Trabzonspor Teknik Direktörü Shota Anveladze, top oynayan, hücuma giden, topa baskı yapan, pozisyona giren, gol atan bir takım istediğini söyledi. Genç hoca, "Coşkulu, kazanmaya çıkan, uğraşan, zorlayan ve tekrar belirtmek istiyorum; bir numara için sahaya çıkan bir takım, 2’nci olmak için değil. Biz kazanmaya, üç puanı almaya oynuyoruz. Net bir şekilde top oynayan, hücuma giden, topa baskı yapan, pozisyona giren gol atan bir takım istiyorum.” dedi.


Gürcü teknik adam, Trabzonspor Dergisi’ne verdiği röportajda, başarı için tek başına hiçbir faktörün yeterli olmadığına vurgu yaptı. Başarı için öncelikle şansın olması gerektiğini ifade eden genç hoca, “Her şey tam zamanında olacak. Tek başına hiçbir faktör yeterli olmaz. Mesela maçta ekibinizin yanı sıra hakemin de çok iyi olması gerekiyor. Seyirci de çok etkili. Örnek vermek gerekirse, uzun süre şampiyon olamayan Almanya, programından vazgeçmedi ve dünya kupasını kazandı. Bu bizde çok eksik.” görüşlerini dile getirdi.

Bir camianın başarılı olabilmesi için kulübün tüm unsurlarıyla iyi olmasına gerektiğini kaydeden Shota, “Mesela oyuncu transfer edilmedi diye, hocayı veya yönetimini beğenmedim olmaz. Kulüp ne kadar güçlüyse herkes onun için çalışır. Bu bir sevgi meselesi.” dedi.

“25 BİN KİŞİ DESTEKLEMELİ”

Trabzonspor taraftarından kişileri değil, takımı desteklemelerini isteyen başarılı taktisyen, bordo-mavili camiaya şöyle seslendi: “Bana destek verirse şaşırmam. Ben onu bekliyorum. Ancak ben kendime değil takıma destek verilmesini istiyorum. Bu olursa zaten kendim için olanı da hissederim. Bu kulüp bizi büyük yapan. Futbol bir performans meselesi, savaş meselesi değil. Biz mutlu yaşamak istiyoruz. Bir kere seyirci ile taraftar arasında bir fark var. Taraftar kelime yapısı itibariyle taraf olan demek. Yani bazen beyaza bile siyah diyebilir. Çok sever taraftar. Anne babanın çocuğu üzerinde nasıl sorumluluğu varsa taraftarın da kulübüne karşı sorumluluğu vardır. En azından tribüne gelmeli. Real Madrid son 10 senede 1 milyar 200 milyon dolar harcadı ama geçen sene son saniyede Ramos’un attığı golle kupayı kazandı. Olmayabilirdi de. Hocaları teknik adamları değişti ama taraftarı değişmedi. 90 bin kişi her zaman yerini aldı. Rakiplerimiz de bunu yapabiliyor. Bizi en azından 25 bin kişi desteklemeli.”

Gürcü teknik adam, 1996’da kendisinin de içinde olduğu kadronun en iyisi olduğu fikrinin hatırlatılması üzerine, “Bizden önceki kadroyu görmedim ama bu kulübün tarihi onlardır. Sonuçta bu takımı onlar şampiyon yaptı, biz yapamadık o nedenle kim iyi kim kötü diye değerlendirmek doğru olmaz. Biz iyi ya da kötü oynuyorduk, güçlü bir takımdık. Biz başarılıydık. Beş sene içinde 5-6 tane kupa kazandık, altı futbolcumuz Milli Takım’a gitti. Şampiyon da olabilecek kadar iyi bir takımdık. Ama kulübü kim şampiyon yapmışsa o iyidir. Trabzonspor’da kaldığım sürece her sezon 84 puan alacaksın deseler bugün imzamı atarım, kaçıncı olurum bilmiyorum ama 84 puanı alırım. O mutluluğu bütün camianın yaşamasını çok isterim, bunun inanılmaz bir zevki ve havası var. Her zaman elbet başka takımlar da kaybedecek.” ifadelerini kullandı.

