Ünal, AK Parti İl Başkanlığınca bir tesiste düzenlenen teşkilat buluşmasında yaptığı konuşmasında, parti olarak 13 yılda Türkiye'ye çok şey kazandırdıklarını, konuşmanın, kendi kültürel kimliğini söylemenin bile suç olduğu bir ülkeden bugün herkesin özgürce konuştuğu hatta hakaret etmeyi özgürlük zannettiği günlere gelindiğini söyledi.
Bütün bunları yaparken birilerinin de 2002'den beri her ne pahasına olursa olsun "AK Parti'den kurtulmalıyız" mücadelesinden vazgeçmediğine dikkat çeken Ünal, bu mücadelenin, sokakta "Gezi" provokasyonuna, kimi zaman da paralelciler üzerinden bir devleti ele geçirme sürecine dönüştüğünü kaydetti.

Ünal, algı operasyonunda çok kirli bir noktaya gelindiğini belirterek şunları kaydetti:

"Kendi ülkesinde 350 bin kişiyi katleden bir diktatör 'mağduru' oynarken, 2,5 milyon mağdur ve mazluma kucak açmış, Türkiye'yi 13 yılda dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında 16. sıraya taşımış bir lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı, diktatör gibi göstermeye başladılar. Bir katliamcı diktatörü 'mağdur bir özgürlükçü'; demokrat, mazlumların ve mağdurların adeta koruyucusu olan bir lidere, her 2 yılda bir seçime gitmiş, sandığı milletin önüne koymuş, her iki kişiden birinin oyunu almış Tayyip Erdoğan'a utanmadan, sıkılmadan, 'diktatör bozuntusu' deme terbiyesizliğini gösterdiler. Bu bizim aklımızla, vicdanımızla ve kalbimizle alay etmektir. Bu hakikati ters yüz etmeye kalkışmaktır."

- "Türkiye için farklı, Paris için farklı manşet"

Ünal, sözde sanatçı olduğunu söyleyenlerin yurt dışında Türkiye'yi şikayet ettiğini, akademisyen olduğunu söyleyenlerin, sözde akademisyenlerin, kendi ülkelerini katliamcı gibi gösterdiğini belirterek, "Bakıyorsunuz bunların gazeteleri, Fransa'da katliam olduğunda, 'Fransa çocuklarına ağlıyor' diye manşet atıyor, Türkiye'de bomba patladığında, 'katliam ülkesi' diye manşet atıyorlar. Bunlar kim biliyor musunuz? Bunlar kendisine, kendi benliğine, kendi kültürüne, kendi tarihine, kendi inancına, kendi medeniyetine, kendi toprağına yabancılaşmış ve maalesef bu topraklar üzerinde bu topraklara ait bir filiz, bir fidan, bir inanç, bir fikir ortaya çıktığı zaman adeta onu yok etmekle kendisini görevli bilenlerdir. Bu ülkeye ve tarihe yabancılaşmış kafalar bunlar. Bunlar kendi kimliklerinden utananlar. Bunlar Batılı değil Batı'nın kötü bir kopyasıdır" diye konuştu.

Bakan Ünal, bahsettiği kişilerin, karne günü çocukların okuluna bomba atan canileri görmeyen, sivil halkı katleden terör örgütüne sesini çıkarmayan ama Avrupa'da "Türkiye devleti katliam yapıyor" diye utanmadan, sıkılmadan konuşabilen bir kafayı, bir zihniyeti, temsil ettiğini vurguladı.

- "Kara propagandanın sonuçları çok ağır"

Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bir süredir sorun yaşadıklarını belirten Ünal, şöyle devam etti.

"Turizmle ilgili önümüzdeki sezonla ilgili bizim turizm potansiyelimiz ve turist sayımız şimdiden rezervasyonlarla belirleniyor. O yüzden Türkiye'yi güvenlik açısından riskli ilan edenlere inat Hollanda'da, Almanya'da, İspanya'da tur operatörleri ve sektör temsilcileriyle, turizm bakanları ve diğer ilgililerle görüşerek yaklaşık 10 gün boyunca Türkiye'yi anlattık. Önümüzdeki süreçte de buna devam edeceğiz. Gördüğümüz bir şey var. Maalesef, bu benim sözünü ettiğim, Türkiye'ye düşmanlığı misyon haline getirmişlerin Avrupa'da yaptıkları kara propagandanın sonuçları çok ağır."

Mahir Ünal, İspanya ziyaretine ilişkin notlar aktarırken bu ülkenin terörle mücadele ettiğini, ETA terör örgütüyle gerektiği gibi mücadele verdiğini belirtti.

İspanya'da konuştuğu insanların "Terör küresel bir tehdittir, insanlığın önündeki en büyük tehditlerden birisidir. Bütün dünya buna karşı ortak tavır almalıdır" dediğini aktaran Ünal, "Güzel. Ama terör Türkiye'de olunca bir anda herkes sus pus oluyor. Bu terör dediğimiz şey başka ülkelerde olunca terör, bu ülkede olunca terör olmuyor mu?" ifadelerini kullandı.

Bakan Ünal, İspanyalı yetkililere yönelttiği "Siz bir taraftan ETA terör örgütüyle mücadele ettiniz, bir taraftan da turizminizi yükselttiniz, nasıl yaptınız?" sorusuna şu karşılığı aldığını aktardı:

"Terör söz konusu olduğunda bizim ülkemizde herkes tek yumruk oldu, tek bilek oldu. Üniversiteler, sanatçılar, akademisyenler ve siyasiler terörün karşısında gerekli tepkiyi verdiler. Bu bizim terörle başa çıkmamıza çok büyük bir katkı sağladı." 

MAHİR ÜNAL KAHRAMANMARAŞ FOTO GALERİ

- "Ülkenin gerekirse tek bir taşı için canımızı veririz"

Sonrasında Türkiye'yi ve terörle mücadeleyi düşündüğünü dile getiren Ünal, şunları kaydetti:

"Benim ülkemde masum çocuklar ve siviller katledilirken sanatçılarımızı düşündüm. Bu ülkenin sanatçılarını, bu ülkenin siyasilerini, bu ülkenin akademisyenlerini düşündüm. Teröre tek bir kelime etmeyip, kendi devletine 'katliamcı' diyenleri düşündüm. İçim yandı. Bunlar Kahramanmaraş'ın niye 'kahraman' olduğunu, Urfa'nın niye 'şanlı' olduğunu, Antep'in niye 'gazi' olduğunu, bu ülkenin tek bir toprağının taşının bizim için ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Bizi kendi gibi zannediyorlar. Biz bu ülkenin gerekirse tek bir taşı için canımızı veririz."

Programda, AK Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir ise birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekti.