İşin aslını öğrendim ve mağdurlardan bazılarının kendilerine yapılan haksızlıkları belgeleri ile gösterince şok oldum... İşin içine kimler karışmış sormayın İşadamından Belediye Başkanına, İş adamından Siyasetcisine, siyasetciden Mühendisine çarpık ilişkiler yumağı olmuş. Affedersiniz kimin eli kimin .....cebinde misali. En önemlisi bu dolabı dönderen ve uygulayan ile yapan ve de yaptıranlar da çözemiyor. Söz misali iki ucu b..klu bir değnek. Eline alacak olana bulaşacağı için, elini bu taşın altına kimse sokmuyor. Bunun sonucunda yapanın yanına kar kalıyor. Olan gariban köylüye oluyor. Geçen haftalarda isimleri gündemde olan AZİZ Şehirlilerimiz (!) ise en baş köşeyi kapıyor. Bu nasıl adalet ise. Yapan da adaletli ve kalkınmayı destekleyen ve adaleti düşünen haa. Kahramanmaraş halkı olarak biraz duyarsız bir halk olmuşuz. Olaylara hiç tepki vermiyoruz. Örnekler verecek olursak, en basit bu araştırdığım konu ile ilgili, 400 yataklı hastane işçin Yavuz Selim Mahallesinde ki Eski Askeri havaalanı karar verildi. Ve bir sürü oralar için Planlar projeler, Ankaralara gidip gelmeler bölgenin yer altı etüdleri, kuyular açılması vs vs. bir sürü paralarımız gitti ve inşaata başlandı, sağlık bakanımız geldi sadece "BURA OLMAZ" dedi. Bu kadar harcamalar boşa gitti devletimizin paraları uçtu gitti kimse aldırış bile etmedi. Neden duyarsız bu millet derseniz? Çünkü o sırada yetkili olan bu projeyi görenlerimiz bizim mahalleden tam hastane karşısına denk gelen evleri ve arsaları satın almakla meşgul idiler. Ya da yandaşlarına bak şurada Acil girişi olacak bak şurası Ana giriş çıkış olacak buradan al, şurayı kapat diyorlardı. Ve bizim komşu romanlar (Helal Olsun onlara) evleri ve arsaları 20-30 milyon etmezken, 100-200 milyondan aşağıya satmadılar. Onlar zengin oldular. Neden buraya harcanan paraları sormuyoruz? Biz gelelim Karacasu'da ki hastaneye yerine. Her neyse Bakan öyle deyince bizim Yalakalar kimlerse artık, Hemen Karacasu'daki 100 yıldır Mahkemeler ile davalı olan ve 4070 sayılı kanunla satın alma talepli toplam 450-500 kişinin geçimini sağladığı ve 1. Sınıf Tarım arazisi olan yeri gösterip ve Sağlık bakanı Recep AKDAĞ'ı o zamanki vali İlhan ATIŞ'ıda yanlış bilgilendirilerek 400 yataklı hastane yeri olur burası denilerek, direk Ankara'dan Tahsis ettirilmiş. Ve sanki Viyana'yı almış gibi o zamanki Milletvekilleri gazeteci arkadaşlara tahsis yazısını fakslamışlardı. Telefonla bilgiler verilmişti. Bir anımı anlatayım bu konu ile ilgili, Gazetelerde bu arazi sağlık bakanlığına tahsis edildi diye yazılar çıkınca, Gazete kupürü ile Mağdurlardan 2 kişi ile birlikte Valimiz İlhan ATIŞ beye gittik, kapıcıları içeri almadı kişileri, Mağdurlardan birisi "Bahçede kendimizi yakıp yada basın açıklaması mı yaparak Valimiz ile görüşelim" diyence bu bağırmayı hemen içeriye istihbarat edilmiş. Vali İlhan Atış küplere binerek gelsin bakim boylarını görelim kimmiş bunlar dedi. Ve görüşmenin sonucunda valinin taraflara açıklaması "bana siz hak sahiplerinin hakkı düşmüş dediler dedi ve araştıracağım dedi? Bu hakkın düşümü yazılı olmaz mı? Sorusuna cevap bulunamamıştı. Ondan sonra birkaç defa randevu taleplerine vali yardımcılarıyla görüşün diyerek atlatmalar yapılmış. Bir sonuç çıkmayınca mağdurla