Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam, YÖK'ün katsayı ilgi düzenlemesinin Türkiye'de 17 yıl uygulandığını ve kimsenin şikayetçi olmadığını söyledi. Eğitim Bir-Sen Adana Şubesi'nin düzenlediği ' Özgür ve Bilimsel Düşünce Işığında Yükseköğretim'de Demokratikleşme' konulu konferansa katılmak üzere Adana'ya gelen Sağlam, burada açıklama yaptı. Sağlam, "Danıştay, yürütmeyi durdurmanın gerekçesi olarak 'Telafisi imkansız zararlar doğrurur' ifadesinin kullanıyor. Halbuki YÖK'ün 2009'da uygulamaya koyduğu sistem 1981 ile 1998 yılları arasında arasında 17 yıl uygulandı. Hiç de telafisi imkansız zararlar doğurmadı. Hiçbir öğrenci veya veli de bu uygulamanın aleyhine bir dava açıp, itirazda bulunup zarar gördük demedi. Kendi kendilerine bir zarar tutturmuşlar. Bunu da gerekçe göstererek idarenin yapması gereken işlere idarenin yerine kendini koyarak, yeni işlem tesisi ediyorlar. Danıştay'ın böyle bir yetkisi yok." dedi. "Danıştay, Anayasa'nın 130. maddesine göre, açıkça YÖK'e verilmiş olan üniversiteye giriş, sisteminin yönetilmesine ve düzenlenmesine müdahale ediyor." diyen Sağlam, "2547 sayılı kanunun 45, maddesinde çok açık bir şekilde üniversiteye girişin YÖK tarafından düzenleneceğini yönetileceğini söylüyor. Danıştay daha evvelki kararlarında da bu görevin YÖK'te olduğunu da kendisi de kabul ediyor. Ama sonradan nasıl olduysa İstanbul Barosu'nun müracatı üzerine yürütmeyi durduruyor. 'Barolar sadece avukatların işleriyle ilgili, Danıştay'a gidebilir' diye 10. Daire'nin verdiği bir karar var. Her nedense bu konu dikkate alınmadan İstanbul Barosu'nun başvurusu alınıyor ve değerlendirmeye konuluyor. Genelde Danıştay'ın görevi her türlü, işlemin veya eylemin hukuka uygun olup olmadığını denetlemektir. Bu eylem ve işlemi, yerine yeni bir işlem tesis edemez. Bunu yapmaya başladı." şeklinde konuştu. Saflam, "Anayasa Mahkemesi ve Danıştay belli ölçüler içerisinde kendi kuruluş kanunlarının dışında, kendi kendilerine bazı yetkiler edindiler. Anayasa Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı da verebiliyor. Gerek kuruluş kanununda gerekse anayasada böyle yetkisi yok. Bunun düzenlenmesi lazım. Hatta, yürütmeyi yetkisi verdiği zamanda hukuken ne yapacağını da kimse bilmiyor. Bunun için yanlış işler de yapılıyor. Son Rektör atamalarında böyle problemler ortaya çıktı. Biz gerek Anayasa'nın yürütmeyi durdurulması konusu, gerek Danıştay'ın yeni işlem tesisi konusunu başka yollardan çözmek üzere harekete geçmeliyiz." ifadesini kullandı.