Çocuklarımıza ve gençlerimize kolayca ulaşıyor. “Çocuklarımızın bilgisayar odalarında ya da internet kafelerde, 'Saldırın!', 'Hızlan!', ”˜Öldürdüm!', ”˜Temizledim!', ”˜Geberttim herifi!', ”˜Abi kafa böyle parçalanır!' gibi vahşet çığlıklarını işitmek için kapıları biraz aralamak yeterli. Şiddet içeren bu oyunların, aynı zamanda egemen ülkelerin ideolojilerini aktarmalarının aracı olarak kullandıklarını anlamak zor değil. Bunu yanında çocuklarımızın bilgisayar başında eğlenirken düşünsel güçlerini, zihinsel reflekslerini arttıracak oyunlar da mevcut. Örneğin bilgisayar üzerinde bir satranç oyunu gibi”¦ Ama maalesef bu oyunları çocuklarımızın internet kafe gibi ticari işletmelerde bulmaları çok zor. Arkadaş çevresi ve ortamdaki uygulamalar tamamen savaş, kavga ve aksiyon içeren oyunlara çocuklarımızı yönlendirmektedir. Aslında bilgisayarın dünyamıza yoğun şekilde girmesiyle unuttuğumuz birçok değer var. Çocuk oyunlarımız (Körebe, Saklambaç, tekerlemeler vs.) , kütüphaneler (masalların, hikâyelerin, romanların müthiş dünyası”¦) , sohbetler (bilgisayarlarda kullanılan sanal sohbetler değil insanlarla yüz yüze dostluğun, samimiyetin, duyguların olduğu sohbetler”¦) ve insanı insanlarla kaynaştıran birçok şey”¦ Yine yaz tatili yaklaşıyor ve çocuklarımız karne hediyesi bilgisayar isteyecekler. Bilgisayar alındığında internet kafelerde tanıştığı şiddet oyunlarını evlerine taşıyacaklar. Saatlerini, günlerini bu oyunlarla harcayacaklar. Böyle bir ortamda yetişmiş bir çocuğun ileride toplum içerisinde yaşayacağı psikolojik sorunlar aynı akvaryumda yaşayan tek bir balığın okyanusa dönmesi gibi olacak. Dünyayı tanımaktan uzak, çevresiyle irtibatı bozuk, insanlarla bilgisayar dili haricinde iletişim kuramayan bir canlı. Bütün bunlardan bahsederken her şeyi kısıtlamak da değil amacımız. Geleceğimizin ve umutlarımızın nadide çiçekleri olan çocuklarımızın elbette mutlu olmalarını isteriz. Acaba onları gülümsetirken zarar veriyor olabilir miyiz? Bu soruya kısa ve net bir cevap vereyim “Evet”. Çünkü gerçekten bir öğrencinin iyi bir eğitim alabilmesi için bilgisayar bilmesine gerek yok. Yurt dışında bilgisayar eğitimi 16 yaşından sonra başlıyor ama bizde maalesef özel okullarda anasınıfında devlet okullarında 4. sınıftan itibaren başlıyor. Evde bilgisayar olmasını başkalarına hava atmakta kullananlar bile var. Bilgisayar özelliklerini bilmeden bizim bilgisayar bir buçuk milyar ama Ahmetler iki milyara almış. Birçok öğrenci ailesini nasıl kandıracağını biliyor ve kanıyorsun uzda “Anne, Baba öğretmenim internetten araştırma ödevi verdi bana bilgisayar lazım”. Hayır; arkadaşlar google'dan Copy-paste yapıp yazıcıdan çıktı almakla araştırma yapılmaz. Sanki google'nin dediği her şey doğru. Yaz tatilinin başlangıcında çocuklarımıza sanki ödülmüş gibi bilgisayar alıp onları cezalandırmayalım. Bilgisayarı atariyle aynı olduğunu sana bir gençlik bilgisayarı sadece oyun için kullanır. Bu nedenle bilgi teknolojilerinin bir ürünü olan bilgisayar ve bilgisayar oyunlarının çocukları bu açılardan olumsuz yönde etkilememesi için evde anne babalar, okulda eğitimciler ve toplumun diğer kuruluşlarına önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.