Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) ile Spor Hukuku Enstitüsü tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Spor Kulüpleri Yasası, Sorunlar ve Çözüm Önerileri' paneli, İstanbul'da yapıldı.

Spor Hukuku Enstitüsü ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) ortaklaşa düzenlediği panelde, ‘Spor Kulüpleri Yasa Tasarısı’ tartışıldı. Panele Spor Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı, TFF Tahkim Kurulu Başkanı Avukat Engin Tuzcuoğlu, Spor Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı Avukat H. Alpay Köse, Gazeteci – Yazar Attila Gökçe konuşmacı olarak katıldı. Panelde bir çok davetlide yer aldı.

Spor Kulüpleri Yasa Tasarısı’nın daha önce birkaç defa hazırlanmaya çalıştığını belirten Gazeteci-Yazar Attila Gökçe, "Ama her defasında kulüp yöneticileri tarafından engellendi. Ben dün tasarı taslağını aldım. Bunun üzerine tartışmalar yapılması lazım ama henüz kamuya açıklanmadı ve her nedense Spor teşkilatı tarafından gizli bir belge gibi korunuyor, saklanıyor. Çünkü kulüp yöneticileri bunu yozlaştırmak için ellerinden geleni yapacaklar. Orasından, burasından çekiştirecekler." diye konuştu.

Yasa tasarısında çok güzel maddelerin de olduğunu kaydeden Gökçe, "Bu yasa ile borçlanmaya sınır getiriliyor. Artık yöneticiler kafasına göre istediği transferi yapamayacak. Şunu getiriyorum diyerek şov yapamayacaklar. Sorumluluklar getiriyor. Kişisel sorumluluk artıyor. İşin sonunda haciz ve hapis cezası bile var. O zaman herkes ayağını denk atacak. Birde diyorlar ki bu yasa ile bugün ki gibi yönetici çıkmaz. Çıkmasın hatta gelmesi bile. Birbiri ile kavga eden yöneticiler gelmesin." dedi.

"GALATASARAY’DA BASKETBOLCULAR BAŞKANDAN ŞİKAYETÇİ OLMALIYDI"

Tecrübeli gazeteci Attila Gökçe, Galatasaray Kulübü’nün eski başkanı Ünal Aysal için ise şöyle konuştu:

"Olimpizm’in ne olduğunu bilmeyen sporcular ve yöneticiler var. Şayet Ünal Aysal, Olimpizm’in ne olduğunu bilse idi spor yapmanın bir insan hakkı olduğunu bilseydi Fenerbahçe Ülker ile Galarasaray Liv Hospital arasında oynanan basketbol final serisinin yedinci maçına gönderirdi. O yüzden Galarasaray’dan ayrılan Carlos Arroya, Furkan Aldemir, Ender Aslan, Sinan Güler gibi oyuncular mahkemeye başvurarak deseler ki; Bizim spor yapmamız engellendi başkandan şikayetçiyiz, spor yapmamız engellenmiştir. Biz en azından kınanmasını, şu kadar tazminat ödemesini istiyoruz. Olimpizim iyi niyet anlaşması değildir. Bağlar herkesi."

"SPOR TESİSLERİ'NDE BAR OLMALI. TESİSLER İBADETHANE DEĞİLDİR"

Spor Tesisleri’nde bar olmasının gerektiğini de savunan Gökçe, "Şimdi tesisleri de devlet veriyor. 49 yıllığına kiralıyor. Spor kulüplerinin malları arasında sayılıyor. Güzel. Ama orada bir madde var. Haşin bir madde. Diyor ki bu tesislerde asla alkol içilemez. Allah aşkına şimdi şunu deyin. Maç günü içki satışı yapılamaz. Güzel bir sosyal tesis yapmışsınız oraları cazibe merkezi haline getirmişsiniz. Orada bir tanede bar olsun. Barda kafayı çeken antrenman izlemesin tamam. Burada asla alkol içilemez. Niye? Spor tesisleri ibadethane değildir. Sosyal merkezlerdir. Alkol yasağını herkesin gözüne sokmak için her yasaya böyle bir madde koymayın. Maçtan üç saat önce ve sonra içilip satılamaz desinler. Sonra Yeşilay’ın böyle kumar oynayan adamı göstererek kumar sizi öldürür falan reklamı çekeceğine İddia’yı Spor Toto’yu yasaklayın hadi." ifadelerini kullandı.

ENGİN TUZCUOĞLU: TASARI MEVCUT YAPISI İTİBARI İLE ÇOK OLGUNLAŞMADI

Spor Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı, TFF Tahkim Kurulu Başkanı Avukat Engin Tuzcuoğlu ise tasarının mevcut yapısı itibariyle çok olgunlaştığının söylenemeyeceğini belirterek, şunları söyledi:

"Kamuoyu şunu konuşuyor. Bu yasa çıktığında kulüpler istediği gibi tasarrufta bulunamayacak. Eğer mevcut yasa aleyhine bir takım hatalı kararlar olursa da kulüp yöneticilerinin şahsi cezai sorumlulukları doğacak. Kulüp yöneticilerinin bu tasarıdaki tek sorumluğu, 150 günden 300 güne kadar adli para cezası. O da 6 bin lira ile 10 bin lira arasında yapıyor."

Bunun bir kulüpler yasası olduğunu, sadece futbolu kapsamadığını da kaydeden Tuzcuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece futbol olarak değerlendirip, eleştirmemek lazım ama elimizde tek bağımsız yapı futbol olduğu için, o yönüyle bakmak durumundayım. Şu anki mevcut tasarı genel müdürlük çatısı altında bütün sporu birleştirme gayreti taşıyor. Denetimi genel müdürlük yapar, hatta genel müdürlük özel dava yetkisine sahiptir gibi, futbolun şu anki mevcut bağımsız yapısını tamamen ortadan kaldıracak ve bizi uluslararası mevzuat karşısında da ciddi anlamda sıkıntıya yol açabilecek bir tasarı. Dolayısıyla, futbolun da içine katıldığı, genel müdürlük çatısı altındaki bir tasarı düşüncesi, baştan sakat bir düşünce olur. Bunu yapmak yerine, futbolu ayrıştırarak bir düzenleme yapılması faydalı."

Tasarının 18. maddesini de anlamlandıramadığını ifade eden Engin Tuzcuoğlu, "Faal hakemler, sporcular, sporcu temsilcileri, antrenörler, yani sporun içindeki tüm enstrümanlar spor şirketlerine yüzde 1'e kadar ortak olabilir diyor. Bir hakemi spor şirketine ortak yapmaya fırsat vermek. Biz TFF olarak geçen yıl Volkan Bayarslan vakası yaşadık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin binlerce çalışanından bir tanesi ama İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un maçına verildi diye yer yerinden oynadı. Hangi kişinin nereye ortak olduğunu bilemezsiniz. Bir müsabakaya o hakemi tayin edersiniz, bu kulübün şirketinin ortağı çıkabilir. Bu çok sakat bir hüküm." şeklinde konuştu.