Yeni egitim ögretim yılımıza cok şükür ki ulaştık,kendi vatanımızda kendi bayrağımızın altında ilk ders zillerimiz çaldı çok şükür.Çok şükür sağ salim sınıflarımıza öğrencilerimize kavuştuk. İlk günler mini mini beşler masum suratlarıyla garip bakışlarıyla karşıladı bizi. Ben nerden geldim bu kadar abla abinin içine der gibiydi bakışları.Sınıf ögretmenlerinde buldukları anne baba şefkatini arıyorlardı gözleriyle... Büyük sınıflarsa kendinden emindi. Koşarak geldiler yanıma. Önceden nasıl geçti tatiliniz olan sorular hocam darbe gecesi nerdeydiniz?Hocam nöbetlere gittiniz mi? Hocam konvoya katıldınız mı?ya dönüşüvermişti birden... Belli ki küçük dediğimiz çocuklar baya büyük dersler çıkarmıştı kendine... Hepsinin kalbinde Sütçü İmamın ruhu gizliydi belli ki...Garip hissettik bu yıl.Tabi ki şükürle karşıladık yeni eğitim ögretim yılını en çok. Ama beni en çok etkileyen şey bir erkek ögrencimin elinde kağıttan bir maketle yanıma gelişi oldu.. Çocukluğumuzda uçak ve gemi yaptığımız kağıttan tank yapmış bana gösteriyordu. Evet tank...Nerden aklına geldi bunu yapmak demedim tabi ki diyemedim. Bir aydır küçücük zihinlere kazınan tank gerçegiyle yüzleştim ilk kez. Bir öğrencimin de şu sözü unutulmazlar arasındadır benim için... Hocam eskiden babana bile güvenme derlerdi şimdi Askere bile güvenme diyebiliriz değil mi deyince bilemedim ne diyeceğimi...Çok garip günlerden geçtiğimiz ortada. Askerine bile şüpheyle bakan insanlar,tank maketi yapan çocuklar,darbe korkusunu birebir yaşamış minicik kalpler. Hayır görünen de şer şer görünende hayır sırrınca darbenin insanımızda müthiş bir milli farkındalık yarattığı aşikar.Kaybetmeden değerini bilmeyiz ya hani hiçbirseyin,vatanın da kıymeti elden gidince belli oluyormuş demek. Yaşamadan bilinmiyormuş deger kadir kıymet.Keşke sadece tarih kitaplarından okusaydık darbeleri. Keşke hiç yaşanmasaydı. Keşke çocuklar yine kağıtlardan uçak ve gemi yapsalardı sadece. Ve keşke hiçbir ananın yanmasaydı yüreği...