Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir çok ülkenin Türk vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırmasının, Türkiye'nin dünyadaki saygınlığının arttığının en güzel göstergesi olduğunu söyledi. TBMM Genel Kurulunda, 201 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının maddelerinin görüşülmesine devam edildi. Tasarının 19. maddesi üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, AKP'nin iktidara geldiğinde sağlam bir bankacılık sistemi devraldığını ancak, buna rağmen reel bir ekonomik kriz ortaya çıkardığını savundu. Ekonominin ''genetiğinin'' bozulduğunu, gerçek işsizlik oranının yüzde 20'ye ulaştığını iddia eden Hacaloğlu, dünya ekonomisinin toparlandığını ancak, Türkiye ekonomisinin daraldığını söyledi. MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy da küresel ekonomik krizden önce Türk ekonomisinin zaten alarm verdiğini, kürsel krizin, Hükümetin bahanesi olduğunu öne sürdü. Paksoy, Hükümete, siyasi açılım paketleri yerine, üretim ve istihdamı artıracak nitelikte paketler hazırlamasını tavsiye ettiğini dile getirdi. AKP Ordu Milletvekili Ayhan Yılmaz ise Hükümetin sağlık, sosyal yardımlaşma, enerji, ekonomi, gibi politikalarına ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerin insafla bağdaşmadığını söyledi. AKP hükümetinden önce insanların hastanelerde rehin kaldığını belirten Yılmaz, şimdi ise doktorların hastanın ayağına gittiği bir dönem yaşandığını savundu. AK Parti hükümetinin özürlülere yönelik çalışmalarından da bahseden Yılmaz, ''Sadece özürlülerin duası AK Parti'ye yeter'' dedi. CHP Muğla Milletvekili Ali Arslan da TEKEL'in,Türkiye'nin bir bağımsızlık sembolü olduğunu ancak, AK Parti hükümetinin bunu yok ettiğini ileri sürdü. TEKEL işçilerinin eylemine değinen Arslan, ''Teröristlere gösterdiğiniz müsamahayı işçilere göstermediniz'' diye konuştu. Arslan ayrıca, işçiler için düşünülen 4-C uygulamasının bir kölelik maddesi olduğunu ileri sürdü. -''TÜRKİYE'NİN SAYGINLIĞI ARTTI''- Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son günlerde bir çok ülkenin Türk vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırdığını, bunun, Türkiye'nin dünyadaki saygınlığının arttığının en güzel göstergesi olduğunu ifade etti. Türkiye'nin çok daha etkin bir dış politika uygulamaya başladığına işaret eden Şimşek, Türkiye'nin, sadece bölgesinde değil, küresel olarak da çok güvenilir bir aktör konumunda olduğunu vurguladı. IMF'den, daha önce çok yüksek dozlarda kredi kullanıldığını anımsatan Şimşek, IMF'den alınan net borcun 2000 yılında 3,3, 2001 yılında 10,1, 2002 yılında 6,8 milyar dolar olduğunu anımsattı. Bakan Şimşek, bu rakamların, 2003 yılında eksi 49 milyon dolar, 2004 yılında eksi 3,7, 2005 yılında eksi 5,1, 2006 yılında eksi 4,7, 2007 yılında eksi 4,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, 2008 yılında yalnızca 1,5 milyar dolarlık net kaynak kullanıldığını söyledi. Yolsuzluk konusundaki bir soruyu yanıtlayan Bakan Şimşek, Türkiye'nin, Yolsuzluk Algılama Endeksine göre, 2000 yılında 90 ülke arasında 50. sırada, 2001 yılında 91 ülke arasında 54. sırada, 2002 yılında 102 ülke arasında 64. sırada, 2003 yılında 133 ülke arasında 77. sırada olduğunu kaydetti. Şimşek, bugün ise Türkiye'nin bu alanda 180 ülke arasında 61. sırada olduğunu bildirdi. Yoksulluk konusuna da değinen Şimşek, TUİK'in verilerine göre, kişi başına günlük 4,3 doların altında alan fert oranının 2002 yılında nüfusun yüzde 33'ünü, 2008 yılında ise yüzde 6,8'ini oluşturduğunu ifade etti. Madde üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ise özürlü istihdamına değindi. Personel yasasına göre, kamu kurumlarında yüzde 3 oranında özürlü istihdamının yapılmasının zorunlu olduğunu anımsatan Bakan Yazıcı, yüzde 3 limitine göre 50 bin dolayında özürlünün memur statüsünde çalıştırılması gerektiğini söyledi. Ancak bu sayının 10 bin dolayında kaldığına dikkati çeken Yazıcı, yaklaşık 40 bin özürlünün istihdam edilemediğini belirtti. Yeni bir kanun tasarısı hazırladıklarını, bu sıkıntıları en iyi şekilde çözmek üzere formül geliştirdiklerini bildiren Yazıcı, söz konusu tasarıyı gelecek hafta Bakanlar Kuruluna sunacaklarını söyledi. Yazıcı, tasarıda sorunun çözümünün uzun vadeli olacağını ifade etti. Bakan Yazıcı, Ağustos ayında memur sendikaları ile ilgili güzel bir müzakere süreci yaşadıklarını, memurun toplu sözleşme ve grev hakkı ile ilgili konuları da tartıştıklarını anlattı. Bu konunun tartışılmaya muhtaç olduğunu belirten Yazıcı, 2010 yılı Şubat ayında yapılacak bir çalıştayda konunun ayrıntılı olarak görüşülebileceğini ifade etti. Genel Kurulda, konuşmaların ardından tasarının iki maddesi daha kabul edildi.