SORMA BİRADER - 1
"Ata et, ite ot" veriyorlar. Ondan sonra soruyorlar: Fıtrat neden bozuldu?
İyilerin önüne set üstüne set koyuyorlar. Kötülere de serbestiyet üstüne serbestiyet getiriyorlar. Sonra soruyorlar: İnsanlık neden bu durumda?
Ne büyüğe saygı gösteriyorlar, ne de küçüğe sevgi duyuyorlar. Ondan sonra da "toplum neden böyle oldu" diyorlar.
Sorma bari birader!
Ne ekersen onu biçersin. Dünya yaratıldığından bu yana, "arpa ektiği halde buğday biçene rastlanılmamıştır."
 
SORMA BİRADER - 2
Mahalle Camiinde gün içinde namaz kılma fırsatımız olmuyor. Çünkü gündüz işyerinde oluyoruz. Mahalle camiine daha çok akşamları gidiyorum. Her akşam aynı manzara yaşanıyor nerdeyse. Bazen 18, bazen 20 kişi oluyoruz. Akşam ve yatsı namazı müdavimleri belli. Bu müdavimlerin yaş ortalaması 70'ten fazla. Camiide ne genç var, ne de çocuk var. Birçok akşam en genç cemaat unvanı bende kalıyor. Evet yaşım olmuş 50. Camide en genç durumda olmak, acı ancak gerçek.
Camiye neden gençler ve çocuklar gelmiyor?
Sorma bari birader!
Sen çocuklarını Camie getirmek için ne yaptın? Onlara Dinimizi anlattın mı? Maalesef, hayır! Gece gündüz dünya telaşı, ev ve otomobil sevdası hayatımızın mühendisliği olmuş. Çocuklar neyi görürse onu örnek alır.
Bu arada bir anekdottan bahsedeyim. Yurt dışına küçük yaşta göç eden bir yazarın yazısından okumuştum. Yazar şöyle diyor: “Türkiye'de Camie gittiğimde İmam'dan sopa yemiştim. Yurt dışında Kiliseye gittiğimde Peder beni elinde şeker ile karşılamıştı.”
 
SORMA BİRADER – 3
Toplumumuzun fertler, ağırlıklı olarak maddi çıkarlarının peşinde koşan ve yalnızca kendi aile fertlerinin menfeatlerini düşünen bir yapıdadır. Toplumda komşuluk ilişkileri zayıflamıştır. Herkes adeta bir kaplumbağa gibi kabuğuna çekilmiştir. Sevginin yerini maalesef, adavet ve husumet almış ve caddede sokakta birbirine sevecen gözlerle bakanların oranı %20 ise, %80 sabahsız-selamsız yanımızdan geçiyor ve bakışlar da hiç hoş değil. Asık suratlılar toplumda giderek çoğalmaktadır. Toplumda fertler yalnızlaşıyor ve bireyselleşme hız kazanıyor.
Bu yukarıda saydığımız olumsuz özellikler bir İslam Toplumuna uygun bir durum değil. Bu yukarıdaki tablo Batı Toplumları için uygun olsa da bize uymaz. Çünkü, bizim şiarımızda ve ruhumuzda; sırf Allah rızası için sevgi vardır. Sevgili Peygamberimiz (asm) "Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!" diye buyurmaktadır.
Sevgi ve kardeşlik ile ilgili binlerce emir ve tavsiye var. Dinimizin temelinde sevgi ve kardeşlik var.
Bu kadar açık emir ve bu kadar net emirlere rağmen neden böyleyiz ve nasıl kurtulacağız ve nasıl iyi ve ideal bir toplum haline geleceğiz?
Sorma bari birader!
Herşey açık ve net. İşte size bir ayet: “Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.” (Ra’d Suresi, 11. ayet)
SORMA BİRADER – 4
Şeytan hep sûretâ haktan görünür. Hep sağdan yaklaşır. Güya akılcı telkinler verir. Güya senin lehine davranıyormuş gibi bir imaj verir. Bunlar hep görünüşte var olan, aslında özde farklı olan hususlardır. Şeytan sözde dosttur, özde düşmandır. Bu öyle bir düşmanlık ki, kıyamete kadar devam edecektir.
Bunun gibi size görünüşte dost gibi davrananlar da (aslında kötülüğünüzü isteyenler de) aynı birer şeytandır.
Çok duymuşsunuzdur.
Ben nasıl da o adama uydum?
Sorma bari birader!
O adam bir şeytan gibi sûretâ haktan göründü. Sana sağdan yaklaştı. Sana hoş göründü. Sana şirin göründü. Sana özündekini değil görünüştekini aktardı. Sana özündeki düşmanlığı aktarsaydı ve gösterseydi, elbette ona uymazdın.
Burada varacağımız nokta şudur: “Kimse dış görünüşe aldanmasın, kimse güzel sözlere aldanmasın. Kimse sûretâ haktan görünenlere inanmasın, kimse şeytana ve şeytan gibi insanlara güvenmesin.”
Şeytan, pisliği ve necis şeyleri çikolata kabında, çikolatanın jelatin paketi altında gizler. Sen kabına aldanırsan, (affedersin), pislik yersin.
Akıllı insan, dış görünüşe ve pakete aldanan insan değildir. Akıllı insan, paketin altındakine ve her şeyin özüne odaklanandır. Öz iyiyse al. Öz iyi değil de, söz iyiyse alma.