Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin büyük bölümün kar altında olduğunu hatırlatarak, özellikle kar sonrası havanın açmasıyla birlikte göz hastalıklarının da baş gösterdiğini belirtti. Karın göze direkt etkisinin bulunmadığını ifade eden Özdemir, ''Kar, özellikle güneşli bir havada, üzerine düşen bütün renkleri yansıtır. Güneşte insan vücuduna ve göze zararlı ultraviyole ışınlar var. Dolayısıyla böyle bir ortamda yansıyan ışınlar göze zarar verir'' dedi. Ultraviyole ışınlarının özellikle gözün arkasındaki hücrelere zarar verdiğini ifade eden Özdemir, şöyle konuştu: ''Gözün ön kısımda kornea dediğimiz bir mercek vardır. Bu mercek ortamdaki aşırı derecedeki ışınları tutarak gözün arkasını korur. Ancak belirli bir süre sonra bu mercekteki hücrelerin ölmesine yol açar. Bu durumda insanın gözünde şiddetli ağrı, sulanma ve kızarıklık gibi rahatsızlıklar başlar. Buna halk arasında ''kar körlüğü'' adını veriyoruz. Eğer bu kar körlüğü oluşmuşsa muhakkak bir göz hekimine başvurmak gerekiyor.'' -Güneş gözlüğü kullanın önerisi- Prof. Dr. Özdemir, vatandaşların ''kar körlüğü'' riski ile karşı karşıya kalmaması için bu tür havalarda güneş gözlüğü kullanmaları tavsiyesinde bulundu. Gözlük kullananların kolormatik camı tercih etmelerini isteyen Özdemir, ''kar körlüğünün'' ihmal edilmesi halinde gözü kaybetme riskinin bulunduğunu kaydetti. Koyu gözlü insanların ışığa karşı biraz daha dirençli olduğunun altını çizen Özdemir, ''Açık renkli gözlü insanlar daha hassastır. Yeşil ve mavi renkli gözlü insanlar ışıktan daha fazla rahatsız olurlar''dedi.