesi olduklarını söyledi. Yabancı ülkelerdeki soydaşlar için beklenenlerin Türkiye'de yaşayan farklı dinlerin mensupları için de geçerli olduğunu belirten Erdoğan, ''Onlara da aynı yaklaşımın gösterilmesi gerektiğini göstermek zorundayız ve bu zaten yapmamız gereken bir görev. (Efendim onlar yapmıyor) Onların yapıp yapmaması hiç önemli değil. Biz ne yapıyoruz? Biz bir Müslüman Türk olarak ne yapıyoruz? Buna bakmamız lazım ve bunun gayreti içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz'' diye konuştu.