Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme  Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri üzerinde Hükümet adına yaptığı  konuşmada, her hizmetin yerini bulacağını söyledi.
    Ak Parti iktidarında hazırlanan 14 bütçenin 12'sinde bizzat bütçe  görüşmelerini gerçekleştirdiğini belirten Yıldırım, bu görüşmelerde ciddi  katkılar ve eleştiriler gördüklerini ifade etti.

    Türkiye'nin 13 yılına bakıldığı zaman ulaştırmada gelinen noktayı  konuşmacıların anlattığını dile getiren Yıldırım, Türkiye'nin milli geliri  içerisinde istihdam bakımından ve büyüme bakımından ulaşımın, iletişimin büyük  bir katkısı olduğunu kaydetti.

    Bakanlığın görev alanlarını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
    "Bir benzetme yaparsak yanlış olmaz. Ulaşım ve iletişim olmazsa  dünyada insanların yarısı açlıktan ölür, diğer yarısı da soğuktan ölür. Çünkü  ulaşım hayatın her anında bize lazım. Bu bakanlığın bir önemli özelliği var.  Vatandaş Sabah yola girdiği zaman gideceği yerde eğer trafik tıkanır, uçağı  kaçırırsa bize bir selam gönderir. Telefonu çekmiyorsa bizi hatırlar. Vatandaş  ile sürekli haşır neşir olan bir bakanlıkta bulunuyoruz."

    Yıldırım, 13 yıl önceki Türkiye'ye bakıldığı zaman sadece 5 ilin  bölünmüş yolla bağlandığını, diğer 76 il arasında bir gidiş bir geliş olmak üzere  düşük kaliteli yolların olduğunu, sıcak asfalt oranının çok düşük olduğunu  söyledi. O dönemde Türkiye'deki toplam motorlu araç sayısının 8 milyondan biraz  fazla olduğunu belirten Yıldırım, "Geçen 13 yıl içerisinde araç sayısı 20 milyona  dayanmış. Eğer bu yollar bölünmüş hale getirilmeseydi, o zaman oluşacak manzarayı  düşünmenizi istiyorum" diye konuştu.

    Yıldırım, iktidarı devraldıklarında 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş  yola 18 bin 400 kilometre daha ilave ettiklerini kaydetti.

    Türkiye'nin, Avrupa Birliğine son giren ülkelerden daha kaliteli yol  ağına sahip olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

    "Bilinen Truman Doktrini ve Marshall planları bizim sanayi hamlemizin  gecikmesindeki en büyük etkenlerin başında gelmiştir ancak, demiryollarında  yaşanan bu ihmali ortadan kaldırmak için işe koyulduk ve neredeyse 50 yıldır el  atılmayan bütün hatları elden geçirdik. 13 yılda 10 bin kilometre demir yolumuzu  tamamen yeniledik. Sinyalde maalesef yüzde 5 seviyesindeydik, sinyalleşme  seviyesinde yüzde 30'ların üzerine çıktık. Elektrifikasyonda yine yüzde 35'in  üzerine çıktık. Böylece bir yandan demir yollarında mevcut altyapıyı yenilerken  diğer yandan da Türkiye'nin, milletimizin yarım asırlık özlemi hızlı treni  Türkiye'ye getirdik. Türkiye hızlı trende dünyada 8'inci, Avrupa'da 6'ncı  ülkedir. İngiltere'de hızlı tren yok, Türkiye'de hızlı tren var. Amerika'da hızlı  tren yok, Türkiye'de hızlı tren var çünkü milletimiz hızlı treni çok sevdi.  Nüfusumuzun yüzde 55'inin yaşadığı 14 şehri 2023 hedefleri içerisinde hızlı  trenle birbirine bağlayacağız."
  
    Yıldırım, Ankara-İzmir ve Ankara-Sivas hızlı tren çalışmalarının hızla  devam ettiğini anlatarak, tamamlandıktan sonra Sivas'tan 2 saate Ankara'ya  gelmenin mümkün olacağını bildirdi. Yıldırım, bu senenin sonunda Konya-Karaman  hızlı tren projesinde tren çalıştırmayı başlatacaklarını vurguladı.

    "Artık rayımızı kendimiz yapıyoruz"
    Projelerin saymakla bitmeyeceğini dile getiren Yıldırım, demiryolu  sanayisini geliştirmek için adımlar attıklarını söyledi. Milli tren projesi  çalışmalarının sürdüğünü vurgulayan Yıldırım, "Milli metro tramvay setlerinin  tamamen kendi mühendisimizin el emeğiyle göz nuruyla yapılması için TÜBİTAK'la  birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Artık rayımızı kendimiz yapıyoruz, artık  bağlantı elemanlarımızı kendimiz yapıyoruz, artık birçok parçayı kendimiz  yapıyoruz. Yaptığımız lokomotifleri, trenleri İngiltere'ye, Amerika'ya,  Pakistan'a, Irak'a, dünyanın birçok yerine ihraç eder hale geldik" dedi.

