Beş altı yaşlarından itibaren dadılar tarafından şımartılıp her istediği yapılarak büyütülen Çerkez Hasan, on iki yaşına geldiğinde harem dairesinden çıkartılmış, eniştesi Sultan Abdülaziz'in emriyle Mekteb-i Harbiye'ye gönderilmişti.
 
Saray dışındaki hayata zor intibak edebilen Hasan, okul yıllarında sürekli Beyoğlu'nun ünlü meyhanelerine takılmış, alkole bağımlılık derecesinde alışmış, etrafındaki dalkavuklarla gününü gün etmeye başlamıştı. Bununla da kalmayarak Galata ve Beyoğlu esnafını haraca bağlayan Çerkez Hasan, teyzesinden aldığı cesaretle olsa gerek adeta bir İstanbul kabadayısı olmuştu.
 
Sultan Abdülaziz, Harbiye Mektebini bin bir güçlükle bitirebilen Çerkez Hasan'ı haşarılıklarına belki bir son verir ümidiyle yüzbaşılığa getirerek oğlu Yusuf İzzeddin Efendi'nin yaveri yapmıştı. Lakin bu da bir çözüm olmamış, kendisi makamına yakışmayacak sefih bir hayatı sürmekte ısrar etmişti. Onun zaman zaman çıkardığı rezaletlerden sadece ailesi değil Serasker Hüseyin Avni Paşa da rahatsızdı.
 
Avni Paşa, yapılan şikâyetler üzerine Hasan'ı ikaz ediyor ancak daha da ötesine gidemiyordu. Çerkez Hasan'ın talihi Sultan Abdülaziz'in önce azli, ardından şüpheli ölümü ile tersine döndü. Serasker Hüseyin Avni Paşa padişahın vefatından sonra hiç vakit kaybetmeden Çerkez Hasan'ı tutuklatıp Bağdat'a sürdü (14 Haziran 1876). Bu kararın altında Avni Paşa'yla yaşadıkları husumetin olduğunu çok iyi bilen Hasan, yola çıkmadan evvel hazırlanmak için Merkez Kumandanından birkaç gün izin istedi. Amacı bu süre zarfında Hüseyin Avni Paşa'yı öldürerek intikam almaktı.
 
16 Haziran Cuma günü Sirkeci'deki meyhanelerde akşama kadar içen Çerkez Hasan, yanına aldığı üç revolver ve çizmesine sakladığı kamalarla Üsküdar'daki Hüseyin Avni Paşa'nın konağına doğru yola koyuldu. Paşa'nın hanesinde olmadığını, Beyazıt'ta ŞÃ»ra-yı Devlet Reisi Mithat Paşa'nın konağında toplantıda olduğunu öğrenince tekrar kayıkla Sirkeci'ye ve oradan da Beyazıt'a geldi. Mithat Paşa'nın konağında nazırlar, Rumeli'de yaşanan son gelişmeleri değerlendiriyordu. Herhangi bir engelle karşılaşmayan Hasan, konağın alt katında kendi aralarında sohbet eden nazırların ağalarına Bağdat'a gideceğini, Avni Paşa'dan helallik istemeye geldiğini söyledi.
 
Ağaların kendisini paşanın yaverine yönlendirdiği sırada bir yolunu bulup devlet ricalinin toplantı yaptığı salona girmeyi başaran Hasan, geçirdiği cinnet neticesinde ortalığı kan gölüne çevirdi. Maliye Nazırı Yusuf Paşa'nın ağası bundan sonra yaşananları şöyle anlatıyor. “Biz silah sesini işitip de yukarı koşuncaya kadar birkaç dakika geçti. Hasan Bey'in Hüseyin Avni Paşa'ya attığı ilk kurşun onun karnına girmiş.
 
Paşa can acısı ile bir sandalye alarak Hasan Bey'e hücum etmiş. Hasan Bey onun ölmediğini görünce tabancanın tetiğini ikinci kez çekmiş. Bu defa çıkan kurşun Hariciye Nazırı Raşit Paşa'yı cansız olarak yere sermiş. Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa arkasından koşarak Hasan Bey'e sarılmış lakin o çizmesindeki kamalardan birini çekerek Ahmet Paşa'yı da yaralamış. Biz yukarıya çıktığımızda serasker aldığı yaranın tesiriyle yere serilmişti. Hasan Bey de onun üzerine çıkarak elindeki kamayı mütemadiyen Avni Paşa'nın vücuduna saplıyordu. Bu sırada Bahriye Nazırının yaveri Şükrü Bey ile bir bahriye neferi de kurşunların hedefi olmuştu...” 
 
Silah seslerini duyan Hasanpaşa Karakolu'ndaki askerler koşup olay yerine geldiklerinde Çerkez Hasan bunlardan iki neferi daha öldürdü. Lakin üzerine çullanan diğer zabitler, yaralanmış halde olan Hasan'ı etkisiz hale getirmeyi başardı. Bazı kaynaklar bu olay sonunda beş ya da yedi ölü, on da yaralı olduğu yönünde bilgiler aktarmakta. Çerkez Hasan yakalandıktan sonra meşhur Bekirağa Bölüğü'ne getirilmiş, kısa bir sorgulamadan sonra Beyazıt Meydanı'ndaki dut ağacına asılarak idam edilmişti.
 
Çerkez Hasan'ın bu cinayeti, Hüseyin Avni Paşa'yı saf dışı etmek isteyen Meşrutiyet yanlısı Mithat Paşa'nın direktifi ile işlediğini iddia edenler olsa da kendisini Bağdat'a süren Avni Paşa'dan intikam almak ya da Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesine karşı tepkisini göstermek şeklindeki yorumları da dikkate almak gerekli.