İmanaliyev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın en eski spor branşları arasında gösterilen güreşin, Türkler arasındaki sevgi, kardeşlik ve kaynaşma dili olduğunu belirtti. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde Türkiye'den habersiz bir şekilde yaşadıklarını dile getiren İmanaliyev, ''Ama dünya şampiyonaları ve olimpiyatlarda boy gösteren Yaşar Doğu, Ahmet Ayık, Harun Doğan, Mustafa Dağıstanlı, Şeref Eroğlu ve Hamza Yerlikaya gibi uluslararası arenada büyük başarılar yaşamış şampiyonları hep yakından takip ettik'' diye konuştu. Türk güreşçilerin başarılarının kendilerini gururlandırdığını ifade eden İmanaliyev, şöyle devam etti: ''Kırgız Türklerindeki geleneksel güreş çok eskidir. 'Kırgız' sözcüğü zikredilmeye başladığından beri güreşler vardır. Kırgız güreşlerinin diğer Türk boylarındaki güreşlerden farkı yok. Türkler güreşe özel önem vermiş, bütün sporlardan üstün tutmuşlardır. Binicilik ve atıcılığın yanında 'Pujila' da (Yakut Türklerindeki bir tür boks) ve atlı cirit oyunlarında son derece usta olan Türkler, güreşi de bütün sporların temeli, terbiye verici, adeta bir ibadet şeklinde kabul etmişlerdir.'' -''Türkiye'yi kanımız çekiyor-'' Prof. Dr. Toktobek İmanaliyev, son dönemde yaşanan yakın ilişkiler ve yatırımlar sayesinde kardeş ulusların birlik ve beraberliğinin arttığını belirtti. ''Biz Türküz. Türkiye'yi kanımız çekiyor. Türkiye hakkında nesil olarak çok fazla bilgimiz olmamasına rağmen biz Türküz, kanımızın çekmesi normal'' diyen İmanailyev, Türkiye'nin güreşlerde başta olmak üzere dış ilişkilerindeki başarılarından dolayı çok mutlu olduklarını vurguladı. Türk sporcularının uluslararası arenada aldığı her başarının kendilerini mutlu ettiğini, şampiyonalarda kendi takımları yenilmiş ise hemen Türkiye'nin tarafına geçtiklerini söyleyen İmanaliyev, şunları söyledi: ''Biz ayrılamayız, bir elin parmakları gibiyiz. Biz ne kadarda demir perde ülkeleri olarak yaşamışsak da Türkiye ve Türk halkı, Orta Asya'dan haberdar ve geçmişten gelen kardeşlik hislerini yitirmeden yaşatıyor. Kırgızistan'daki bir çok insan, Türkiye'yi yabancı bir devlet olarak biliyor. Bunda en büyük etken, Sovyetler Birliği'nin politikalarıdır. Bağımsızlıktan sonra yabancılık giderek kırılmaya başladı. Türkiye'nin de Türk Cumhuriyetlerine olan ilgisinden dolayı yeni nesil Türkiye ile ilgili daha fazla bilgiye sahip. Artık, Kırgızistan'da Türkiye'ye karşı dostluk ve kardeşlik hisleri uyanmaya başladı. Türkiye'nin Türk Cumhuriyetlerine her konuda büyük desteği oluyor. Türkiye ile ilişkiler bizim istediğimiz kadar iyi olmasa da iki halkın da bunu canı gönülden istediğine eminim. Orta Asya Türkleriyle kaynaşmayı sadece güreş sağlar. Güreş, bizlerle Türkiye arasında önemli bir görev üstlenebilir. Özellikle de geleneksel güreşlerimizle Türk dünyası arasında şampiyonalar, turnuvalar ve etkinlikler düzenleyerek, bu halkların kaynaşmasını sağlayabiliriz.''