Işıkara, Kahramanmaraş Kent Konseyi tarafından düzenlenen "Kahramanmaraş'ın Depremselliği" konulu konferansa katıldı. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'ndeki konferansta konuşan Işıkara, deprem öncesinde alınması gereken tedbirleri, deprem anında yapılması gerekenleri ve deprem sonrasında izlenmesi gereken yolları anlattı. Sinevizyon eşliğinde vatandaşları bilgilendiren Işıkara, bir afetzedenin enkaz altından kurtarılmasını yansıtan sunu sırasında, "İşte bu çalışmalar 'benim insanımı enkaz altından nasıl kurtarırım' çalışmaları. Halbuki yapmamız gereken, yani hepimizin yapmak zorunda olduğu konu 'benim insanım enkaz altında nasıl kalmasın' çalışmalarıdır. İşte bizim senelerce ihmal ettiğimiz ve de hala ihmal etmeye devam ettiğimiz konu bu" diye konuştu. Türkiye'deki deprem rakamları hakkında da bilgiler veren Işıkara, 1900 ile 2010 yılları arasında 4'ün üzerinde 9 bin 200 adet deprem olduğunu belirtti. Yalnızca 2010 yılı içerisinde Türkiye ve yakın çevresinde 11 bin 352 depremin olduğunu, 2011 yılında bu rakamın 11 bin 600'e ulaştığına dikkat çeken Işıkara şöyle konuştu: "Bunları deprem büyüklüğüne göre sınıflandırırsak Türkiye'de 1900 ile 2010 yılı arasında 4 ve 4,9 arasında ortalama 5 günde bir deprem oluyor. Van depreminin artçı sarsıntılarını bir kenara koyarsak yarın Türkiye'nin her hangi bir yerinde 4 ile 4,9 arasında bir deprem olursa bu benim için sürpriz olmaz. 5 ile 5,9 arasında 3 haftada veya ayda bir kere deprem olabiliyor. Yine Van'ı bir kenara bırakırsak şu anda ülkemizde 5 ile 5,9 arasında bir deprem olursa bu benim için sürpriz olmaz. 6 ile 6,9 arasında 8 ayda veya yılda bir kere deprem oluyor. 19 Mayıs 2011 Simav Depremi bunun üzerine bu bir sene içerisinde Türkiye'nin herhangi bir yerinde buna Maraş'ta dahil 6 ile 6,9 arasında bir deprem olursa bu yine benim için sürpriz olmaz. Yine 7 ile 7,9 arasındaki depremleri dile getirmiştim. Yalnızca Türkiye sınırları içerisine baktığımızda 8 veya 9 yılda bir bu büyüklükte deprem oluyor. O zaman söylediğim ifade ettiğim şuydu. 12 Kasım 1999'dan bu yana 7 nin üzerinde bir deprem yok, 'bu çok doğal bir şey değil. Bu Türkiye'nin deprem gerçeğini yansıtmıyor' demiştim ve 23 Ekim 2011 Van depremi oldu. Şimdi bunun üzerine yalnızca Türkiye'nin sınırları içerisinde 7'nin üzerindeki bir depremi ele alır ve üzerine 7-8 yıl koyarsanız bu süreç içerisinde 7'nin üzerinde bir deprem olursa bu hiç kimse için sürpriz olmamalı". Doğu Anadolu Fay Zonu'nun da dünyanın en aktif hatlarından biri olduğuna vurgu yapan Işıkara, "Kuzey Anadolu fay zonu gibi Doğu Anadolu fay zonu da yalnız Türkiye için değil, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri. Dönüp baktığımız zamanda Hatay'dan kuzeye doğru gidip bizim Kızıl Deniz Yükseltisi dediğimiz sonra bir şekilde Osmaniye civarında birleşip Kahramanmaraş'tan Karlıova'ya kadar uzanan Doğu Anadolu fay zonu üzerinde uzun bir süredir bir büyük deprem yok. Dolayısıyla bu Kızıldeniz yükseltisi üzerinde Hatay ve hem de doğu Anadolu fay zonu üzerinde başta Kahramanmaraş üzerinde, bu çizgisellikte bir deprem olursa bu hiçbirimiz için sürpriz olmaması lazım. Neden? Çünkü bu Türkiye'nin deprem gerçeği" ifadelerini kullandı. Depremin ardından oluşabilecek diğer etkenlere de değinen Işıkara, sunumunda Japonya'daki tsunami örneğini verdi. Tsunaminin açık denizlerde ve okyanuslarda olacağını dile getiren Işıkara, "Marmara'da tsunami olmaz, olsa bile lodos dalgası kadar olur. Şimdi gördünüz mü tsunami setini. Bu seti yapmışlar ama yüksekliğini yanlış hesap etmişler 6 metre. 10 metre yapmış olsalardı tsunami zarar vermeyecekti. Demek ki belli önlemleri almakla tsunami dahil korunmak mümkün" şeklinde konuştu. Türkiye'de bina yaş ortalamalarının ise 22 yıl olduğunu işaret eden Işıkara, vatandaşları eski evlerinden çıkmaları konusunda uyardı. Binaların yüksekliğinden çok, geometri ile yapılmasının önemli olduğunu kaydeden Işıkara, bu konuda da belediyelere büyük önem düştüğünü belirtti. KONFERANSTA GÜLDÜREN ANLAR Işıkara'nın konferans sırasında verdiği bazı örnekler ise salonda kahkahaların yükselmesine neden oldu. Televizyondaki bir program esnasında yaşanan depremi ve deprem sırasında kameramanın gelerek, sunucunun bulunduğu masayı tutmasını esprili bir dille ele alan Işıkara, "Sanane lan onlar tutuyor masayı. Öyle değil mi? Yanlışı gördünüz değil mi?" diyerek yorumladı. Konferansın sonundaki soru cevap bölümü de oldukça renkli geçti. Katılımcıların merak ettikleri soruları Işıkara'ya yönelttikleri esnada, kimi zaman korkudan, kimi zaman ise bilgisizlikten dolayı gülüşmeler yaşandı. Işıkara'ya yöneltilen sorular ve cevapları şöyle: - "Hocam, Van'da deprem olacağını bilmişler. Maraş'ta da Nisan ayında deprem olacak diye konuşuluyor doğru mu?" - "Yok öyle bir şey. Mevcut bilimsel imkanlarla depremin hangi bölgede ve hangi büyüklükte olabileceğini tahmin edebiliyoruz ancak zamanını bilmek mümkün değil." - "Hocam Kahramanmaraş'ta 30 yıl önceki binaların altında ve evlerde su kuyuları var. Deprem neyi sever? Deprem suyu sever. Deprem olduğu zaman ilk yıkılacak evlerden biri de benim evim." - "Depremle suyun ilgisi yok. O zaman yerleşim yerleri onu icap ettiriyordu. Su ile deprem arasında bir ilişki yok. Sudan zarar gelmez." - "Hocam 2 aydan beri yatamıyoruz. Gece ancak saat 03.00'ten sonra yatıyorum. Ne yapacağız" - "Yok sen bu gün beni dinle saat 10.00'da yat." Konferansta konuşan Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz ise belediye olarak kentte meydana gelebilecek bir deprem öncesinde gerekli tüm tedbirleri almaya çalıştıklarını söyledi. Özellikle kaçak yapılaşmaya asla müsaade etmediklerini dile getiren Poyraz, yarın ağlamamak için bu gün bazı zorluklara katlanılması gerektiğini ifade etti. Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan'da, vatandaşları deprem konusunda bilinçlendirmek için bu konferansı düzenlediklerini ve bu yöndeki faaliyetlerinin aralıksız devam edeceğini kaydetti. Konferans sonunda çok sayıda öğrenci Işıkara ile fotoğraf çektirmek istedi.