Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, sarı-lacivertli takımın otobüsünün kurşunlanmasının FETÖ terör örgütü ile bağlantılı olduğunu söyledi. Mosturoğlu ayrıca, 3 Temmuz şike sürecinin de örgütün başyapıtı olduğunu dile getirdi.
Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, Habertürk’te telefonla bağlandığı bir programda önemli açıklamalarda bulundu.
“3 Temmuz Kumpası FETÖ’nun başyapıtıdır”
Ulusal mitinglerden sonra 3 Temmuz şike kumpası ile ilgili açıklama yapacaklarını belirten Mosturoğlu, “Milletçe birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu günlerden geçiyoruz. Bizim de bu konularla ilgili medya planlamamız var ama ulusal mitinglerin bitmesini bekliyoruz. Konuşacağımız çok şey olacak. Stüdyoda Celal Ülgen, Faik Işık gibi önemli hukukçular var. 3 Temmuz olayının Sayın Aziz Yıldırım ve Fethullah Gülen arasındaki kişisel kinden kaynaklandığı konusunda bir bilgi var. Bunu referansı olarak Hüseyin Gülerce gösterildi. Gülerce kendisini bu örgütün bir üyesi olarak tanıtıyor. 3 Temmuz 2011’den sonra neler yazmıştır bakılmalıdır. Bu operasyonun ne tarafındadır. Acaba örgüt tarafında mıdır. Eğer oradaysa ’ben pişman oldum’ diyerek kurtulamaz. Güvenirliliği sıfır olan kişilerin referansına dayanılmamalı. 3 Temmuz kumpası FETÖ’nün başyapıtıdır. Balyoz ve Ergenekon’da dijital verilerle oynandı. Bunda inanılmaz oyunlar var. Ben uçakta Aziz Yıldırım bir şey söylemiş de, o da yetiştirilmiş ve bu olay yaşanmış gibi gösterilmesine katılmıyorum” diye konuştu.
“Hüseyin Gülerce, FETÖ’nun 3 Temmuz’daki operasyon adamlarından biridir”
3 Temmuz’da Fenerbahçe’ye yapılan şike operasyonunda Hüseyin Gülerce’nin de FETÖ’nün adamlarından biri olduğunu belirten Mosturoğlu, “Hüseyin Gülerce’nin referans gösterilmesini tartışıyorum ben. Hüseyin Gülerce, FETÖ PYD’nin 3 Temmuz’daki operasyon adamlarından biridir. Ona neden teşekkür edeyim? Bu operasyonun neden yapıldığını yazmış. Ya o yalan, ya bu yalan. 3 Temmuz operasyonunun sebebini bu olarak gösterdi. 12 Mayıs’ta Kadıköy’de yaşananlar, takım otobüsünün kurşunlanması olayları 3 Temmuz’dan ayrı yargılanamaz. Bu örgüt futbol sektörüne girmek istemiş olabilir. Ama 3 Temmuz’dan bu yana yaptığı şey büyük camiaları birbirine düşürdü. Toplumsal kamplaşma oluşturdular. Üç tane büyük kulüp taraftarını bir araya getirin şike tartışması yaparlar. Fenerbahçe liderliğe yükselmişti Rize’de. Orada herhangi bir futbolcu ölmüş olsaydı siz Türkiye çapında yaşanacak infiali düşünebilir misiniz” dedi.
“Kendi adamlarını sokmak gibi amaçları da var”
Bir büyüğünün kendisini uyardığını ifade eden Mosturoğlu, "Önümüzdeki hafta kendi medya planlamamıza göre bunları uzun uzun anlatırım. Bir büyüğüm beni uyardı. Gerçekten bunu delilleriyle de ortaya koyabiliriz. 3 Temmuz sözde şike operasyonu, FETÖ PYD’nin şaheserlerinden bir tanesidir. Sözde şike operasyonu FETÖ’nün başyapıtıdır. Bu dosyada Beşiktaş, Trabzonspor ve Fenerbahçe var. Ve dört büyük kulüp olduğu söyleniyor. Ve dördüncü kulüp yok. Bakın 3 Temmuz’dan kim ne kadar istifade etmiş. Bunu toplumda oluşturduğu etkilere bakın. Belki 10 yıl sonra da bunu konuşacaklar ve üzerinde anlaşamayacaklar. Böyle bir toplum mühendisliği yapılmış. Tabii ki başka amaçları da vardır. Kendi adamlarını sokmak gibi” açıklamasını yaptı.
“TFF’de ve spor basınında hala adamları var”
Spor medyasının hala temizlenmediğine dikkat çeken Mosturoğlu, "Bu alana girmek isteyen adamlar bugün itibariyle TFF’de, spor basınında olmaya devam ediyorlar. Spor medyası hala temizlenmedi. Sabah alın gazeteyi okuyun bunları göreceksiniz. Spor medyasına el değmedi. Her açıklamamızda şunu söylüyoruz; bazıları fanatiklikten yapıyor. Bir bölümü bunu meşrulaştırmak için yapıyor. Bundan tek fayda gören örgüt. Köşe yazılarına bakın. Gerçekten hayret ediyorum. 15 Temmuz’dan beri herkes vatanseverliğini, demokrasiye olan bağlılığını açıklıyor. Bunu söyleyen insanlar bu konuya gelince ya yutkunuyorlar ya da işlerine geldiği gibi söylüyorlar. Nedenini araştırmak lazım. Bana göre sebepleri var ama kişisel şeyler. Bu çok uzun konu” ifadelerini kullandı.
“Sorgu hakimi aynı zamanda yargılamayı yaptı”
Mosturoğlu, dava sürecinde hukukun katledildiğini ifade ederek, "Balyoz ve Ergenekon davası ülke tarihini değiştirdi. Orada yer alan hakim ve savcılarla ilgili açılmış bir dava var. Aynı büyüklükte, HSYK üçüncü dairesinin bizim soruşturmada görev alan tüm hakimler, savcılar, duruşma üyeleri hakkında başlatılmış soruşturma var. Bu, bu kadar ciddi olaydır. Bu, hukukun katledildi bir yer. Sorgu hakimi aynı zamanda yargılamayı yaptı. Buna kimsenin kılı kıpırdamadı. Faik bey kendini yakacaktı Metris’in önünde. Bunun olamayacağını söyledi. Gitti bu dosya yargıtayda onandı” dedi.