“TRABZONSPOR BENİM İÇİN SON OLSUN DİLİYORUM”

Başarılı olduğu için Trabzonspor’da olduğunu anlatan Shota, kimsenin kendisini sevdiği için bu göreve getirmediğinin altını çizdi. Bazen Trabzonspor’un kendisi için son adres olmasını dilediğini kaydeden genç hoca, sözlerine şöyle devam etti: “İnanırlar inanmazlar biliyorum ama sevdiğim bir yerde bu kadar başarılı olmak. Zenginliğim burada insanlar benim zenginlikten kastımın ne olduğunu mutlaka anlıyordur, parayla kıyaslanamaz bile. Mesela antrenör olmasam bile Trabzon’a gelsem herhangi bir kapıya gitsem. Mutlaka misafir edilirim. 2008 yılında bir olay yaşadım. Elimde bebeklerle pasaportsuz gümrüğü geçtim Batum’da. Türkler benden pasaport istemedi.”

Teknik Direktör olarak Trabzonspor’la ilk çıktığı maçtaki hislerini anlatacak kelime bulamadığını kaydeden Shota, o anki duygularını şöyle anlattı: “Oraya çıktığımda 10 ya da 20 yaş daha da gençleştim. 10 saniye bile olsa insan kendini bu kadar genç hissedebilir mi? ‘Ohhh!..’ dedim kendi kendime. Hatta üzerimde bir de forma olsa, top koştursam diye geçirdim içimden. İnşallah ilerde böyle bir organizasyon yapılırsa Avni Aker’de maç oynamak için fırsatımız olur. Taraftar lazım bize. İlk maçımızda Ramazan ayının son gününde insanlar oruçlu halde geldiler ve bizi alkışladılar. Bu çok önemli bir şey.”

“TARAFTAR İÇERİDE 25 PUAN ALMALI”
Trabzonspor’a gelmeden önce ‘en son çalışacağı kulübün Trabzonspor olacağını’ şeklindeki sözlerine de açıklık getiren Gürcü teknik adam, o ifadeleri, ‘taraftarın sevgisi zenginliktir benim için, ben burada başarısız olup bırakıp taraftarın, halkın sevgisini kaybedeceksem en son geleceğim takım olur’ manasında söylediğini belirtti. Sohata, şöyle konuştu: “Ben buraya geldim iş kurdum ya da kulübe bir şey verdim ya da bir işte çalışmadım, ama buna rağmen burada bir bağ kurdum. Yani halk ile taraftar ile aramda dolaşan o ruhtan başka bir bağım olmadı. Benden daha çok gol atan futbolcular oldu, dokuz sene oynayan futbolcular var, çok emek verdiler ama işte buna rağmen aramızdaki o kurulan bağlar bozulmasın. Bırakın Trabzonspor benim için bu anlamda son olsun istiyorum. 1996 yılından sonra evime, ülkeme en yakın yerdeyim. Burada sonra oraya giderim o önemli değil, önemli olan burayı yaşamak. Tek başına başarı mümkün değil, bir kişi yazı getirmiyor, bir çiçekle bahar olmuyor, bize şehir lazım. Bana ve takıma içerde oynadığı maçlarda taraftarın aldığı 25 puan lazım. Hocası ile rakibi baskı altında alsın istiyorum. Benim ricam taraftardan bu olsun. Dışarıdaki maçları ben hallederim ama içeride ben 1-0 başlamak zorundayım. Çünkü ben futbolculuk yıllarımdan böyle hatırlıyorum. Taraftarın coşkusunu takıma sahip çıkışını hatırlıyorum.”

Geriye değil, hep ileriye bakan, net futbolu oynatan bir felsefesi olduğunu dile getiren Shota, bunun tecrübe ve zamana göre de değişebileceğini belirtti. Başarılı hoca, bordo-mavili taraftarın yeni sezonda izleyeceği Trabzonspor’u da şöyle tarif etti: “Coşkulu, kazanmaya çıkan, uğraşan, zorlayan ve tekrar belirtmek istiyorum; bir numara için sahaya çıkan bir takım, 2’nci olmak için değil. Biz kazanmaya, üç puanı almaya oynuyoruz. Net bir şekilde top oynayan, hücuma giden, topa baskı yapan, pozisyona giren gol atan bir takım istiyorum.”