Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü Vitor Pereira, futbolla uyuduğunu, futbolla kalktığını ve futbol ile yaşadığını bu sebeple kariyerine yeni kupalar katmak istediğini söyledi.

Fenerbahçe Kulübü'nün Portekizli yeni hocası Vitor Pereira, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu. Sarı lacivertli kulübe gelmeden önceki son adresi Yunanistan olan Pereira, iki ülke arasında benzerlikler olduğunu kaydederek, "Futbol duygular oyunu, duygularınızla oynadığınız bir oyun. Türk halkının da Yunanistan halkı gibi, duygularla yaşayan bir halk olduğunu biliyorum. Futbolu ben de bu şekilde yaşıyorum, duygusal bir insanım. Kendime uygun, kendimi iyi hissettiğim, tutkulu kulüplerde çalışma fırsatı buluyorum. Fenerbahçe taraftarlarının tutkusunu da fazlasıyla duydum, umarım birlikte güzel günler görürüz." diye konuştu.

Türkiye'ye gelmeden önce, Carlos Carvalhal, Marcio Mossoro ve Jimmy Durmaz gibi tanıdıklarıyla görüştüğünü de belirten Vitor Pereira, "Aslında ben uzun yıllardır futbolda olmamdan dolayı, Türkiye'yi, İstanbul'u ve Fenerbahçe'yi tanıyordum. Bazı arkadaşlarımla da konuştum, fikir aldım tanıdıklarımdan. Carvalhal'la konuştum örneğin, güzel şeyler duydum. Mossoro da eski öğrencimdi. Jimmy Durmaz da aynı şekilde. Ambiyansla ilgili, Türkiye Ligi'nin genel havasını konuştuk, güzel bilgiler verdiler. Avrupa maçlarını da izlemiştim Türk takımlarının oynadığı, derbi maçlarını da izleme fırsatı bulmuştum. İyi bir seçim, doğru bir seçim yaptığımı düşünüyorum. Kuvvetli bir takım kurmaya mecburuz. Fenerbahçe de aynı benim gibi kazanmak için yaşayan bir kulüp, bunun için bana her türlü şartı sağlayabildiklerini gördüm." şeklinde konuştu.

"KARİYERİME KUPALAR EKLEMEK İSTİYORUM"

Öncelikli hedefinin, ofansif, agresif, oyunu domine eden ve topa daha fazla sahip olan bir takım oluşturmak olduğunu ifade eden Portekizli teknik adam, 1 numaralı hedefinin de bu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Taraftarlar böyle oyunlar sever. Stadı doldurmaları için onlara sebepler sunmalıyız. Gösterili, göze hoş gelen futbol oynamalıyız. Bu hissi taraftarımızda uyandırmalıyız. Kaliteli bir pas trafiği oluşturmak istiyoruz, topun bizde olmasını sağlayacağız. İlk yapmak istediklerim bunlar. Taraftarlar stada geldiğinde, iyi iş çıkardığımızı söylemeli. Kişisel anlamda ise, kazanmayı seven bir insan olduğum için, kariyerime kupalar eklemek istiyorum, Avrupa'da başarıyı hedefliyorum."

"YETENEKLİ OYUNCULARLA OYNAMAYA GAYRET GÖSTERECEĞİM"

Oyuncularından ilk beklentisinin, kişisel hedefleri takım hedeflerinin önüne koymamaları olduğunu söyleyen 46. yaşında ki çalıştırıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada bir araya geldiysek, takım halindeki hedefler her şeyden öncedir. Yetenekli oyuncularla oynamaya gayret göstereceğim. Oyuncunun rahat hissedip keyif alması gerekiyor. Saha içerisinde oyuncularım iyi hissedecekler. Bu şekilde bir yapı organize etmek mecburiyetindeyiz. Oyuncuların yeteneklerini dikkate alacağız. Yarışmacı biriyim, antrenmanlarım da böyle rekabet ve yarışma içinde geçecek. Antrenmanlarda ne yaparsanız, maçta da o olur. Maçlara bu şekilde daha hazır olacağız. İyi çalışan, kendini takıma adayanlar oynayacaktır. Adil ve dürüst olmak zorundasınız. İstediklerimi veren, istediğini alacaktır, forma şansı bulacaktır. Çalışan oynayacak, çalışmayan oynayamayacak. Maça hazır olan oynayacak. İyi bir liderlik yapmak durumundayım. Karşılıklı saygı olmalı, oyuncular, oynadıkları veya oynamadıkları zaman sebeplerini bilmeliler ki daha fazlasını verebilsinler."

Yardımcılar ve ekibi hakkında da bilgiler veren Pereira, "Uzun zamandır birlikte çalıştığım 3 yardımcım var. Benim gerçekten güvendiğim, beraber başarılar elde ettiğimiz isimler. Ne istediğimi biliyorlar. İletişimimiz çok kuvvetli. Yarışmacı antrenörler." diyerek, şöyle devam etti:

"Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Felipe Almeida ile 15 yıldır beraber çalışıyoruz, Luis Miguel de onlardan biri. Hepsi aslında spor hocaları, üniversitede eğitim almış kişiler, üniversiteyi de beraber okuduk zaten. 15 senedir böyle devam ediyoruz yolumuza. 8 yıl boyunca Porto Akademesi'nde hocalık yaptım. Pedro Rivero analiz hocamız olacak, video analizlerini yapacak. Herkes sorumluluklarını biliyor, hafta boyunca ben paylaştırırım nelerin yapılacağını. Herkes dinamiğin parçasıdır, işler yapılırsa net bir çalışma ortaya çıkar. Onlar bu dinamiğin parçası oldukça, daha da fazlasını vermeye çalışacaklar. Kararlarımızı birlikte alacağız ama lider olduğum için son karar benim olacak teknik direktör olarak. Oyuncular arasında da liderler olmalı, bana yardımcı olmalılar, buna ihtiyacım olacak, kaptanlardan bu yardımı bekleyeceğim. Kulüpte herkes görevini en iyi şekilde yapacaktır, büyük kulüplerde böyle bir sistem vardır, herkes uyumlu şekilde dinamik çalışırsa takım da güçlü olur, sonuçlar da güçlü olur, burası çok büyük bir kulüp."

"FUTBOLLA UYURUM, FUTBOLLA UYANIRIM, FUTBOLLA YAŞARIM"

Kendisini futbola adadığını belirten başarılı teknik adam, "3 oğlum var, 21 yıldır evliyim, düzenli bir aile hayatı yaşıyorum. Çok fazla sosyal hayatım yok. Evden antrenmana, antrenmandan eve ve stada gidiyorum. Bu şekilde yaşıyorum, havaalanlarında da vakit geçiriyoruz futboldan dolayı." diyerek sözlerini şöyle tamamladı:

"Futbol çok izin vermiyor sosyal hayata. Çalışmayı çok seven bir profesyonelim. Ben futbolla uyuyorum, futbolla uyanıyorum, futbolla yaşıyorum. Tüm hayatım futbol. Aynı şekilde ailemin de öyle. Benim oğullarım da benimle aynı yönde bir hayat yaşamak mecburiyetinde kalıyorlar. Eşim de aynı şekilde. Ben işine karşı büyük tutkuları olan bir insanım. Bu şekilde yaşıyorum."