Ankara'daki Naili Moran Atletizm Tesisleri'nde geçen hafta düzenlenen Türkiye Şampiyonası'na katılarak branşlarında şampiyonluk elde eden Özcan kardeşler, sporun yanında engelliler için kardeş dayanışmasının da örneğini sergiliyorlar. Kardeşinin yanında yer alarak destek vermek için atletizme başlayan Ayşe Özcan (20), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 400 ve 800 metrede yarışmaya katıldığını söyledi. Görme engellilerde bir sporcunun en fazla 2 branşta yarışabildiğini ifade eden Özcan, 400 metrede birinci, 800 metrede ise ikinci olduğunu kaydetti. Atletizmin yanında golbol milli takımında yer aldığını dile getiren engelli sporcu, şöyle konuştu: ''Atletizmde milli takımı düşünmüyorum. Kardeşimle birlikte aynı zamanda golbol milli takımındayız. Kardeşimle birbirimize destek oluyoruz. Arkadaşlarımla da kardeş gibiyiz. Atletizmi fazla sevmiyorum, ama kardeşime destek olmak için koşuyorum. Çünkü antrenmanlarımızı da birlikte yapıyoruz. Atletizm ve golbolda kardeşimin başarılı olmasını istiyorum.'' -''SPOR BENİM İÇİN BİR RAHATLAMA ARACIDIR''- Kahramanmaraş Ertuğrul Gazi Görme Engelliler Okulu'nda lise ikinci sınıfta eğitim gördüğünü belirten Özcan, asıl hedefinin spordan çok eğitim olduğunu kaydetti. Golbol ve atletizmle spor amaçlı ilgilendiğini dile getiren milli sporcu, ''Ben psikolog olup insanları rahatlatmak istiyorum. Ben bazen çok bunalıyorum ve rahatlamak istediğim oluyor. Bu yüzden insanlara yardımcı olmak istiyorum. Spor şu an benim içi bir rahatlatma aracıdır'' diye konuştu. -KARDEŞ SÜMEYYE ÖZCAN- Atletizm müsabakalarına gülle atma ve 1500 metre mesafe koşusunda katılan 18 yaşındaki Sümeyye Özcan da kardeşinin aksine atletizmi sevdiğini söyledi. Güllede gençler dünya şampiyonluğu, 1500 metrede ise ikinciliği bulunduğunu dile getiren ve Ankara'daki yarışmalarda iki kategoride de birincilik elde eden milli sporcu, ''Benim asıl hedefim 2012 Londra Olimpiyatlarıdır. Oyunlarda derece yapmak istiyorum. Atletizm ve golbolda büyük başarılara ulaşmak istiyorum'' dedi. Olimpiyatlar öncesi 2011 Dünya Şampiyonası'nda başarılar elde etmek istediğini ifade eden Özcan, şöyle konuştu: ''Akraba evliliğine bağlı olarak doğuştan engelliyim. Biz, beş kardeşiz ve dördümüzde engellilik var. Ablam golbol ve atletizm, ağabeyim de golbol oynuyor. Babam Malatya'da köy koruculuğu yapıyor. Ablamla aynı anda spor yapmak güzel. Birbirimize destek veriyoruz. Okula ve spora aynı anda başladık. Sınıfımız da aynı. Ancak rakip olamadık. Çünkü farklı mesafeler koşuyoruz.'' -''KENDİME GÜVENİM GELİYOR''- Spora önem veren, aynı zamanda okulun dil bölümünde eğitim gören Özcan, ileride İngilizce öğretmeni olmak istediğini söyledi. Sporun derslerine de katkı sağladığını anlatan milli sporcu, açıklamasını şöyle sürdürdü: ''Daha iyi dereceler elde edebilirim ama koşacak yerim yok. Okulun etrafında koşuyorum. Zaman olursa da stada gidiyorum. Spor olmayınca insanda durgunluk oluşuyor. Spor gayret gösterme bilincinin yanı sıra sosyalleşmeye katkı sağlıyor. İnsanın kendine güveni artıyor. Ben de bir şeyler yapabiliyorum diye düşünüyorum. Keşke atletizme daha küçük yaştayken başlasaydım. Şimdi çok daha iyi yerlerde olabilirdim.'' Engelli çocuğu bulunan ailelere de seslenen Özcan, ''Engelli çocuklarınızı saklamayın. Engelliler sporu yayılmalı. Bütün engelliler spora kazandırılmalı'' diye konuştu.