Şimdi buyurun bu sözleri söyleyenler Fransa'ya Fransız kalsınlar”¦ Tarih 16 Kasım 2005 İstanbul Kadıköy stadyumunda oynanan milli maçtaki orta hakemi bu sahaya yollayan Avrupa'yı gördünüz mü acaba? Tek yüzlü madalyon zannedenler açın da gözlerinizi verin kulaklarınızı. İşte Avrupa: “Fazla naz şık usandırır.” sözünü hatırlatan kurum olarak kayda geçin. Yüzyıllarca beylik formatında yaşamış Avrupalıların, Dünyayla rekabet edebilmek amacıyla kurmaya çalıştıkları Hıristiyan tümce. Rumları, Ermenileri, Sırpları, Bulgarları soğuk bir ortamda kollarının altına alan noel baba”¦ Bu gidişle üyesi olamayacağımız bir topluluk veyahut birlik... Uzun süredir ortak pazar sıfatıyla anılan ve ekonomik birlikten çok çok uzakta olan birlik. Ağzımızla kuş tutsak alkışlanıp alınmayacağımız bir kurum. Yani, her yeri ayrı ayrı oynayan fakat yekvücutlu çok beyinli bir çengi”¦ Görünmez bir bumerang. Çünkü Türkiye'nin aksine kimi ülkelerin yapılan referandum sonucu "biz böyle daha iyiyiz, sosyal ve ekonomik yapımız bozulmasın" düşüncesiyle girmediği birlik. Sosyal ve ekonomik yapısı Türkiye'nin aksine Avrupa birliği ortalamasından yüksek olan ve ortak bir savunma kalkanına girmeye gereksinim duymayan bir ülkenin girmediği birlik! Resmen aday olduktan (1959) sonra en uzun süre (52 yıl) bekleyen (ve hala bekleyen) ülke Türkiye. Türk halkının %70'i AB'ye üye olmayı istiyor ama aynı halk yine %70 gibi bir oranla kendilerini öncelikle Türk olarak görüyor. Yani ne yardan, ne serden geçebilme sendromu. Üye ülke halklarının ise sadece ve sadece %10'u Türkiye'yi AB'ye istiyor. Bu ne yaman paradoks anne? Kısaca anlatmak gerekirse, ABD, Avrupa'nın Atlantik'ten sonraki uzantısıdır. AB ülkelerinde sunulan demokrasi sermaye demokrasisidir. Kısaca savunulan batı kapitalizmidir. Ha Amerika garantörlüğü,ha Avrupa Birliği”¦ Mustafa Kemal de "Avrupa Birliği”ni isterdi tarzı bir yaklaşım, "demagoji" ve "fırsatçılıktan" başka bir şey değildir. Malum, zamanında İsmet İnönü'nün hazırlattığı "Avrupa" ile ilgili raporun kim tarafından nasıl ve ne gerekçelerle reddedildiği de arşivlerdedir. Bizim aslan gibi tarihçilerimizin çıkıp savunamadığı yüzünden keçilerin Abdurrahman Çelebi olduğunun üzüntüsüdür. Evet, , "dolar" a karşı "Euro", Amerikan sömürgeciliğine karşı, Avrupa sömürgeciliği. Amerika doları yerine, Avrupa doları, isim farklılığı "eylem" ve "amaç" birliği olmadığı anlamına gelmez. Ha Avrupa mandası ha Amerika... İkisi de neo liberal küreselleşme! AB tarafından: bir Hıristiyan birliği olan AB'de Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkenin yeri nedir? Aslında bu soruyu her AB ülkesi sormakta... Bosna Hersek' de, Kosova'da, Makedonya'da bulunan Müslümanları, Arnavutluk'u düşünmezken ( ki bütün bu yerler Avrupa'nın Türkiye ile kıyaslandığında ortasında kalıyor.) haçlı seferlerine göğüs germiş, “Viyana önlerine gelmiş Türkler'i niçin düşünelim” diye aralarında tartışmaktadırlar. Türkiye'den yana görünenler ekonomik çıkarlarını öne sürmektedir. Düşünelim dostlar, ab ekonomik çıkarlarını en üst düzeye çıkarmak için Türkiye'yi içine aşmak zorunda mıdır? Bunun başka yolu yok mudur? 70”“80 milyonluk bir hammadde! Bu nüfus yok olmayacağına ve de ekonomi aksak da olsa yürüyeceğine göre bugünküne benzer bir düzenin sürdürülmesinin AB açısından ne sakıncası olabilir? Kapıda bekletirsin, tüm tavizleri alırsın, ekonomisini istismar edersin ama tam üye yapmazsın. Üstelik bu nüfusun tek bir ülke çatısı altında da olmasını şart görmezsin, parçalansa da nüfus nasılsa 70”“80 milyon dersin, bir de iç savaş çıkar ise silah satarım diye düşünürsün. o zaman bu planı uygulamak için önce Atatürk ilkelerinden vazgeçirmek, o ilkeleri savunanları ortada kaldırmak gereklidir. Ülkesine bağlı insanlar, bu oyunu böyle görün. Bizi parçalamaya çalışıyorlar. Kişisel ve dar cemaat çıkarları için AB'nin taraftarı olanlara inanmayın. ABD'nin de AB'den çok farkı yoktur. Zamanın D-8 lerine benzer ne zaman alternatif birlik gelir bilinmez ama bilinen tek şey bizim birlikte bir olmamızdır! Çünkü Türk'ün Türk'ten başka ne türü, ne de dostu vardır. Suat GÜNEŞ