Seçime katılacak adaylarda büyük heyecan var. Bu heyecanın belirtileri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Siyaseti güreş benzetirsek, güreş terimleri ile konuşursak, siyaset pehlivanları daha mindere çıkmadılar. Kenardan heyecanla durumu izliyorlar. Mindere çıkmadan önce pehlivanlar birbirlerine uzaktan, göz ucuyla bakarlar. Durum şimdilik buna benziyor. Sonra mindere çıkınca, ellerini birbirine çarparak, kendi bacaklarının yan tarafına vurarak peşrev çekerler. Resmi olarak adaylık süreci başlamadığı için şimdilik hiçbirisi mindere çıkmadı ve bu durum itibariyle peşrev çekme dönemi başlamadı. Minder dışında heyecanlı bekleyiş devam ediyor. Minder dışından bakışmalar devam ediyor. Evet, siyasette adaylar önce göz ucuyla bakışacaklar, sonra peşrev çekecekler ve ardından da kapışacaklar. Bunlar, bir adayı kendi partisi içerisinde, adaylık dönemimde bekleyen süreçtir. Bu süreçten sonra bir de milletin seçim süreci var ki, o da çok ağır bir dönemdir. Bunları tek tek düşününce siyasette aday olmak zor. Adaylık süreci ve ardından seçim süreci oldukça sabır ve çaba gerektiren ağır bir süreçtir. İnsanı maddi ve manevi olarak oldukça yorar. Adayların bunu dikkate alarak ve büyük bir bilinçle yola çıkmaları gerekir. Öyleyse, siyaset, adaylık, seçim ve benzeri konular, basit bir konu değildir. Konunun iyice ölçülüp tartılması gerekir. Bu genel tavsiyemle birlikte, seçimlerde aday olacaklara, içsel analizlerde bulunmayı ve kendileriyle sohbet etmeyi de tavsiye ediyorum. Bu nasıl mı olacak? Soru ve cevaplarla olacak. İnsan kendisine şunu soracak. Siyaseti ne için istiyorum? Tabi bu soruya karşılık herkesin içinden hangi cevabı vereceğini çok çeşitlidir. Biz en basit ve en bilinen cevap üzerinden analizlere devam edelim. Diyelim ki, nefsiniz size siyaset “hizmet” için istenir cevabını verdi. Hatta, insan nefsi şunu da telkin eder; “en iyi hizmeti sen vereceksin.” Genelde nefis insanı böyle kandırır. Nefse kanmamak için ona peş peşe sorular sormak gerek. “Ey nefsim, en iyi hizmeti ben nasıl yapacağım? Bak herkes da aynı şeyi söylüyor. Herkesin nefsi de en iyi hizmeti kendisinin yapacağını söylüyor. Sakın bu senin bir oyunun olmasın” diye insan kendi kendisiyle sohbet etmelidir. Buna iç musahabe deriz. İç musahabeden sonra iç muhasebe yani manevi muhasebe başlamalıdır. Maddi muhasebede her zaman iki sütun var. Alacak ya da borç, kazanç ya da zarar, aktif ve pasif gibi. Bunlar hep paraya taalluk eden hususlardır. Ancak, insanın kendi içinde yapacağı nefsi muhasebesindeki artı ve eski hanelere kaydedilecek hususlar hep manevidir. Bir kişi aday olduğunda ya da seçimlere girdiğinde manevi olarak neyi kazanacak, neyi kaybedecek? Bunu iyice analiz etmelidir insan. Aday olduğunda ya da seçimlere girdiğinde dürüstlükten taviz verecek mi? Yalan söyleme durumunda kalacak mı? İnsanlara karşı bazen hırçın ve kaba davranacak mı? Kâlp kırma ve benzeri şekillerde insanları incitecek mi? Ailesini ve sevdiklerini ihmal edecek mi? Nefsini ve benliğini tatmin için çalışacak mı? Bu soruların cevapları evetse ya da gerçekleşmesi mümkünse bunlar manevi muhasebenin eksi tarafına yazılacaktır. Manevi muhasebenin artı tarafına da, insanlara yardım edecek mi? Güçsüzlere güç, garibanlara destek, zavallılara umut olacak mı? İnsanların mutluluğu için çalışacak mı? Manevi ve maddi olarak insanların hizmetinde bulunacak mı? Bu soruların cevapları evetse, elbette bunlar da artı tarafına yazılır. İşte bu manevi muhasebenin analiz ve sonuçları çok mühimdir. İnsan, manen rahatsız olacaksa siyaseti düşünmemelidir. İşin bir de maddi muhasebe tarafı var. Siyaset için yol çıkanlar maddi muhasebeyi zaten yaparlar bunun için uzun uzun tavsiyeye gerek yok. Ancak kısaca şunu belirtmeliyim, bir kişi aday olduğunda ailesinin nafakasından kısacaksa ve onları mağdur edecekse, bunun da vebali büyüktür. Bu tavsiyelerimle birlikte şu hususun altını önemle çiziyorum: “Hiçbir şeyi hırsla istemeyin. Nefsinizin oynuna gelmeyin. Her şeyin hayırlısını isteyin.” Bu tavsiyelerim iyi niyetle düşünülmüş ve acizane sunulmuş önerilerdir. İsteyen alır, isteyen almaz. Kimseyi kırmak ve incitmek istemem. Bu duygu ve düşünceler doğrultusunda seçimlerde aday olacak herkese hayırlı muvaffakiyetler diliyorum. Maksadı bu Millete hizmet olan herkese sonsuz saygım var. Bunun dışında, hedefinde makam, ikbal, para-pul olana ve benliğini yükseltmek için yola çıkana da acıyorum. 2011 yılı Milletvekilliği Seçimleri Milletimiz için hayırlı neticelerle gerçekleşsin, İnşaallah.