Üçlü koalisyon sorunlara çare olamamış, üstüne üstlük uyguladıkları politikalar sayesinde vatandaş isyanın eşiğine gelmiş durumda. Tam bu günlerde bir umut ışığı parlıyor İstanbul'dan. R.T. Erdoğan. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Ülkenin en büyük metropolünü yöneten isim. Yapılan reklamlar ve kamuoyunun yönlendirilmesi sayesinde erken seçim ve akabinde 2002 seçimleri. Okuduğu bir şiir yüzünden hapse atılmış bir mazlum(!). Halk bu ismi bağrına basmada hiç tereddüt etmiyor. Pekte fazla seçenekleri yok zaten. Sonuç malum. Seçimler ve ezici bir çoğunlukla iktidar koltuğu. Seçim öncesi verilen vaatlere bakılırsa ülke bundan sonra düzlüğe çıkacak. Bir daha eski günlere dönülmeyecek, vatandaşın her türlü mağduriyeti giderilecek, başörtüsü sorunu çözülecek, işsizlik bitecek”¦ Falan filan. Yıl 2009. İşsizlik had safhada. Başörtüsü konusu AKP sayesinde bir daha açılmamak üzere kapandı. Ekonomi can çekişmekte. Piyasalarda kaynağını kimsenin bilmediği milyarlarca dolar cirit atıyor. Çiğnenmeyen kırmızı çizgisi kalmadı Türkiye'nin. Askerlerin başlarına çuval geçirilip sorgulandı ABD askerleri tarafından. Ama hükümet hiçbir şey yapamadı. Oysa Amerika eski müttefik idi, noldu. Türkiye'nin siyasi hayatına vakıf olanlar bilir, Türkiye her zaman dış güçlerin iktidar mücadelesinde oyun sahası olmuştur. Bir dönem, Cumhuriyetin kurulmasında büyük emeği olan İngiltere hâkim olur iken, başka bir dönem başka bir güç gövde gösterisi yapmaktadır. Osmanlı Hilafet Devletinden sonra en büyük iki rakip ise İngiltere ve Amerika'dır. İkinci dünya savaşına kadar dünyaya hükmeden güç İngiltere, ikinci dünya savaşından sonra yerini Amerika'ya bırakmak zorunda kalmıştır. O gün bu gündür dünyada verilen mücadele bu iki gücün mücadelesidir. İngiltere eski koltuğunu istemekte, Amerika ise sonradan kazandığı birincilik koltuğunu kaptırmamaya uğraşıyor. Arada ise çimenler yani bizler ve bizim gibi 3. dünya ülkeleri olarak nitelenen devletçikler ezilmekteler. İşte 2002 seçimleri bu mücadelenin gölgesinde geçti ve bir kez daha Amerika kazandı AKP ile. Dikkat ederseniz AKP'nin iç ve dış politikaları tamamen Amerikanın politikaları ile örtüşmektedir. Zaten aldığı desteklerin ve seçim öncesi R.T.E ve Abdullah Gül'ün Amerika'da verdikleri sözler sık sık çeşitli vesileler ile gündeme gelmektedir. AKP iktidara geldikten sonra ülkede hızlı bir değişim süreci başladı. Yapılan özelleştirmeler ve çıkarılan yasaların Türkiye ye hiçbir faydası olmamıştır. Aksine borçlar çığ gibi büyümüş ve ülke batmanın eşiğine gelmiştir. Bu iktidar vatandaşı düşünmüyor. Halkın derdiyle dertlenmiyor. Kendilerini İslami gösterip halkı kandırmışlar ve iktidarı ele geçirdiler. Recep T. Erdoğan'ın son çıkışı olan 2011 seçimleri benim için son açıklaması halkı kandırmanın başka bir yolu olsa gerek. Kendiside çok iyi bilmektedir ki, seçimlerde bir daha bu kadar sayısal çoğunluğa ulaşamayacak. Böyle diyerek halkı bir kez daha yanıltıp “ aman son sefermiş, bir daha verelim” demesini bekleyecek yada vatandaşın “ aman Erdoğan bizi bırakma” diyeceğini zannediyor olabilir. Biz bu filmi daha önce görmüştük. Fatih Terim! De böyle yapmıştı. Ama R.T. Erdoğan'a hiç kimse böyle bir şey demeyecek ve diğer başarısız iktidarlar gibi tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır. Çünkü sorun sistem sorunudur, Sistemi yönetenler değildir. Bu sistemler oldukça daha çok Tayyipler gelir geçer ve sizler daha çok ağlarsınız.