    Yıldırım, Ankara'da Keçiören metrosunun da bu yılın sonunda hizmete  açılacağını söyledi.

    Havacılıkta Türkiye'nin destan yazdığını anlatan Yıldırım, dünyada  havacılığın yüzde 5 büyüdüğünü, Türkiye'nin ise üst üstü yüzde 15 büyüdüğünü  kaydetti.

    Yıldırım, şunları vurguladı:
    "Dünya havacılığının toplam büyüklüğü içerisinde Türkiye'nin payı  sadece yüzde 0,45 iken yüzde 2'ye erişti. Kaç katı? 4 katı. Havacılıkta önemli  bir adım da Türkiye artık havacılığın transit merkezi haline geldi. 2003 yılında  sadece 2 milyon 300 bin transit yolcumuz varken şu anda 24 milyona çıktı. Onun  için, dünyanın en büyük havalimanını İstanbul'a yapıyoruz. Bu havalimanı bütün  gelişmiş havacılıkla uğraşan ülkelerin dikkatini çekiyor, kıskandırıyor ama  kıskançlığa lüzum yok, dünyanın gelişimini, zamanı okumak lazım. Zaman artık  dünyada zenginliğin batıdan doğuya doğru hareket ettiği bir dönemdir. İşte, bu  dönemi en iyi şekilde değerlendirerek İstanbul'u dünyanın buluşma noktası yapmaya  karar verdik ve kamunun, genel bütçeden kaynak kullanmadan 10 milyar 250 milyon  avro yatırımla dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. İlk etabı 2018'in ilk  çeyreğinde açılacak, 90 milyon kapasite.

    Unutmayalım, bu yıl İstanbul Avrupa'da 3'üncü oldu. Londra, Paris'ten  sonra İstanbul geliyor. Biz göreve başladığımız zaman İstanbul 14'üncüydü. Seneye  İstanbul Avrupa'da ikinciliğe geçecek, birkaç sene sonra da Avrupa'nın 1 numarası  olacaktır. İstanbul Avrupa'nın 1 numarası olmayı hak ediyor."

    "Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatı"
    Denizciliğin Türkiye'nin geleneksel en önemli sektörlerinden birisi  olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Dünyada yaşanan krizlere rağmen Türkiye  dünyanın yükünü taşıyan 30 ülke arasında 13'üncü sırayı yakalamış durumdadır.  Türk bayraklı, Türk sahipli filomuz 28 milyon detveyte erişmiştir. Tersane  sayımız geçtiğimiz 10 yıl içerisinde 37'den 77'ye çıkmış, yat bağlama kapasitemiz  8 bin 500'den 19 bine çıkmıştır" dedi.

    Yıldırım, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin her tarafında, sadece  havalimanları olan şehirler değil, bütün şehirlerde mutlaka amatör havacılık ve  özel uçuşlar için "stoll" tipi küçük bir havalimanının olacağını ve bunu bütün  illerde yapacaklarını dile getirdi.

    İletişimde, Türkiye'yi Afrika seviyesinden alarak Avrupa'nın ilk 10  ülkesi arasına soktuklarını vurgulayan Yıldırım, "İletişimde geniş bant  kullanımında dünya ortalamasının 20 puan üzerindeyiz, Avrupa ortalamasını  yakalamış durumdayız. 1 Nisan'dan itibaren 4,5G ile hizmet vermeye başlayacağız.  Ne diyoruz? Trafikte hız felaket, bilişimde hız berekettir" diye konuştu.

    Trafik sigortası ve kasko ile ilgili son bir buçuk yılda sorun  yaşandığının ortada olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:

    "Birtakım yasal boşluklardan yararlanılarak sigorta kapsamındaki  hasarların miktarı artırıldı. Sigorta şirketleri de buna dayanarak -tabii bu bir  havuz- oradan primlerini artırdılar ama bugünlerde yapacağımız bir düzenlemeyle  belki de alternatiflerden bir tanesi, kasko ile trafik sigortasının içeriğini bir  arada göz önünde bulundurup tek bir poliçeye dönüştürerek ve bu yasal boşluktan  kaynaklanan istismarın da önüne geçerek yeni bir sigorta sistemini devreye  sokacağız."