Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Sadece milletvekilleri düzeyindeki istişare yeterli değildir. İl ve
ilçe başkanlarıyla biraraya gelerek, vekillerimiz ile bakanlarımızla
buluşturuyoruz. Siyaset pasif zaman anlayışıyla yapılmaz, siyaset aktif
zaman anlayışıyla yapılır. Aktif zamanını bu işe ayıramayanlar, zaten
siyaset yapmasınlar. Zaman ayıracak arkadaşlarla bu işe devam etmeliyiz.
Yapmak istediğimiz vatan topraklarını en öne çıkarabilmek gayreti.
Yapmak istediğimiz Türkiye'mizi muasır medeniyetler seviyesine
çıkarmaktır.
Yerel seçimlerde 30 büyükşehir belediyesinin
çoğunluğunu mutlaka almamız gerekir. Bu konuda kararlı olmalıyız. Ve
bizim Türkiye'deki istikrar çizgimizin farklı esmesi lazım. Bunun için
de il ve ilçe başkanlarımız bu işin lokomotifidir.
"BIKMAYACAĞIZ, USANMAYACAĞIZ"
Yöntem konusunda aynı fikirde olmayabiliriz ama bu diyalog yolunun kapanacağı anlamına gelmiyor.
Sabır her zaman bizimle olacak. Bıkmayacağız, usanmayacağız. Sürekli anlatacağız.
Su
damlaya damlaya mermere nasıl işliyorsa, mermeri nasıl deliyorsa aynı
şekilde bizler de sabırla anlatmaya devam edeceğiz. Diğer siyasi
partiler ayrımcılıktan medet umdular bugün hala medet umuyorlar.
"ÇOK KRİTİK BİR DÖNEME GİRDİK"
Türkiye
için çok kritik bir döneme girdik. İlk olarak mahalli seçimler
yapılacak. Ardından cumhurbaşkanlığı seçimi ve belki de yeni anayasa
için bir halk oylaması gündeme gelecek.
Onlar bir çalışıyorsa biz 10 çalışacağız. Onlar bir kişiye ulaşıyorsa biz on kişiye, yüz kişiye ulaşacağız.
Asla gevşemeden rehavet içinde olmadan bıkıp usanmadan 24 saat çalışacağız.
Biz
aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Biz farklılıklarımız
olsa da aynı gaye aynı hedef uğrunda gönül birliği kader birliği yapmış
bir teşkilatız. Biz kesrette vahdet anlayışını yaşayacak bir
teşkilatız.
"ANKETLERDE BİR ŞEYE ÇOK DİKKAT EDİYORUM"
Kamuoyu araştırmalarına bir şeye çok dikkat ediyorum. Acaba Ak Parti teşkilatı o konuda ne diyor.
Örneğin
çözüm sürecine destek vermede AK Parti'nin tabanı ne diyor. Eğer AK
Parti'nin tabanı yüzde yüze yakın bir destek vermiyorsa demek ki genel
merkezle taban politikası arasına bir sıkıntı var.
O zaman ne yapmak gerekiyor sandık müşahitlerine kadar kendimizi check etmemiz gerekiyor.
Örneğin
bir başkanlık sistemi tartışılıyor bunu Genel Başkan, Başbakan söyledi
tamam. Peki bunu ilk kez Genel Başkan, Başbakan mı söyledi. Peki bunu
geçmişte Allah rahmet etsin Turgut Bey, Sayın Demirel söyledi. Kaldı ki
bu bize yabancı bir anlayış da değil. Ecdadımıza baktığımızda bunu
Osmanlı yaşamış. En gelişmiş ülkeler günümüzde de bunu yaşıyor. Bunu
halka daha iyi anlatmak için kendimizin çok iyi anlaması lazım. Yapmamız
gereken ne. Daha çok çalışacağız.
Biz bunları bu toplum tartışmalı diyoruz. Tartıştıktan sonra nihai kararı yine millet vermeli diyoruz.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Partili
cumhurbaşkanlığını gündeme getirdik yine farklı yerlere çektiler.
Fransa ve ABD'de durum böyle. Almanya'da şansölye diyorlar. Başkanlık
sisteminde başkan bir kral değildir. Ama bizdeki bazı cahiller başkanı
bir kral gibi gösterme cüretine girerek yalan söylüyorlar.
Öyleyse AK
Parti'nin kendi tabanı başkanlık sistemiyle ilgili çalışmayı çok daha
farklı bir noktaya taşımalıdır. Öyle olmazsa meydanı boş bulanlar
istedikleri gibi at sürerler.
ÇILGIN PROJELER
Çılgın
projeler için bize hendek atlatıyorlar. Bakın Marmaray'a bizi çanak
çömlekle bize kaç sene kaybettirdiler. Üç dört sene önce açılacaktı. Biz
muasır ülkeler seviyesinin üzerine çıkacaksan bu yatırımları hızla
yapmalıyız.
"ÜÇ BEŞ ÇANAK ÇÖMLEĞİ KORUYORSUN DA TARİHİ KIŞLAYI NEDEN KORUMUYORSUN"
Kanal
İstanbul'la ilgili birileri gelip bize akıl veriyor “bu yanlış” diye.
Ya arkadaş sen aklını kendine sakla. Dört yıl gibi bir sürede üçüncü
havalimanını bitireceğiz.
Taksim Gezi Alanı dedik hemen karşı
çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik başta ana muhalefet partisi
karşı çıktılar. Ben de reddinize ret dedim ve sonra retlerine ret
kararı çıktı. Yahu çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı
neden korumuyorsun. Denizin kenarında üç beş çanak çömlek, üç beş çatal
bıçak bulunmuş onu koruyorsun da bu tarihi binayı neden korumuyorsun.