Mahkemeye gitmiş ve bir ay önceki TAHSİS İPTAL kararı mahkemece verilmişti ve şu anki yapılmakta olan inşaatın dayanağı bu iptal kararına göre yoktur. Üst mahkemede bu kararı onaylarsa yine boş yere (ihalesi maceralarla sonuçlanan ve 72,5 trilyona ihale edilen kimsenin imzalamaya cesaret edemediği) ve muteaahitine avans ödemesi yapıldı ise bu paralar harcanmış olacak. Yine boşa gitmiş olacak bu paralar! Hastane inşaatın şu andan sonra ki devamı için bu kararın temyiz sonucu beklenmesi gerekmektedir. Taraflar Hastanenin durdurulması yönünde temyize başvurmayacaklarını ancak haklarının olduğunun bilinmesini istemektedirler. Buraya kadar işin önceki kısmı şimdi gelelim İmar ve parselasyon kısmına, asıl hinlikler burada dönmüş. Tahsis aşamasında, o bölgede etkili yerlerdeki kişilerin tarım arazisi olan, ancak fabrikalar yapabilmek için toprak kurulundan bir türlü çıkartamayan bu toprak sahipleri bunu fırsat bilerek birçok işler cevirmişler o bizim mevzumuz değil onu sonra yazarız da. Bu imar ve parselasyon da şehrimizin tanınmış bir harita mühendisi yapmış ve bu kişinin de bu bölgede arsaları var. Kendiside basın yolu ile açıklamalar yapmıştı. Tabi bu açıklamaları bir tek gazete haber yaptı o ayrı meselede. Hatta "Geçmişte bu kasabada arsa alırken, bir daha BUGÜN gazetesine danışmadığım için özür dilerim ve pişmanım" diye açıklama yaptı. Kendisine şunu diyor köylü vatandaşları; Geliniz kasabamızda yatırım yapınız başımızın üstünde yeriniz var. Ama kendisinin şu an ki fabrikasının bahçelerini neden hastanenin karşısına taşıdın kardeşim diyoruz. Hani siz "Siyaseti de iş dünyamı da düzgün zeminde yapmayı yeğledim senelerdir ve asla ve asla ilmi siyasetten yana da olmadım" diyordunuz. 522 ada 2 parsel nasıl 2-3 km öteye ve Hastanenin TAM karşısına gidiyor. Bu ilmi ve siyaseti kullanmak değil midir? Bu imar parselasyonda sana teslim olmuş insanların haklarını koruma değilde, neden kendinden yana kullanıyorsun? Hadi Belediye başkanını birileri kullanmış ona da geleceğiz. Ama biz ilk önce bizim oy verdiğimiz ve başkan yardımcısı olarak seçtiğimiz kişilere öz eleştiri yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Oy verdik bize böyle yaptınız? Acaba oy vermese idik biz ne yapacaktınız? Diye soruyoruz?" diyorlar mağdur olan insanlar. Ve özellikler o kasabanın belediye başkanını seçen ve yüzdelik olarak en çok oy çıkartan belde başkanı soruyor? Ben bunu köylüme nasıl izah edeceğim? diyor. Bu hafta bu kadar diyelim. Haftaya diğer kişilere ve kurumlara olan açıklamalarına devam edelim diyeceğim. Bu saatten sonra da konuşmamak gerek işlemler yargıya intikal ettirildiğini söylüyorlar. Biz bu konuyu yargı ile değil yöneticilerimizin el atmasını istemiştik ama kimse çözemediği ve de çözülemeyeceğini anladığımız için yargıya başvurduklarını, işin içinde çözecek kişilerinde parmağı olduğunu söylemekteler. Zaten kimler olduğunun kamuoyuna da bu konuda açıklamalar yaptıklarını bu konuda duyarlı olan tüm basın mensuplarına ve AKSU TV Genel Müdürü Turgay beye teşekkürler sunduklarını halkımızın bu konuda ve ülkemize şehrimize olacak yatırımların kimseye zülüm ve haksızlık yapılmadan uygulanması için duyarlı olmalarını diliyoruz." Dediler. Haftaya görüşmek dileyi ile Saygılarımla.