"TOPÇU KIŞLASI AVM OLACAK"
O zaman ne dedik, “olacak” dedik, şimdi oluyor. Bu tabi kışla olmayacak. AVM, belki rezidans olarak hizmet görecek.
İSTANBUL'A ŞEHİR MÜZESİ
Divan
Oteli tarafında da bir şehir müzesi yapmak üzere adım atacağız. Trafiği
alta alıyoruz meydan yayalara kalacak. Yani insana kalacak. Galataport,
Haydarpaşaport hazırlanıyor”¦ Yassıada bir demokrasi ve özgürlükler
adası haline getireceğiz.
3. KÖPRÜNÜN TEMELİ BİR İKİ AY İÇİNDE ATILACAK
Boğaz'a üçüncü köprünün temelini önümüzdeki bir iki ay içinde atacağız.
ON YILDIR ONLAR NE DERSE HEP TERSİ OLDU
Cumhuriyetimiz
artık güçlü bir çınara dönüşmüştür. Türkiye'de statüko partisi hep
miyop gözlükle bakmıştır. Koca cumhuriyet çınarına korunmaya muhtaç bir
fidan gibi bakmıştır. AK Parti kapalı kanalları açtı, bozuk işleyen
çarkı düzeltti, devletle milleti buluşturdu. Bu çınar kasırgalara
dayanacak kadar güçlüdür. Cumhuriyet çınarını derin kökleriyle kahraman
ecdadıyla göğe doğru uzanan yeni nesilleriyle görenler bu çınarın her
gün güçlendiğini hissederler. On yıldır Türkiye'nin bölüneceğini,
parçalanacağını söylüyorlar. On yıldır onlar ne derse hep tersi oldu.
Önümüzdeki ay itibarıyla IMF'ye borcumuzu sıfırlıyoruz. Onlar borçlandı
biz ödedik. Ey Bahçeli, ey avaneleri, ey Kılıçdaroğlu ey avaneleri bu mu
bölünen Türkiye.
“UTANMIYORLAR"
Şimdi de
sıkılmadan “gönder hadi yüce divana diyorlar. Yüce divan seni kabul
eder mi etmez mi bilmiyorum. Zaman aşımı işleri var. Bundan faydalanır
mı. Bunlar da var.
Milletin hafıza kayıtlarına girsin diye arkadaşlarıma “bütün bunları getirin açıklayacağız” dedim.
Siz de anlatacaksınız bunların herkes bunların kirli yüzlerini görsünler. Bunlar hakikatten utanmıyorlar.
CHP, MHP VE İŞÇİ PARTİSİ'NE SERT ELEŞTİRİ
CHP,
MHP, İşçi Partisi (İP), TKP blok olarak karşımızda durdu. Milletimiz
bunlara cevabı defalarca verdi. Şimdi de çözüm sürecinde aynı cephe
tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısında dikildi.
Milletin
defterini dürdüğü siyasetçiler İP'nin önderliğinde yeniden
kucaklaştılar. Dün lakabı çoban olanlar bugün İP'nin koyunu oldular.
Güya ulusalcı CHP İP'nin piyonu oldu, güya milliyetçi MHP İP'nin yedeği
haline geldi. Şehirlerde bir avuç çapulcunu Akil İnsanlara karşı
yapılanların İP'lilerle bir avuç MHP'linin yaptığını benim MHP'ye gönül
vermiş kardeşim de görüyor.
"İKTİDARA GELSELER KANDİL'E DAVETİYE GÖNDERİR"
İP'nin
şu anda Silivri'deki lideri zamanında Bekaa vadisine gitti. Bölücü
örgüt elebaşıyla sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdi. On yıllardır
kurdukları tezgah alt üst oluyor. Ellerinde siyaseti dizayn edecek
hiçbir malzeme kalmıyor. Bunlar farzı mahal iktidara gelseler Kandil'e
davetiye gönderir Türkiye'den çıkacak teröristleri mağaralarına geri
buyur ederler. Bunlar terörsüz bir ortamda ayakta kalamazlar. Biz sadece
milletin ittifakına bakarız.
"PAZARLIK ASLA SÖZ KONUSU DEĞİL"
Buradan
bir kez daha açık açık ifade ediyorum. Çözüm sürecinde Türkiye'nin
başını öne eğecek, şehitlerimizin ruhunu, onların ailelerini rencide
edecek hiçbir girişimin içinde değiliz.
Müzakere taviz verme pazarlık asla ve asla söz konusu değildir.
Bizi
İmralı ile pazarlık sürecindeymişiz gibi gösterenlere sesleniyorum biz
bugüne kadar kimseyle bu ülkenin menfaatlerini pazarlık konu yapacak
kadar alçalmadık alçalmayız.
"TAYYİP ERDOĞAN'I YARATAN ALLAH KÜRT MEHMET'İ DE YARATTI"
Biz
yeni anayasaya da bir kavram oturttuk. Biz ne MHP'nin ne de başkasını
anladığı anlamda Türk Milletini anlarız. Türkiye'de ne kadar etnik unsur
varsa hepsi bu kavramın içindedir. Kürt kardeşime siyasi Kürtçülük
yapmayın diyorum. Ama Türk kardeşime de dönüp siyasi Türkçülük yapmayın
diyorum. Aynı şekilde Laz'a da, Çerkes'e de, Arnavut'a da aynısını
söylüyorum. Yaradılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Tayyip Erdoğan'ı
yaratan Allah Diyarbakır'daki Kürt Mehmet'i de yarattı. Bu ülkenin yüzde
99'u Müslüman”¦ İslam kardeşliği çok farklı bir zenginlik. Bu süreçten
Türkiye büyümüş olarak çıkacak. Şu anda Türkiye'de, unutmayın, tarih
yazılıyor.